Şirin Sever 'İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...'
HABERİ PAYLAŞ

'İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...'

Haberin Devamı

Yine bir terör saldırısı. Yine ortalık kan gölü. Yine acılarla yüzleşmişiz, kurduğumuz bütün o umut dolu, hayata sarılmakla dolu cümlelerimizi yutmuşuz, birbirimizi yiyoruz...

İşte her saldırıda bize olan bu! ‘Sen niye üzülmedin, sen niye öyle dedin’ diyerek üzüntü yarıştırıyoruz. Sosyal medyada İzmir’deki saldırının haberlerine bakarken gördüm Yıldız Tilbe’nin yazdıklarını. “İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz?” diye soruyordu. Hiçbir şeyden haberi olmadan şarkı paylaşmış, milletten zılgıtı yemiş. Derdini anlattığı cümleleri okuyup ona hak vermemek, üzerinde durup düşünmemek imkansız. “Bugünkü olaydan habersiz bir şarkımı paylaştım, bir sürü laf yedim. Çok üzüldüm...” “Ben şarkı söyleyerek tahliye ediyorum gemideki suyu. Ve içimdeki her şeyi. Hoca dua ederek, aşık sevdiğinin adını diyerek.. Herkes bir türlü. Kime ne?” “Bir gemi fırtınaya tutulup suyla dolduğu zaman, gemidekiler suyu mu tahliye etmeli yoksa suçlu arayıp birbirine mi girmeli?”

İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...

Kimileri Yıldız Tilbe’ye çatlak der, deli der ama gecenin en anlamlı cümleleriydi yazdıkları. Bırakın artık başkalarına ayar vermeyi, kimin acısını nasıl yaşadığını sorgulamayı. Kendi işinize, içinize bakın.


MAKSAT TİYATRO OLSUN

Terör olayları bitmiyor. Haliyle iptal edilen konserler etkinlikler, gösteriler de... Kimi tepkilerden çekiniyor; kimi yaşayamamaktan, korkuya teslim olmaktan. Herkes kendi doğrusunu yaşıyor. Ama bu karışıklığın içinde, ruh sağlığımızı korumak adına türlü türlü iyi niyetler de devreye sokulmuyor değil…

İSTEYEN DAVETLİ OLSUN

İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...

Tiyatro grubu E.S.E.K.’in kurucusu Uğur Uludağ onlardan biri. Şöyle bir çağrısı var: “Teröre en güzel yanıt, normal yaşantınızı en üst seviyeye taşımaktır. Bugüne kadar gitmediğiniz baleye gitmektir. Operet ne, öğrenmektir. Sergiye gidip bir tablonun, bir heykelin önünde zamana değer katmak, zamanı ‘değer’lendirmektir. Senede bir gittiğiniz tiyatroya her hafta gitmektir. Ben sahibi olduğum tiyatro ekibi adına 10 Ocak’taki oyunumuza herkesi davet ediyorum. İsteyen bilet alsın, masraflarımıza destek olsun. İsteyen davetlim olsun... posta@esekart.com adresine ‘davetiyemi istiyorum şu kadar kişi gelicez’ yazan bir e posta atmanız yeterli…” Yeni oyunun adı ‘Bu Oyuna Gelecek 100.000 Kişi Bulabilirim’. Bravo Uğur, ben oradayım.

HOLLYWOOD'DA GENÇ BİR TÜRK

Bugün sizi Amerika’da parlak işler yapan bir Türk’le tanıştırmak istiyorum... Ali Aksu 22 yaşında. Ama Z kuşağının kodlarını bildiği için, Hollywood’ta başarıdan başarıya koşuyor. Nasıl olduğunu anlatayım: Ali Aksu, ODTÜ lisesinde okuduktan sonra UCLA’da yani University of California Los Angeles (UCLA)’da film ve ekonomi dallarında eğitim görüyor. Okuldaki ikinci yılında, sosyal medya fenomenlerinin gücünü pazarlama aracı olarak kullanan ‘Challenged’ adlı aplikasyon firmasında çalışıyor, bir çok Youtube fenomeni ile ilişki kuruyor.

O BİR FİLM YAPIMCISI

İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...

Asıl hikaye, Max Gottlieb adlı yapımcıyla tanışınca başlıyor. İkili, bir süre sonra ‘Laid in America’ adlı bir film yapmaya karar veriyor. Ana fikir, YouTuber’ların ağırlıklı olduğu bir kadro ile Z kuşağına hitap etmek! Bu komedi filmini çektikten sonra Universal Studios ile distribüsyon anlaşması imzalanıyor. Film 26 Eylül 2016’da Londra’da ve Los Angeles’ta yapılan iki farklı gala ile satışa çıkıyor. İlk haftada İngiltere’de iTunes platformunda 3. sıraya yükseliyor. ‘Sıradışı’ bir yapım olarak Forbes, Variety gibi platformlarda konu ediliyor. TABULARI YIKIYOR Aksu, 2016’da ‘Scooter Braun Projects'le çalışmaya başlıyor. SB Projects, Hollywood'un en başarılı menajerlik şirketi, müzik ve film yapımları da üretiyor. Burada Kanye West, Ariana Grande, Justin Bieber gibi sanatçıların sosyal medya stratejileri üzerinde çalışıyor. Yani işin özeti şu: 22 yaşında bir Türk genci, genç jenerasyona hakim olup Hollywood’ta kendine bir yol açabiliyor. ‘Sinema salonuna gerek yok’ diyerek sınırları yıkıyor ve filmi internette yayınlıyor. Şimdi söyleyin, kurtlar sofrası Hollywood’ta başarı değil de nedir bunun adı?

Z KUŞAĞI NEDEN ÖNEMLİ?

Ali Aksu’nun özel ilgi alanı ‘Z jenerasyonu’. Onların kültür ve alışkanlıklarının analizini yapıyor ve bu konuda müzik ve film sektörlerine yön veriyor. ‘Laid in America’yı pazarlarken de Z kuşağının kodlarını, esprilerini kullanarak onların dikkatini çekiyor.

Verilerin de doğruladığı gibi bu jenerasyon, pazarlama stratejilerinde büyük rol oynuyor. Markaların Z kuşağı için harcadığı bütçe yüzde 50 artmış durumda. Üreticiler biliyor ki, Z kuşağı televizyon izlemiyor. Onlar için ayrı reklam harcamaları yapıyorlar. Ali Aksu da işte buna kafa yoruyor.

İşimiz eğlence olabilir, ya içimiz...

HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİTMİYORLAR

Peki Amerikalılar’ın bilmediği neyi biliyor bu genç adam? “Benim yaşıtlarımın kolayca teptiği fırsatları tepmedim, bir şeyleri hep kovaladım. Çok emek verdim. Ayrıca yaşadığım coğrafyanın da etkisi oldu” diyor. “Türkiye’deki ve Hollywood’taki Z kuşağı birbirinden farklı mı?” İşte cevap: “Amerika’daki Z kuşağı başarıya motive. Kendini ifade etmek konusunda da çok başarılı. Çok bireysel ve kendine dönükler. Burada herkes çok içiçe, birbirlerinden etkileniyorlar. Konfor alanlarından çıkıp bir şeyleri zorlamak konusu Türkiye’deki Z kuşağına zor geliyor. Hayallerinin peşinden gitmiyorlar...”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder