Şirin Sever ‘Siz aradan çekilin’ diyen bir dil lazım bize
HABERİ PAYLAŞ

‘Siz aradan çekilin’ diyen bir dil lazım bize

Gündemimiz Gülşen. Evet yanlış yaptı; keşke o cümleyi kurmasaydı. Ama tutuklama kararı da yanlıştı; keşke o da olmasaydı! Özür de dilenmişken, keşke orta yol bulunsaydı. Tek ihtiyacımız olan bu çünkü, bir orta yol bulmak. Bu kutuplaşmadan çıkmamızın/ kurtulmamızın başka yolu yok. Bunun dışında ne diyeyim bilmiyorum… İnsanın kelimeleri tükeniyor bazen, tıpkı umutları gibi. Bir de şuna şaşırıyorsun…

Türkiye’de hırsızı, manyağı, sapığı, dayakçısı, her tür suçlu elini kolunu sallayarak dolaşıyor ama yanlış bir laf etti diye bir sanatçı anında tutuklanıyor. Çok acayip değil mi? O ‘arayıp ulaşamadığımız’ adaletin bu kadar hızlı tecelli etmesi karşısında ürperiyorsun resmen, şaşırıp kızıyorsun işte. Sarfedilen cümleleri savunan yok zaten. Hatta Türkiye’de öyle mevzular var ki, ayaklar altına almayacaksın onları.

Haberin Devamı

Örnek mi? Güner Ümit olayını hatırlayın. Burada da hata edilmiş ama hata anlaşılmış, özür dilenmiş. Buna rağmen tutuklama kararı çok fazla, çok aşırı, çok yanlış. Üstelik hesap etmesi gerekirdi Gülşen’in... Kendi çapında bir direniş başlattıysan, elbette kolunu kanadını kıracaklardı. Elbette yanına bırakmayacaklardı. Aportta bekleyenlerin, bu hadsiz şakayı senin aleyhine kullanacaklarını düşünecektin.

Bir kıvılcımı yangına dönüştürmeye hazır kafalara bu fırsatı vermeyecektin. Olan oldu artık. Şimdi bize ne lazım biliyor musunuz? “Gülşen’le biz kızkardeşiz, kolluk kuvvetleri aramızdan çekilsin” diyen Fatma Yavuz gibiler lazım. “Biz aramızda anlaşırız, birbirimizi eninde sonunda anlarız” diyenlerin sesini çıkarması lazım. Toplumsal huzur için bize böyle bir dil lazım. Tabii huzur isteniyorsa!

İzel-Çelik-Ercan üçlüsü ile bir nostalji gecesi

Perşembe akşamı Kuruçeşme Arena’da müthiş bir nostalji yaşandı. Tam 30 yıl önce tek bir albüm yaparak, Türk pop müziğinin unutulmazları arasına giren İzel-Çelik- Ercan üçlüsü, yıllar sonra aynı sahnede buluştu. 1991 tarihinde çıkardıkları ‘Özledim’ albümü ile 90’lar müziğinin en sevilen şarkılarına imza attılar ama sonra belki egolar, belki de başka şeyler devreye girdi ve ayrıldılar.

Haberin Devamı

Herkes kendi kariyerinde ilerledi, her biri ayrı ayrı şahane albümlere imza attı. Zaten kendileri de söylüyor, hatta o gece sahnede bir kez daha dile getirdiler; “İyi ki ayrılmışız çünkü herkes kendini, kendi yolunu buldu” diyecek kadar da bu ayrılıktan memnunlar. Ancak sahneye tekrar birlikte çıktıkları o ilk akşam, sahne perdeleri açılır açılmaz kopan gürültü, tezahürat ve alkışlar, ne kadar özlendiklerini de gösteriyordu.

Öyle ki, bütün şarkıları neredeyse seyirci söyledi. Üçü de şaşırdı ve duygulandı bu duruma tabii. O yüzden bu üçlüyü yeniden bir araya getiren Polat Yağcı ve emeği geçenleri kutlamak gerek. Hatta yapımcı Yağcı’nın şimdiden üçlüyle yurtdışı da dahil, 30 sahnelik anlaşma yaptığını duydum. Madem bu sahne performansı tekrar gerçekleşecek; şuraya birkaç not bırakmak isterim naçizane…

Kırgınlıklar bitmemiş sanki

ÊÊ Bu üçlüyü sahnede görmek çok iyiydi, çok güzeldi; tam da bu yüzden keşke daha çok prova yapabilseler... O kadar dağınıktı ki her şey, herkes kendi kafasına göre takıldı, kendi dünyasında sahneyi turladı. ÊÊ Bu üçlüyü kıran, ayıran, anlaşamadıkları her ne ise; onu çözemedikleri çok belli. Hatta ‘bunlar birbirlerine hala kıl’ dediğim anlar bile oldu! Keşke bunu belli etmeseler. ÊÊ Birbirlerine biraz daha kulak verseler keşke... Kimse kimsenin esprisini dinlemedi, diğerinin söylediğini duymadı bile. Hepsi ayrı telden çaldı. En azından sahnedeyken birlik olabilseler. ÊÊ Keşke İzel, orada olduğu için mutlu olduğunu daha fazla gösterse. ÊÊ İzel ve Ercan’ın yorgun seslerine karşılık Çelik, en iyi performansı sergileyen isimdi. Aktif olarak sahne çalışmalarına devam ettiği açık ve netti. Bu noktaya da eğilseler mi acaba?

Haberin Devamı

Bozcaada’da caz ve festival ruhu devam

Müzik dedik madem oradan devam… Yine yeniden Bozcaada Caz Festivali’ndeyim bu hafta sonu. Festival altıncı senesinde adanın iyileştirici gücüyle unutulmaz anlar yaşatıyor ve yine sahnesinde cazın ustalarını ağırlamaya devam ediyor. Paribu ana sponsorluğunda Kendine Has, Jack Lives Here, Volkswagen, Metro Türkiye, Bridgestone, The Organics by Red Bull destekleriyle yapılan festival; Europe Jazz Network (Avrupa Caz Ağı) üyesi kurumlarla işbirliği içinde ve cazın yeni yeteneklerini de meraklılarıyla buluşturuyor.

Bu sene Türkiye’de ilk kez sahne alan soul, pop ve indie rock notalarını bir araya getiren ödüllü sanatçı Shishani&Miss Catharsis, pop kültür notalarıyla cazı buluşturan Max Plattner Trio ve enstrümanların limitlerini zorlayan Fransız grup Nout izleyenlere keyifli anlar yaşatırken; en keyifli anlar ise Yeni Türkü konserinde yaşandı. Coşku inanılmazdı, şarkılara hep bir ağızdan eşlik edilmesi paha biçilemezdi. ‘Karanfiller’ şarkısı ise mesajlar eşliğinde Gülşen’e yollandı.

Bu yıl, bütünün bir parçası olmanın iyileştirici gücüne odaklanan Bozcaada Caz Festivali’nde 50’yi aşkın keşif programı vardı... 3 gün boyunca adanın yerel ve kültürel tarihi, gastronomi, girişimcilik, sanat ve wellbeing konularında atölyeler, paneller, yürüyüş ve tadım etkinlikleri yapıldı. Festivalin destekçilerinden The Organics by RedBull’un kokteyl ve mum atölyeleri katılımcılara yeteneklerini keşfetme şansı verdi. Ülkede festivaller saçma sapan gerekçelerle arka arkaya yasaklanırken; kalanlara sahip çıkma ve ‘kalan sağlar bizimdir’ eylemi de diyebiliriz bizimkine!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder