Kuzeyin soğuğu güneyin sıcağı

Bu önemli maç öncesi içeride, dışarıda ilginç gelişmeler yaşandı... Ülkemizde yaşanan kelimenin tam anlamıyla bir skandaldı. Halil Umut Meler’e çok geçmiş olsun. Umarız artık ‘sadece parası olan tipler’i değil; spora gönül vermiş, eğitimli ve vizyon sahibi kişileri kulüp yönetimlerinde görürüz. Umarız bizi dünyaya (özellikle bu maç öncesinde) rezil eden reziller bu güzel oyundan DEFOLUP GİDERLER! Danimarka’da ise Kopenhag teknik direktörü, ‘kuzeyin soğukkanlılığı ve modern(!) triplerine’ hiç uymayan saçma sapan demagojisiyle maçta ‘gergin bir ortam’ istediğini açıkça gösterdi. Kopenhag taraftarı, ‘İskandinav davranışı’ ile alakası olmayan, daha çok güneyin ateşli taraftarının kimliğine bürünmüş.

Maç öncesi gece Galatasaray’ın kaldığı otelin önünde havai fişekler, gürültü yapıp takımı uyutmama çabaları filan. Çok ilginç! Dünkü ‘Basın Tribünü’ değerlendirmemde; Avrupa’da bizi İSTEMEDİKLERİNİ belirtmiştim. Nitekim Galatasaray’ın son iki maçındaki hakem ve VAR eksiklikleri hala güncelliğini koruyor. Şampiyonlar Ligi’nde devam edebilmesi için Galatasaray’ın kazanması gereken maç, İskandinav soğuğunda iki takımın temkinli oyunuyla başladı. İlk yarı Kopenhag tek bir hava topuna izin verdi, onda da Icardi’nin aşırtması tehlike yaratmadı. İkinci yarı bizim yapmamız gerekeni onlar yaptı. İçeri katedip golü buldular. Golden sonra Okan Buruk elinde ne varsa sürdü sahaya. Son saniyelere kadar da yüklendik ama yeterli olmadı. 23 sene evvel UEFA Kupası’nı aldığımız yerde oynadığımız maç sonunda yine UEFA Kupası’nda yolumuza devam edeceğiz. Yapacak bir şey yok. Hayırlısı böyleymiş ne diyelim.