Şirin Sever Özkan Uğur’un ardından…
HABERİ PAYLAŞ

Özkan Uğur’un ardından…

Yıl 2013…

Milliyet Pazar ekindeki ilk röportajım.

Özkan Uğur, kanser hikayesini, hastalığını nasıl yendiğini ilk kez bana anlatıyor. Kahkahalar atarak, büyük bir yaşam sevinciyle hem de. “Ne yani, bu saatten sonra kabakulak olacak değiliz ya! Lenfoma olduk haliyle” diye ti’ye alarak.

Vefatını öğrenince, hemen o röportajı arayıp buldum ve tekrar okudum. Yazıya şöyle başlamışım...

***

“Hayatın çok acayip bir matematiği var...

Siz kendinizi kaptırmış koşturup dururken, nereden çıktığını anlamadığınız bir kamçı şaklayıveriyor bazen tepenizde. ‘Dur’ diyor, ‘Nereye koşturup duruyorsun, bekle bakalım...’ İşte, Özkan Uğur da başına gelenleri böyle okuyor. MFÖ’nün en hiperaktif adamıyken, sahnelerin tozunu attırırken, dizi setlerine koştururken bir sabah lenfoma olduğunu öğreniyor.

Haberin Devamı

Özkan Uğur’un ardından…

Lenfoma, bir tür lenf kanseri. Şakaya gelmez. Hemen ‘dur’ diyor kendine; çekidüzen veriyor hayatına.

Sahneden, setlerden, hayranlarından, kalabalıklardan hatta çok sevdiği kedisi Tako’dan bile uzak durmak zorunda kalıyor; çünkü mikrop kapmaması lazım, bağışıklık sisteminin çökmemesi lazım... Neyse ki geçenlerde, bir arkadaşının düğününde kendini sahneye atıp kurtlarını döktü de hastalığı yendiğini, sapasağlam olduğunu öğrendik.

Tamam hastalığı yendi de neler yaşadı, hayata nasıl baktı, merak ediyor insan. Kolay iş değil ki, Twitter’da öldüğünü bile okumak zorunda kaldı adam, düşünsenize... Sağolsun kırmadı beni; en çok da başka hastalara moral olsun, destek olsun diye anlattı.

Baştan söyleyeyim; öyle felsefi, büyük büyük cümleler kurmayı seven bir adam değil. En çok da ‘kanseri yenen adam’ gibi cümlelere sinir oluyor, haberiniz olsun...”

***

Ne yazık ki 10 yıl direnebildi Özkan Uğur. Elinden geleni yaptığına da adım gibi eminim. Allah rahmet eylesin, enerjisi çok yüksek, dünya tatlısı bir adamdı çünkü. Zaten ardından samimiyetle yazılanlar, söylenenler ortada; rahmetle ve sevgiyle anılacağı kesin.

Bazen böyle kayıpların ardından düşünüyor işte insan; geride ne kalacağını, neye değip değmeyeceğini.

Kalanlar keşke buna kafa yorsa biraz.

Haberin Devamı

Nasıl güzel bir anlatım bu!

Derdim eski bir yazıyı hatırlatmak değil elbette. Bütün iyiler bir bir gidiyor, ona üzülüyor insan. Bir de Özkan Uğur’un performanslarını bir bir açıp bakarken, şarkılarını dinlerken doktorunun söylediklerini okumaktan biraz.

Uğur’un yoğun bakım doktoru Aylin İlksöz, sanatçının ardından duygusal bir paylaşım yaptı ve şunları söyledi biliyorsunuz: “Çok teşekkür ederim Özkan abi, bize zor durumda olmanın kaba olmak için bir bahane olmadığını gösterdiğin için.

O anlarında bile saçlarının yıkanıp taranmasından aldığın keyif için, bir an bile hayat sevincini, güler yüzünü ve nezaketini kaybetmediğin için. Seninle tanışmak ve bu süreçte sana eşlik etmek benim için bir onurdu.” Söylesenize, bir insanı bundan daha iyi özetleyebilir misiniz?

NEZAKET SIFIR, EGO TAVAN!

Yukarıda kibarlıktan, iyilikten, güzellikten, nezaketten söz edince… Nezaketin ne çabuk yok olduğunu da düşünüyor insan, elde değil. Rapçi Uzi ve Mustafa Sandal’ın atışmasına geleceğim, evet! Ağrı Dağı Müzik Festivali’nde sahneye en son kendisinin değil de Mustafa Sandal’ın çıkacağını öğrenince, festivale katılmaktan vazgeçmiş Uzi ve Sandal’ın yaşından başından girip, ne kadar dinlendiğinden çıkarak bir açıklama yapmış.

Haberin Devamı

Yani nezaket sıfır, ego tavan! Buna karşılık o beğenmediği Mustafa Sandal ne demiş? Şunu: “Sevgili Uzi kardeşim, senin okuduğun ve başka sanatçıların okuduğu 150 adet hit olmuş eserin olduğunda, Avrupa’da ödüller aldığında, 30 yıl sonra da on binlerce kişi seni alkışladığında tekrar konuşuruz.

Özkan Uğur’un ardından…

Şarkılarını beğeniyorum, umarım başarırsın. Bu arada beni konser öncesi arasaydın, benden önce çıkmana müsaade eder, destek olurdum. Genç yetenekler başımızın tacıdır.” Bu da biraz yüksek perde açıklama olmuş, evet ama bana da dinlenmeyen yaşlı şarkıcı muamelesi yapsa, aynı cevabı alırdı! Yine de büyük nezaketle cevap vermiş nezaketsizliğe, ağzına sağlık.

Ama birileri üşenmemiş, Uzi’nin dinlenme sayılarının listesini çıkarmış, 25 yaşında dünya listelerinde yer almasından dem vurmuş. İyi de sen konuyu hiç anlamamışsın ki!! Bu mudur mevzu?

Birini överken diğerini dövmek midir? Herkesin yeri başka, ayrıca bunlar bizim 20 yıldır dinlediğimiz şarkılar. Yaşanmışlık var yahu! Bi’ de az yukarıda ölüm var dedik, hayat bitiyor kuşlar uçuyor falan.. Aklınızda tutun.

Özkan Uğur’un ardından…

Düşünmeden edemiyorum…

  • 71 yaşındaki İbrahim Tatlıses, 14 yaşındaki oyuncu Beren Gökyıldız’ın kilosunu eleştirmiş ya hani.. 71 yaşındaki adamın başka derdi mi yok; babam olsa mesela, ‘böyle şeyler üzerime vazife değil’ derdi eminim, bunlar niye böyle diye düşünmeden edemedim..
  • Balıkesir Belediyesi, Hande Yener konserini iptal etti çünkü dini dernekler, cemaatler bu konsere itiraz etti. Bugün konser iptal ettirenler, yarın neler yaparlar diye düşünmeden edemiyorum..
  • Sıla, konserinde sevgilisi İlker Kaleli’nin ‘Metelik’ şarkısını okuduktan sonra onu sahneye davet etti, dudağına bir öpücük kondurdu, ardından “Sahnede sevgilimi öptüm, daha güzel bi akşam olamaz” dedi ya.. İçimin yağları eridi, çok tatlı buldum, çok sevdim o hallerini. O konser yasaklayanların aksine, ‘Sahnede olan gayriahlaki mi?’ diye de hiç düşünmedim. Beni de iptal ederler mi diye düşünmeden edemedim..
  • Threads’te ilk iki gün hızlı geçti, şimdi bahseden bile yok! Threads ortaya çıktığı hızla eskidi mi acaba diye düşünmeden edemedim..
Sıradaki haber yükleniyor...
holder