Verda Özer 'Bayan' isyanı
HABERİ PAYLAŞ

'Bayan' isyanı

İsyanımız var. Kadınlar olarak büyük isyanımız var.
Bir kere acilen “bayan” demeyi bırakalım artık lütfen! “Erkek” demekten gocunmazken, “kadın” demekte nasıl bir mahsur görüyoruz?
2'ncisi, “erkek” cinsiyetinin belirtilmesine ihtiyaç duyulmayan olaylarda ve kimliklerde, nedense “kadın” olduğunu vurgulama ihtiyacı duyuyoruz. Mesela hep “kadın pilot, kadın futbolcu, kadın mühendis” deyip duruyoruz. Bu mesleklerden bahsederken “erkek pilot” vs dendiğini duydunuz mu hiç?
Neden mi bu kelimelere takılıyorum? Takılmamız gerektiği için takılıyorum. Dervişin fikri neyse zikri de odur, derler. Biz böyle konuştukça, “kadın” kelimesini telaffuz etmekten bile sakındıkça, onu 2'nci sınıf vatandaş yerine koymaya devam ediyoruz. Normalde “erkek” diye tanımlanmayan kimlikleri durduk yerde “kadın” diye öne çıkararak, “kadın” olmasının bir tuhaflığı ya da o olayda bir rolü varmış algısı yaratıyoruz.
Tüm bunlar aslında hem içimizdeki “kadın”la ilgili olumsuz düşünceleri ve kalıpları yansıtıyor. Hem de bu dili kullanarak zaten var olan kadın-erkek eşitsizliklerini, önyargıları daha da çok yayıyoruz.

Haberin Devamı

Bayan isyanı

TÜM DÜNYA HAREKETE GEÇTİ

İşte tam da bu noktadan, yani kullandığımız dilin öneminden yola çıkarak müthiş bir kampanya başlatıldı bu hafta. 25 Kasım’da, yani Birleşmiş Milletler’in (BM) 1999'da resmi olarak “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” ilan ettiği tarihte; BM Kadın Birimi (UN Women) dünya çapında tam 16 gün sürecek bir seferberlik başlattı.

Aslında bu farkındalık hareketi, 1991’de tüm dünyada sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları aktivistleri tarafından başlatılmış. O zamandan beri de her yıl düzenleniyor. UN Women Türkiye de 2012’den bu yana her sene ülkemizde bu kapsamda etkinlikler düzenliyor.

Bu yılki de Avrupa Birliği’nin mali desteği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenmiş.

SONUNDA HAYIR DEDİ!

Bu sene “yakın partner şiddetine” dikkat çeken kampanya ise #SheSaidNo başlıklı. Kullandıkları dil o kadar dikkat çekici ve anlamlı ki şiddete dikkat çekmemesi mümkün değil! Uluslararası bir ajans olan Ogilvy Istanbul’un bulduğu müthiş fikir şu:

Haberin Devamı

“She Said No”, “O Hayır Dedi” anlamına geliyor. Buradaki “o” ise bir kadın. Malum, evlilik tekliflerinde hep “She Said Yes” (O Evet Dedi) etiketli, elinde pırlanta yüzük olan bir görsel paylaşılır. İşte buradan yola çıkarak kampanyada önce “O Hayır Dedi” etiketli, yüzüksüz bir kadın eli görseli sosyal medyada ve billboard’larda paylaşıldı. Böylelikle sanki görseldeki kadın evlilik teklifine “hayır” diyormuş algısı yaratıldı. Oysaki burada “hayır” denilen şeyin evlilik değil de şiddet olduğu, daha sonraki günlerde yapılan yayınlarla ve paylaşımlarla ortaya çıktı.

Bayan isyanı

BELEDİYELERDEN DESTEK

İşte Türkiye’de 25 Kasım’da bir etkinlikle duyurulan bu kampanyaya sivil toplumdan medyaya, BM temsilcilerinden ünlülere, çok geniş yelpazede büyük destek var. Aynı zamanda İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Eskişehir belediyeleri de billboard’larını açarak el veriyor.

HER SAAT 5 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR!

Açılış etkinliğinde konuşan BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez’in “Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet dünyadaki en yaygın insan hakları ihlalidir” demesi boşuna değil.

Haberin Devamı

Zira UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova’nın verdiği rakamlara göre, şu an dünyada her saat başı 5’ten fazla kadın veya kız çocuğu yakın partneri veya aile üyeleri tarafından öldürülüyor! 15 yaş ve üzerinde olan 640 milyondan fazla kadın, bugün eşi veya partneri tarafından şiddete maruz kalıyor. Her 3 kadından biri fiziksel ya da cinsel şiddete uğruyor.

Ancak kadına yönelik şiddet sadece bunlarla sınırlı değil. UN Women raporlarına göre, kadınlar 5 farklı türde şiddete maruz kalıyor: Ev içi şiddet, kadın cinayeti, cinsel şiddet, insan kaçakçılığı, dijital şiddet.

Dolayısıyla bu rakamlar devasa bir buzdağının sadece görünen ucu.

Bayan isyanı

TÜRK KADINININ EN BÜYÜK SORUNU ŞİDDET

Türk kadınının da en büyük sorunu şiddet. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın geçen yılki verilerine göre, Türkiye’de kadınların yüzde 55’i şiddet görüyor. 15 yaşından büyük her 3 kadından 1’i yaşamının bir döneminde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor. 15 yaşından büyük her 5 kadından 1’i, son 12 ayda fiziksel ve/veya cinsel şiddet görmüş.

Bu arada sanıldığı gibi sadece eğitim düzeyi düşük kadınlar değil, eğitim düzeyi yüksek her 10 kadından 3’ü de eşinden şiddet görüyor.

*

İşte bu tabloda hepimizin suçu var. “Kadın” demekten her kaçışımızda, o teröriste ısrarla “kadın terörist” vurgusu yaptığımızda, bu tabloya biz de katkıda bulunuyoruz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder