Şirin Sever Güney tartışmasında kim haklı?
HABERİ PAYLAŞ

Güney tartışmasında kim haklı?

Gündemde Yılmaz Güney tartışması var malum.. Kaçıranlara adım adım hatırlatayım:

Güney tartışmasında kim haklı

1. ADIM: Yılmaz Güney’in 39’uncu ölüm yıldönümü sebebiyle yazar Murathan Mungan, şöyle bir paylaşım yaptı: “İyi bir yönetmen, iyi bir oyuncu, iyi bir senarist olmasının yanı sıra sinemamızın en iyi yürüyen erkeğiydi. Bir daha kimse onun gibi boynunu hafifçe yana kırarak hüzünle bakarken içimizin en ücra yerine dokunamadı...”

Yazarın notu: Usta bir ismi ‘yürümesine güzelleme yaparak’ anmak epey absürd diye düşünmekteyim.

Haberin Devamı

2. ADIM: Bu paylaşım üzerine oyuncu Farah Zeynep Abdullah çıktı dedi ki; “Sinemamızın en iyi yürüyen erkeği.. Kadın döven.. Şiddet türleri açısından zengin.. Etkili silah kullanan diyelim..”

Yazarın notu: Yalan mı? Ya da haksız mı?

3. ADIM: Güney Ailesi, bu açıklama üzerine Abdullah’a dava açmaya karar verdi.

Yazarın notu: Dava falan... Abartmasanız mı acaba? Yılmaz Güney’in vukuatlarını herkes bilir ama büyük bir sanatçı olduğu için görmezden gelinir. Mahkemede çıkıp ne diyeceksiniz; “Hepsi yalan, olmadı bunlar” falan mı?

4. ADIM: Farah Zeynep Abdullah dava haberi üzerine şunu söyledi; “Ok. Hakimi vurmak yok ama!”

Yazarın notu: Tam kapak! Arşivlerde Yılmaz’ın yargıcı öldürdüğü için hapis yattığı yazılıdır. Daha iyi cevap verilebilir miydi acaba?

5. ADIM: Sosyal medya ikiye bölündü. ‘Sanatçı kişi vukuatlıysa onun eserlerine de mesafe koymalı mıyız?’ tartışması başladı.

Yazarın notu: Herkesin kararı kendine ama bana kalırsa kimsenin fanı olmamak en doğrusu. Yanlış olana yanlış demek, üstünü örtmemek; öte yandan üretilen şey değerliyse hakkını vermek. Yani körü körüne bağlanmamak, işe bakmak. Tam İlyas Salman’ın dediği gibi aslında; “Politik görüşümüz idrakımızı örtmemeli.”

Güney tartışmasında kim haklı

‘Günün absürdleri’ listesi...

* Dünyanın en absürd çifti olabilir mi Kanye West ve eşi Bianca Censori? Birisi siyahlar içinde, yüzünü kapüşonla kapatıp çoraplarıyla dolaşıyor, diğeri nerdeyse çıplak! Neden mesela; ne dertleri var acaba? Mesele ilginç olmaksa daha mükemmel yollar bulamazlar mı?
* Dünyanın en absürd iz sürme olayı olabilir mi bir gömlekle Hadise’nin eski kocasına dönüp dönmediğini anlamak? Geçen gün Hadise tatilde bir foto paylaşmış, bir erkeğin kolu yarım görünüyor! Efendim o gömlekten Mehmet Dinçerler’de de varmış, hayır gömlekteki çizgilerin kalınlığı aynı değilmiş. Neler neler! Ya hiç mi işiniz yok sizin!
* Dünyanın en absürd takıntısı olabilir mi Sibel Can’ın kiloları? Son konserinden görüntüler sosyal medyaya düştü, herkes tuzlukla koştu. Yahu bu kadının umurunda değil kiloları, sizin neden bu kadar umurunuzda? Herkes Gülşen gibi olmak zorunda mı? Kiloya değil, sese mi baksak acaba?
* Dünyanın en absürd ikilemi değil mi Semiramis Pekkan’ın saçını haftada bir yıkaması? İkilem şurada; zengin haftada bir yıkayınca bakım oluyor, fakir haftada bir yıkasa ‘kokuyor’ olur! Evet sık saç yıkayınca, saçın doğal yağ dengesi bozuluyor ama bir hafta da çok uzun değil mi? Terliyoruz, toza maruz kalıyoruz hani, abartmasak mı? Fön çektirip 3 gün o fönle gezenle dalga geçilir normalde “Fakir misin?” diye ama Pekkan yapınca oluyor demek. Ok!

Haberin Devamı

 Güney tartışmasında kim haklı

Haberin Devamı

BİR FESTİVAL BİR ADAYA BU KADAR MI YAKIŞIR?

Hep söylerim; Bozcaada’nın hastasıyım! Kendi halinde oluşunu, salaşlığını, meydandaki dev çınar ağacını, mezelerini, sokaklarını ve Bozcaada Caz Festivali’ni çok severim. Geçen hafta yine festival sebebiyle oradaydım! 2018 yılından bu yana festivalin destekçileri arasında yer alan Volkswagen markasının davetlisiydim. Yolculuğumuz İstanbul’dan Volkswagen’in SUV modelleri Taigo, T-Cross ve T-Roc araçlarla başladı. Ada yine dolu, yine çok keyifliydi. Ayazma Manastırı’nın bahçesindeydi festival. Bir tarafta ay ışığının vurduğu deniz, bir tarafta caz. Çimlere oturmuş, bağdaş kurmuş bir kalabalık. Cazın farklı tınıları ile dolu bir program, birbirinden başarılı ve önemli müzisyenler... Sahnede olanlar da, onları dinleyenler de mest. Eğitimli, iyi müzik tutkunu, medenice eğlenmeyi bilen insanlar içkisini yudumladı, özgürce müziğini dinledi, dans etti. Herkese çok iyi geldi. Festivalin bu seneki teması ‘oyun oynamak’tı. Hayata daha sıkı tutunmak, kendimizle ve başkalarıyla daha derin bağlar kurmak, umudumuzu yeşertmek için ‘oyun oynamak’. Tüm etkinlikler de ‘oyuncu insanı’ yeniden hatırlamamıza yardımcı oldu. Konu oyun olunca; Volkswagen SUV araçlar da festivalin ruhuna iyi uyum sağladı. Zira marka, yolculuk yapanlara sadece bir araç değil, teknolojisi ve dijital donanımı ile bir oyun alanı da sunuyor aynı zamanda. Bozcaada Caz Festivali, Türkiye’nin en değerli, korunması gereken, sahip çıkılası festivallerinden biri bana göre. İşte bizimki de, ülkede sayıları giderek azalan böyle değerli festivallere sahip çıkma eylemi. Müzik hep olsun, destek verenler çok yaşasın.

Güney tartışmasında kim haklı

Sıradaki haber yükleniyor...
holder