Derdimi anlatamamışım

Hanımlar için yazdıklarınızın bir kısmına katılıyor bir kısmına katılmıyorum. Kadınları kocalarının sırtından geçinen birileri gibi gösteriyorsunuz, oysa örnek benim, ben kocamdan boşandım ama bana bir kuruş yardımı olmadı, sadece çocuklarına nafaka verdi. O da çok küçük bir miktar. Dolayısı ile her kadın öyle değil, bu konuda ne diyorsunuz? N.Ç.

Önce iki açıklama. Birincisi. Bana bu mektubu gönderen hanımın asıl sorusu bu değil bu arada geçen bir-iki cümle. Asıl sorusunun gizli kalmasını istemiş. Zira soru çok özel, yazıldığı takdirde karşı taraf hemen anlar diyor. Bir miktar yanıtlayacağım. İkinci açıklama, bir savunma. Ben hiçbir zaman hanımlar kocalarının sırtından geçiniyor demedim, hiçbir zaman da bu fikre sahip olmadım. Ancak şunu söyledim. Bir ay evli kal, sonra boşan, bunun arkasından kocandan yıllarca yoksulluk nafakası alabiliyorsun.

[[HAFTAYA]]
Nafaka kusursuz veya daha az kusurlu eşe bağlanır, peki kusur oranının ölçüsü ne? Mahkeme kusurlu buluyor, Yargıtay kişilerin yüzünü bile görmeden dosya üzerinden “hayır kusursuzdur” diyebiliyor. Bunu nasıl halledeceğiz? Üç aylık bir evlilik bu kadar sınırsız hak tanımalı mı? Benim karşı çıktığım bu. Sonra 2002 tarihli yeni Medeni Kanun’a göre nafaka borcu sadece erkeğin borcu değil. Daha iyi maddi imkana sahip kadın da boşanmada kocasına nafaka ödeyebilir. Ama ben daha böyle bir karara rastlamadım. Demek ki benimsenmiş tek taraflı bir de tavır var. Eleştirdiğim bu. Şimdi geleyim okuyucumun sorusunun yanıtına. Boşandığı eş bir gün ölürse müşterek çocuklar mirasçı. Ancak boşandığı eş evlenmiş. Ölümünde evlilik sürüyor ise hem ikinci eş, hem de onlardan olan çocuklar mirasçı. Bu arada ikinci eşin yani karısının sahip olduğu mallar elbette miras hesabının dışında. Şayet koca çocuklarından mal kaçırmak maksadı ile mallarını ikinci karısının üzerine yaptı ise bu halde ölümden sonra dava konusu yapılabilir, mahkeme kararı ile terekeye dahil edilebilir. Bilmem hanım okuyucuma derdimi alatabildim mi?