Verda Özer Seçimlerini kime ödettiğinin farkında mısın?
HABERİ PAYLAŞ

Seçimlerini kime ödettiğinin farkında mısın?

“An’ı yaşa” (carpe diem) dendiğinde siz ne anlıyorsunuz? Birçok kişi “o an ne istiyorsan yaşa gitsin, gerisini boşver” anlamında algılıyor. Yani sadece kendi mutluluğuna odaklı bir yaşam felsefesi. Oysaki ‘an’ denilen şey bencilce olamaz. Hani Yunus Emre’nin “Hakikat, marifet andan içeri” dediği ‘an’ nasıl bir şey ki, ‘içeri’si var? Aslında an’ın hakkını verebilsek, onu gerçekten tüm benliğimizle yaşayabilsek, o AN ne yediğimizin-içtiğimizin, giydiğimizin, duyduğumuzun, söylediğimizin, hissettiğimizin, düşündüğümüzün farkına varsak…

Haberin Devamı

Yani kendimizi o an’ın içinde olan her şeyle birlikte fark edebilsek, bencil olmamız mümkün mü? Mesela yumurta yerken onu üretenin bir tavuk olduğunu, giydiğiniz kazağın yününü bir koyunun sağladığını, bir çiçeği susuz bıraktığınızda acı çektiğini, gereğinden fazla yediğinizde hem fazla atık ürettiğinizi hem başka birilerinin kaynağından harcadığınızı fark etseniz… Kısacası tam da o “an”ın içinde olsanız…

Bencilce yaşamanız mümkün mü?

BİR TİŞÖRT DEYİP GEÇME

Bunları bana düşündüren, moda sektörüyle ilgili öğrendiklerim oldu. Mesela bir adet tişört için tam 2 bin 700 litre su harcanıyor. Bu, bir insanın 900 günlük su ihtiyacı demek. Bitmedi: Tekstil için kullanılan pamuk tarlalarında tüm dünyada 1 yılda böcek ilaçlarının yüzde 25’i, zirai ilaçların da yüzde 10’u kullanılıyor. Kısacası o tişörtün bedelini aslında siz değil, toprak-hava-su-diğer canlılar ödüyor. Düşünün ki; tekstil sektörü dünyada demir-çelikten sonra en çok enerji israf eden, yani su-doğalgaz harcayan sektör. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2018 raporuna göre; moda endüstrisi, küresel karbon emisyonlarının yüzde 10’unu ve küresel atık suyun yüzde 20’sini oluşturuyor.

ÇÖZÜM: TEKNOLOJİ

Peki ne mi yapalım? Tişört, kazak vs. almayalım mı? Elbette hayır! Çözümsüz değiliz. Satın aldıklarımızı farkındalıkla seçersek, çözüm kolay: 1’incisi; üretimde çok daha az su-elektrik harcayan yeni teknolojileri benimseyebiliriz. “Düşünün ki ‘susuz boyama’ ve ‘susuz finish’ (son bitim işlemi) dediğimiz yöntemlerde yeni teknolojiler kullanıldığında, bir ayda 4 kişilik bir ailenin tam 43 yıllık su ihtiyacı kadar su tasarruf ediliyor. Dahası yüzde 80 daha az kimyasal kullanılabiliyor. Bu sayede de yüzde 72 daha az buhar harcanıyor. Bu da 1 ayda yine 4 kişilik bir ailenin 3 yıllık elektrik ihtiyacı ve 43 yıllık doğalgaz ihtiyacı kadar tasarruf demek!” diyor Aykut Çam. Türkiye’nin en büyük tekstil/denim markalarında 25 yıldır araştırma-geliştirme (Ar-Ge) merkezi direktörlüğü yapan Aykut Bey, dünyayı yakın gelecekte bekleyen su sıkıntısı nedeniyle bu üst teknolojilere acilen geçilmesi gerektiğini söylüyor.

Haberin Devamı

PAMUĞA ALTERNATİF

Pamuk ise bir başka sorun. Zira 1 kg pamuk için tarlalarda tam 750 litre su harcanıyor. Bu pamuktan bir adet kot pantolon üretilecekse, bu miktar 4 bin 500 litreye kadar çıkıyor. Dolayısıyla kuraklık kapımızdayken dünya mecburen pamuğa alternatif bulmak zorunda kalacak. “Ki zaten pamuk 1850’lerden itibaren bir anda öne çıkarıldı. Ondan önce keten ve kenevir dünyada en çok kullanılan tekstil malzemesiydi” diyor Aykut Çam. Bu iki malzeme ise muazzam su tasarrufu sağlıyor. 1 kg kenevir üretimi pamuğa göre 25-30 kat daha az su harcıyor. Zirai ilaca da gerek duymuyor. Dolayısıyla keten ve kenevir en sürdürülebilir elyaflar arasında geliyor. Dahası; bir dönüm kenevir tarlası 25 dönüm ormanlık alan kadar oksijen salgılıyor! Elbette pamuktan bir anda vazgeçilmesi mümkün değil. Her şeyden önce çok daha yaygın, kolay ulaşılabilir ve ucuz. Ama suya ulaşmak zorlaştıkça, başka şansımız kalmayacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

PETROL TÜREVİ SENTETİKLER

Petrol türevi olan sentetik malzemeler de bir diğer sorun. Bu elyaflar (polyester ve türevleri) ucuz oldukları için tercih ediliyor ancak petrol-kömür gibi fosil yakıtlardan uzaklaşmaya ve düşük karbonlu bir geleceğe geçiş yapmaya çalışırken bu petrol türevi malzemeleri kullanmak büyük hata. Hem de bu sentetik kumaşlar özellikle çamaşır makinesinde yıkanırken o kadar büyük miktarda mikro-plastik açığa çıkıyor ki... Bu yolla suya yani derelere-denizlere ve dolayısıyla canlılara karışan bu mikro-plastikleri biz de suyla ve balıklarla birlikte içimize alıyoruz. Yani hem tabiata hem kendimize muazzam zararlılar.

GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEN KUMAŞ

Tekstil/moda sektörünün dünyaya en az zararı vermesinin en kolay yollarından biri ise geri dönüşüm. “Bugün odundan, özellikle de kayın ve okaliptüs ağacından elyaf üreten markalar var. Çevreci bir denim markası olan Avusturya menşeli Lenzing gibi” diyor Aykut Çam. Bu doğal elyaflara ek olarak, giyilen kıyafetlerin tekrar geri dönüştürülerek üretilmesi de dünyada artık çok yaygın bir yöntem. Üretimde verilen fireler de geri dönüşüme dahil edilebilirler. Son olarak; 2’nci el giyimi teşvik etmek çok önemli. Özellikle e-ticaret aktörlerinin acilen müşterileri buna teşvik etmeleri gerekiyor. Kısacası; gördüğünüz gibi başka bir dünya mümkün. Yeter ki seçiminizle nasıl bir dünya yarattığınızın farkına varın. Üzerinde yaşamak isteyeceğiniz bir dünya için, elinizi her cebinize attığınızda tercihinizi ona göre yapın. AN’ı yaşayın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder