Şirin Sever Herkese iyi seneler…
HABERİ PAYLAŞ

Herkese iyi seneler…

Eski yılı uğurlamaya saatler kaldı… Eski yılla birlikte acıları, hayal kırıklıklarını, hüzünleri, kavgaları ve tüm ağırlıkları da uğurlama zamanı. Olan oldu, o dündü. Şimdi yeniden başlama zamanı… Sezen Aksu’nun dediği gibi; acının insana kattığı değeri bilerek; küsmeden, bıkmadan önümüze bakma zamanı… İlk günden başlayın hadi… Kendinizi sevin; bedeninize, ruhunuza iyi gelecek şeyler için vakit yaratın... Kahkaha atacağınız güzel bir filme gidin... Mis gibi kokan bir kahve eşliğinde, sizi besleyecek bir sohbete dalın… Güzel bir kitabın sayfaları arasında kaybolun… Hafif yemeyi öğrenin. Ama arada en sevdiğiniz tatlıdan ısmarlayın kendinize. Güzel şeylerin tadını çıkarmayacaksak ne tadı kalır hayatın, değil mi? Sporu, yürümeyi, hareketi külfet değil, zevk olarak görün. O bir türlü anlamadığınız, çözemediğiniz arkadaşınızı olduğu gibi kabul edin... Mutfağa girin, terapi niyetine yemek yapın. Arkadaşlarınıza sofra kurun, yiyin, için, gülün. Bir çocuğu güldürün... Sevdiğiniz bir omuza koyun başınızı, tadını çıkarın... Ve elinizdekilerin kıymetini bilin. İyi seneler herkese…

Haberin Devamı

Arda selfie’si

Günlerdir, metroya binen Arda ve onu tanıyıp “Sen o ünlü futbolcu değil misin oğlum?” diyen teyzeyle çektiği selfie’nin haberi var her yerde. Merak ettim; tıklım tıkış metroda, Arda’yı bir tek o teyze mi tanıdı? Fotoğraftan anladığım; dönüp bakan yok, izdiham yok, herkes kendi halinde. Nasıl bir dikkat varmış o teyzede, maşallah.

Sayın Bakan sevinmiştik oysaki...

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Sevgi Evleri’nde kalan 40 çocukla ‘Star Wars’ filmini izlemiş; “Bundan sonra sanatsal ve kültürel faaliyetler hayatımızın içinde olacak” diye de demeç vermiş. Ne güzel… Sayın Bakan’ın söyledikleri ve çocuklarla fotoğrafı şahane.

Politikacıların bu doğal, insani, sosyal halleri herkese iyi geliyor bence, kalplerimize dokunuyor. Öte yandan... Aynı bakanlığın, kadrosundaki 32 psikolog ve 37 çocuk gelişim uzmanı kadrosunu iptal ettirip; yerine 25 din görevlisi, şoför ve teknisyen ataması kalbimizin neresine dokunacak peki? Kadın ve çocukların bu kadar çok istismar edildiği bir ülkede, bu kararın açıklaması nedir gerçekten? Biz şimdi bu fotoğraftaki Bakan’a mı inanmalıyız, atamayı yapan Bakan’a mı?

Haberin Devamı

Bu evlilik komedisi izlenir

‘Kocan Kadar Konuş’ bu coğrafyada evliliğe programlanmış kadınların aslında gayet acıklı hikayesini, çok komik bir dille anlatıyordu... 30 yaşına basmış, henüz evlenmemiş ‘Efsun’, ailesinin “evde kaldın” baskısı ve çocukluk aşkı ‘Sinan’ arasında sıkışıp kalıyordu. Hatta ailesi yüzünden, sevdiği adamı kaybetme noktasına gelmişti, film de böyle bitmişti… Filmin ikincisi ‘Kocan Kadar Konuş-Diriliş’ 1 Ocak Cuma vizyona giriyor. Başrol oyuncuları Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın da katıldığı özel gösterimde izledim filmi. İşte size ikinci filmden haberler…

Ezgi Mola, aile baskısından gelinliğini bile seçemeyen ‘Efsun’ rolünde.

*İlki kadar bol kahkaha atacağınız bir film olmuş.

*Bir kadını “Kendi düğünüme gitmek istemiyorum” noktasına getiren anne, anneanne ve kaynanalar bu filmi izlemeli.

Haberin Devamı

*‘Efsun’un kaynanası rolünde Hümeyra var; şıklığıyla, klasıyla, oyunculuğuyla göz dolduruyor. Despot ve fazla açıksözlü bu kaynana çok konuşulur!

*‘Efsun’un annesi rolünde Gülenay Kalkan, anneanne rolünde Nevra Serezli müthiş! Kadınlığın kitabını yazdığını sanan bu bencil ve komik kadınlar, tam evlere şenlik.

*Murat Yıldırım, komediye daha da alışmış. Ezgi Mola filmi sürükleyen isim ve gerçekten komik.

*İlk film 2 milyona dayanmıştı. İkincisi bu rakamı geçer diyerek bahisleri açıyorum.

*Kafa boşaltmak isteyenlere tavsiye ederim.

Deniz akkaya’nın ‘EN’leri

*En son okuduğun kitap?

‘Hollywood İşi’. (Ramazan Kurtoğlu) Sevilen filmlerin ideolojisini anlatan, güzel bir kitap. Okunmalı.

*En son izlediğin film?

‘Steve Jobs’. “Kimse sadece iyi ya da sadece kötü değildir” mesajı veriyor.

*En son dinlediğin albüm?

Adele. Beklediğimize değmiş, harika bir albüm.

*En büyük zaafın?

İyi yemek için yer, zaman, mekan tanımam!

*En sevdiğin yemek?

Döner. Hele Bayramoğlu’na gittiğimde üç porsiyon yerim.

*En büyük pişmanlığın?

Pişmanlığa inanmam. Ders alınacak deneyimler vardır.

*Hakkındaki en büyük şehir efsanesi?

Çenemin ve kulaklarımın estetik olması!

*En son ne zaman güldün?

Kızımın doğum gününde dostlarıma çok güldüm.

*En son ne zaman ağladın?

Angelina Jolie’nin ‘By The Sea’ filmini izlerken; güçlü bir kadının ne kadar güçsüzleşebileceğini görünce ağladım.

*Kendini en çok ne yaparken iyi hissedersin?

Spor yaparken ve çalışırken.

*En son indirdiğin aplikasyon?

Geç oldu ama İBB CepTrafik. (İstanbul Büyükşehir Belediyesi)

*Kendine en son ne aldın?

Selma Çilek’ten parka, Beymen’den Yves Saint Laurent çizme aldım.

*En son ne zaman spor yaptın?

Sabah. Haftada altı gün yapıyorum.

*Biz konuşmadan önce en son yaptığın şey?

Bir çekimden çıkmış, trafikte eve dönmeye çalışıyordum.

Makara

Türkiye’de ‘anne kızlık soyadı’ olmasaydı, güvenlik nasıl sağlanacaktı?

Yapma Yavuz Bingöl!

Bu ülkede siyasi açıdan azıcık mağdur olan herkesin “Ahmet Kaya gibi linç edildim” diye ortaya çıkmasına sinir oluyorum! Ahmet Kaya gibi sana da manşetlerden “Şerefsiz” mi dediler? Tutuklandın mı ya da ülkeden mi sürüldün? Ölen bir çocuğun annesinin meydanlarda yuhalanmasına hak verdin, hadsiz açıklamanla tepki gördün o kadar. İyice şaşırıp da, kendini Ahmet Kaya ile bir tutma rica ederim!

DUVAR YAZISI

“Ben Attila İlhan değilim. Belki de sen bana mecbursundur, bilemeyiz…”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder