Bu hayatta sizden alınamayacak hiçbir şey yok

“Bu hayatta sizden alınamayacak hiçbir şey yok. O nedenle tutunduğunuz şeylere dikkat edin.”

Bir dersinde Cem Şen söylemişti bunu.

Sonra da devam etmişti.

“Maddi şeylere tutunmaktansa sizden alınamayacak şeylere tutunun. Sevgi, şefkat, cömertlik gibi. Bunlara tutunduğunuzda bunlar sizden hiçbir zaman alınamaz.”

Benim çevremde maddi şeyler çok konuşulur. Arabası ne marka, nerede oturuyor, ikinci evini mi almış, yazlığı nerde, bankada şu kadar parası var, çocukları hangi okulda okuyor, yurtdışı tatilinde neredelermiş, kiraya veririm diye projeden 3+1 almış, onun şurda da evi var, benden fazla para kazanıyor.

Değerler bunlar üzerine örülüdür. ‘Ne kadar paran var, bu parayla kaç ev, kaç araba aldın?’ Bildiğin sohbet konusudur bu. Sadece cenazelerde hatırlanır, ‘hayat işte bir gün bitiyor, bizse nelerle uğraşıyoruz.’ Sonra kaset kaldığı yerden çalmaya devam eder. Belki de kulağın duyduğu tek müzik budur diye.

Belki çoğumuz kulağının duyduğu bu tek müzikle başlıyoruz hayata. Bildiğimiz yer bu olunca, olması gerekenin de bu olduğunu sanıyoruz. Ta ki farklı bir müziğin mümkün olduğunu duyana kadar.

Benim kulağımın müziğini değiştiren insanlar oldu hayatımda. Kiraya verelim diye bir ev alalım fikrimize ‘kendi kazandığınız size yetmiyor mu, istifçilik yapmayın’ diyebilen, çocuklarımıza kalır dediğimizde ‘onlar kendileri kazanır alır, siz onlara iyi insan olmayı öğretin’ cevabını veren, ‘çalışın, işinizi düzgün yapın ki, hiç tanımadığınız insana da faydanız olsun’ öğüdünü belleten.

Hayata bu cevaplarla bakabilen bir insan başkasının kavrayışını da değiştirebiliyor. Böyle insanları halinden, tavrından, yaşayışından anlıyorsun. Zaten sözdense asıl bu ikna ediyor. Diyorsun onda ‘başka bir hal’ var. Bu halle yaşamak da mümkün olabilir mi? Bu sorular kapıları çalan oluyor. İnsan olmanın maddi değerlerden örülü bir hayatı yaşamak değil, belki sadece doğan güneşi, yağmurla çıkan salyangozları, senin için çorba yaptım gibi sıradan bir cümleyi fark edebilmek olduğunu anlıyorsun.

Yaşamda bazen başkalarından ilham alıyoruz, bazen yolda öğreniyoruz. Bazen de öyle doğan şanslılardan oluyoruz. Ama öğrenmek her zaman mümkün. Kulağın başka bir müziği duymaya niyetli oldukça, hep mümkün.