Şirin Sever Hangi yardım gerçek?
HABERİ PAYLAŞ

Hangi yardım gerçek?

Deprem felaketinin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti… Hayat normale dönmek zorundaydı, döndü de bir şekilde. Zaten mesele normalleşmek olmamalıydı… Mesele unutmamak olmalıydı. Asla da unutmayalım! Bu süre zarfında yardım etmeye devam edenler var biliyorum, okuyorum, izliyorum. Allah gönülden yardım eden herkesten razı olsun. Öte yandan normalleşmeye kılıf bulmak için yardımı diline dolayanlar da o kadar çok ki…

Her etkinlik yapan ‘yardım için’ yaptığını söylüyor. Her konser veren, her sergi açan gelirin bir kısmının depremzedelere aktarıldığını duyuruyor. Herhangi bir şey satan, bir yerde yemek yiyen, misafir ağırlayan… aklınıza kim ve ne gelirse işte… Herkes depremzedelere yardım yaptığını söylüyor bir şekilde. İcraat var mı? Bilmiyoruz! İspatı nerde? Yok! Herkesin dilinde öyle ama. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamayı duymuşsunuzdur; 15 Şubat’ta depremzedeler için ‘Türkiye Tek Yürek’ başlığıyla ekranlarda başlatılan bağış kampanyasında 115 küsur milyar toplanmıştı.

Haberin Devamı

Bugüne kadar yatırılan paranın toplam tutarı 74 milyar küsur liraymış. Yani 41 milyar küsur lira ‘henüz’ yatırılmamış. Görün işte, biz boşuna kronik şüpheci olmadık! Geçmişte yaşadıklarımızın da etkisiyle inancımızı yitirdik. Bizim mahalledeki marketin köşesine iki leğen çiçekle gelen satıcı bile, önüne ‘Hataydepremzede’ yazılı karton koyup satış yapıyor iki gündür. İnandım mı peki, vallahi elimde değil, inanmadım.

Elbette samimi olanlar, gerçekten yardım edenler var ama bu yardım meselesinden nemalananlar da o kadar fazla ki. Sinirimi aşırı şekilde bozuyorlar. Depremzedeleri kullandıkları yetmezmiş gibi, iyi niyetlileri de sömürüyorlar bir güzel. İki kişi buluşunca bile, ‘deprem projesi var, onu konuşuyoruz’ diyor insanlar. Yahu atmayın, abartmayın, suyunu çıkarmayın artık. Kılıf bulmaya da gerek yok, herkes baksın işine.

Yani her şey öyle birbirine karışmış durumda ki artık, emin değilsem inanmıyorum, duyurmuyorum, oralı olmuyorum. İspatınız varsa hay hay, buyrun konuşalım. Bu kronik güvensizleri siz yalancılar yarattınız unutmayın!

Haberin Devamı

Yerel üreticiye destek şart

Deprem bölgesinde yardıma hala ihtiyaç var elbette. Barınma, içecek su, yemek, sağlık gibi büyük sorunlar büyük kurum ve kuruluşların işi, onların elini bölgeden çekmemesi şart. Ancak eti budu/geliri belli normal vatandaşın da bölge insanı için yapacağı şeyler var; mesela yerel üreticiyi desteklemek. Bölgeden, toprağından ayrılmak istemeyen, ellerindeki ürünü satmak isteyen, üretmeye devam eden, karınca kararınca çabalayan o kadar çok sayıda girişimci var ki bölgede… Balcılık/peynircilik yapanlar, sabun üretenler, pastane ürünleri ve bölge yemekleri satanlar, baharat işi yapanlar… Onların ayakta kalması, üretmeye devam etmesi için harekete geçebiliriz. Zeytinyağınızı, salçanızı, zeytininizi, tereyağınızı, hatta taze sebze meyvenizi bile alabileceğiniz onlarca adres var.

  • Dijital satış platformlarında,
  • İlgili tüm sosyal medya hesaplarında listelerini bulabileceğiniz bu üreticilerden alışveriş yaparsanız, onlara dayanmak için de umut vereceksiniz aynı zamanda.

‘Antakya Künefesi’ koruma altında

İşte tam da bölgedeki üreticiler desteklenmeli derken… Sevindirici ve tatlı mı tatlı bir haber geldi. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Avrupa Birliği’ne yaptığı başvuru üzerine, Antakya künefesi tescilli coğrafi işaretli ürün oldu ve koruma altına alındı. Buyrun işte, bölge esnafına mis gibi bir moral. AB’den yapılan yazılı açıklamada da; “Antakya künefesinin AB tescili, yaşanan deprem felaketinin sonrasında yaralarını sarmakta olan Hatay’ın tarihi ve kültürel mirasının korunmasına katkı sağlayacaktır” denildi. İnsanların işine devam etmesi, ayakta durabilmesi, bölgede hayatın canlı kalabilmesi, bölge kültür ve zenginliğinin devamı için insanlara neden lazım. Ve işte bu da, çok güzel bir neden ve adım.

Haberin Devamı

Oscar’a ‘uzaktan’ bir bakış

  • Türkiye’de deprem sebebiyle Oscar törenleri kimsenin umrunda olmadı anladığım kadarıyla. Her zaman heyacanı daha büyük olurdu; olmadı, olamadı. ‘Biz film olmuşuz zaten, Oscar bizim neyimize’ tadında bir durum diyebilir miyiz?
  • TRT’nin bu yıl Oscar Ödül Töreni’ni yayınlamaması da son derece absürd! Kanalın, töreni deprem nedeniyle yayınlamadığı söylendi. Diziler yayında, her türlü yayın ekranda ama Oscar yayını yok! Biraz tuhaf değil mi?
  • Bu yıl Oscar filmlerinden bir tek ‘Balina’yı izleyebildim. Geçenlerde yazmıştım; müthiş duygusal bir film. Tükenmişlik sendromu yaşayan, yiyerek kendini öldürmenin eşiğine getiren 270 kiloluk karakteri oynayan Brendan Fraser, hayatının performansını sergiliyor diye. İşte o performansla ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı. Demiştim demek istemem ama demiştim!
  • Bu yıl 7 Oscar alarak törene damga vuran ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ filmi halihazırda dijital bir platformda yayında ancak izleyen herkes o kadar kötüledi ‘anlamadım, yarım bıraktım, bileklerimi kesecektim’ gibi şeyler söyledi ki; bir türlü izlemeye cesaret edemedim.
  • 7 Oscarlı bu anlaşılmaz filmi izlemek için tam tüm gücümü toplamışken, bu kez de sinema eleştirmenlerinin film için söylediği “The Matrix meselelerini halka indirmiş” gibi cümleleri okudum, tekrar vazgeçtim. Bir Oscar filmi hakkında da bilgim olmasın canım, dünyanın sonu mu?
Sıradaki haber yükleniyor...
holder