Verda Özer Yaşamını, korktuğun o arıya borçlusun!
HABERİ PAYLAŞ

Yaşamını, korktuğun o arıya borçlusun!

“Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa, insanoğlunun sadece 4 yıl ömrü kalır. Çünkü arı olmazsa, doğada döllenme olmaz. Yani bitki olmaz, hayvan olmaz, insan olmaz.” Bunu diyen Einstein. Bana bu sözü hatırlatan ise “çocuğumun hayatını arılara borçluyum” diyen bir anne. Einstein’ın dile getirdiği gerçeği, çocuğunun geçirdiği hastalıkla bizzat yaşayan bir bilim insanı o: Arı Ürünleri Uzmanı, Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Samancı. Bugün Avrupa’nın en büyük arı ürünleri tesisinin sahibi. Aynı zamanda Türkiye’nin ve ABD’nin tek patentli propolis (arı sütü) üreticisi.

Haberin Devamı

ÇOCUĞUMUN CANINI ARIYA BORÇLUYUM

Dr. Samancı’nın arılarla yolu, doğum yapmasıyla başlamış. Bir bağışıklık hastalığı yaşayan bebeğine yıllarca teşhis konulamamış. “Düşünün ki çocuğunuz 5 yaşına kadar sürekli ateşli, istifra ediyor, cildinde lekeler çıkıyor, hareket etmekte zorlanıyor ve 5 yıl boyunca hastalığının ne olduğu bilinmeden sürekli antibiyotik kullanıyor” diyor Aslı Hanım. Oğlu Kıvanç 5 yaşına geldiğinde ise antibiyotiklerden dolayı artık bağışıklık sistemi tamamen çöküyor. “O 5 yaşındayken gittiğimiz 18’inci profesör, bana acilen oğluma propolis vermem gerektiğini söyledi” diyor. Ne var ki o dönem -2010 yılında- ülkede patent sahibi, sertifikalı tek bir propolis üreticisi yok. Bu yüzden aynı profesör; Aslı Hanım İTÜ’de (İstanbul Teknik Üniversitesi) mühendis olarak ders verdiği ve eşi de Ziraat Yüksek Mühendisi olduğu için (Dr. Taylan Samancı) “Neden siz kendiniz propolis üretmiyorsunuz?” diyerek bu yolculuğun startını veriyor. Böylelikle Aslı Samancı ve Taylan Samancı hemen bir arıcıdan aldıkları ürünü kullanarak İTÜ’de laboratuvarda propolis üretmeye başlıyorlar. (Propolisin insan vücudunda emilebilmesi için laboratuvar ortamında saflaştırılması gerekiyor.)

40 YAŞINDAN SONRA ARICI

Ürettikleri propolisle Aslı Hanım’ın oğlundaki bağışıklık hücrelerinin sayısı 6 ayda tam 2 katına çıkıyor. 1 yılda tamamen iyileşiyor. Sadece ve sadece propolisle! Bunun üzerine Dr. Aslı Samancı ve eşi bu şifadan tüm insanların faydalanması için hemen harekete geçiyorlar. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’ndan (KOSGEB) aldıkları destek fonuyla, yanlarına İTÜ’den hocaları Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu’nu alarak BEE’O Propolis firmasını 2013 yılında İTÜ çatısı altındaki Teknokent’te kuruyorlar. Hemen akabinde Aslı Hanım hem şirket yönetmeyi öğrenmek için MBA, hem de arı ürünlerine ihtisas yapmak üzere master yapıyor. Sonra İstanbul’da kurdukları fabrikada 200 çalışanları var. “Türkiye çapında ise 5 bin sözleşmeli arıcımız, 550 bin arı kovanımız var. Her bölgeden bal ve propolis alıyoruz” diyor Aslı Hanım. Şu an 36 ülkeye de ihracat yapıyorlar.

Haberin Devamı

Yaşamını, korktuğun o arıya borçlusun

HAYAT KOVANDA BAŞLAR

“Hayat kovanda başlar” diyor Aslı Hanım. Zira arılar ağaçların reçinesinden topladıkları maddeyle, kovanda her petek gözünü kaplıyorlar. Bu şekilde petekleri temizliyorlar. Ki arıcılar buna “arılar kovanı cilaladı” diyor. “Böylece arı hem yavrusunu, hem de balı koruyor” diye açıklıyor Samancı. Arı zaten başlı başına yaşamın devam edebilmesi için muhtaç olduğumuz bir canlı. Düşünün ki tabiatta tozlaşmanın yüzde 80’ini arı sağlıyor. Yani çiçekten çiçeğe konarken taşıdığı polenlerle, bitkilerin döllenmesine-çoğalmasına vesile oluyor. Kısacası arı hem doğanın devamını sağlıyor, hem de ürettiği balla-propolisle Aslı Hanım’ın oğluna olduğu gibi hepimize şifa oluyor. “Arının ürettiği bir başka madde olan arı ekmeği de bir diğer mucize. Arılar kendilerinin ve yavrularının yemesi için, bitkilerden topladıkları polenleri petek gözlerinde fermente ediyorlar çünkü polenleri doğrudan sindiremiyorlar” dedikten sonra, arı ekmeğinin muazzam bir vitamin-mineral kaynağı olarak doğal bir probiyotik olduğunu anlatıyor.

Haberin Devamı

TÜRKİYE EŞSİZ KONUMDA

Türkiye arıcılık-bal konusunda ise dünyada eşsiz bir yerde. Sadece dünyanın en büyük 3’üncü arıcı ülkesi değil (1’inci Çin, 2’nci Hindistan) daha önemlisi, sahip olduğu benzersiz biyoçeşitliliği sayesinde topraklarında çıkan balın dünyada benzeri yok. 12 bin bitki çeşidi, 3 bin 600 de endemik bitki (sadece bizim topraklarımızda yetişen) barındırdığımız için, üretilen bal başka hiçbir ülkede olmayan bir çeşitliliğe, dolayısıyla şifa kaynağına sahip. “Yaptığımız geniş çaplı bilimsel bir çalışmada, Türkiye’deki balın ve ‘Anadolu propolisinin’ başka birçok ülkedekine göre çok daha etkili olduğunu tespit ettik” diyor Aslı Hanım. Propolisin korona üzerinde de son derece etkili olduğunu ispatlayan 4 çalışmaları olmuş. 

Yine; meme kanserini -hücre bölünmesini durdurarak- tedavi ettiğini bilimsel bir çalışmayla ortaya koymuşlar. “Ne var ki arı ürünleri bu kadar yaşamsal önemdeyken ve Türkiye, dünyada çok önemli bir yere sahipken, ülkemizde satılan balların yarısı sahte. Çoğu bala ya şeker katılıyor, ya ucuza gelsin diye içine kalitesiz ballar karıştırılıyor, ya da üretim sürecinde ısıtılarak besin değerleri öldürülüyor” diye veryansın ediyor Dr. Samanlı. Tam da bu yüzden arı ürünleri için acilen yasal düzenlemeler ve standartlar çıkartılması, bal için de mevcut tekelin kırılması ve de arıcılara destek verilerek ayakta kalmaları sağlanması gerekiyor. Aslı Hanım’ın oğlu gibi arı ürünlerine muhtaç olan sayısız insan, sayısız arıcı, sayısız arı o günü bekliyor. Eminim en çok da, bizzat hasta olarak propolisi bizlere kazandıran Kıvanç.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder