Verda Özer Yeni dönemin atom bombası: Plastikler!
HABERİ PAYLAŞ

Yeni dönemin atom bombası: Plastikler!

Geçen yıl haberlerde görmüşsünüzdür: Tayland’da ölü bulunan yavru bir balinanın midesinde tam 7 kilo ağırlığında çeşitli plastik maddeler bulundu. Aralarında plastik poşetler de vardı! Bu bir istisna değil. Şu an caretta caretta’ların yarısının plastik yediği, plastikle beslendikleri ispatlandı. Deniz kaplumbağaları en çok deniz anası zannettikleri plastikleri yutarak boğuldukları için ölüyorlar. Deniz kuşları da genellikle kursaklarında kalan plastik maddeler yüzünden can veriyor. Yüzde 90’ının midesinde plastik bulunuyor. Biz sadece 2 dakika pipet kullanacağız diye öldürdüğümüz canlılar sayısız... Yalnız onlar değil bizler de plastik yüzünden ölüyoruz, hastalanıyoruz, tükeniyoruz. Ama farkında değiliz.

Haberin Devamı

Su içtiğimiz pet şişelerden, içeceklerimizde kullandığımız pipetlere, plastik poşetlerden temizlik ürünlerinin ambalajlarına, plastikle dolup taşıyoruz. Çoğunlukla da sadece 2 dakika kullanıp attığımız, aslında kullanmaya mecbur olmadığımız, hiç de ihtiyacımız olmayan o tek kullanımlık plastikler… İçinde sayısız kimyasal taşıyan bu maddeler suyla-havayla-gıdayla içimize giriyor, işliyor. Biliyor musunuz ki her yıl 1 kredi kartı büyüklüğünde plastik yiyoruz! Ve bu plastikler nasıl ki doğada hiçbir şekilde yok olmuyorsa, bizim vücudumuzda da yok olmuyor ve kanser dahil birçok ölümcül hastalığa sebep oluyor.

Yeni dönemin atom bombası: Plastikler

PLASTİK ÇAY

Daha kötüsü ise gözle göremediğimiz mikro-plastikler. Mesela (TÜBİTAK projesinin bulgusuna göre) poşet çaylardan, içtiğimiz çaya korkunç miktarda mikroplastik geçtiği tespit edildi. Bir demlik poşetinden 13 bin mikroplastik parçacık çaya geçiyor. Zira demlik poşetlerinin tamamı plastik ilaveli dokudan yapılıyor. Bardak poşetleri de yüzde 100 selülozdan imal ediliyor. Çoğunluğu plastik; polyester, polipropilen, polietilen gibi kimyasallar içeriyor. Yani sadece gözle gördüğümüz değil fark etmeden içimize aldığımız sayısız plastik var. Plastik artık hayatımızda –içtiğimiz çaya kadar- temas ettiğimiz her şeyin içinde… Sinsice…

HIZLI ÜRETİM

Peki plastik neden mi hayatımızı bu kadar sardı? En çok ucuzluğundan dolayı. Sonra da hafifliği, esnekliği, dayanıklılığı, kolay işlenebilirliği, iyi elektrik ve ısı yalıtkanlığı gibi özelliklerinden dolayı sanayinin “hızlı üretim”e geçmesiyle birlikte kullanımı tavan yaptı. Özellikle son 70 yıldır hızlı büyümeyle birlikte plastik üretimi doruğa ulaştı, 200 kat arttı. Bugün dünyada her yıl nerdeyse 500 milyon ton plastik üretiliyor.

Haberin Devamı

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) "Küresel Plastik Görünümü" raporuna göre; 2000’de plastik üretimi 234 milyon ton iken, bugün 460 milyon ton. Daha kötüsü ise 2000’de 156 milyon ton olan plastik atık miktarı, iki katından fazla artmış. 353 milyon tona ulaşmış.

HER YIL FRANSA KADAR POŞET

İşte asıl sorun da burada. Plastikler sadece bize ve doğaya ölümcül zarar vermekle kalmıyor, geri dönüşümü nerdeyse mümkün olmadığı için ve doğada yüzyıllarca yok olmadığı için, dünyaya milyonlarca ton plastik her yıl boca ediliyor. Bu boca edilen plastik atıkların başında da ambalajlar geliyor. Zira endüstrinin yüzde 36’sını plastik ambalaj sektörü oluşturuyor. Ondan sonra da plastik poşetler geliyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı verilerine göre; her yıl tüketilen plastik poşet miktarı dünyada 1 trilyon ile 5 trilyon arasında. 5 trilyon plastik poşet birbirine bağlansa, Fransa büyüklüğünde bir alanı kaplıyor! Yani her yıl Fransa kadar poşet atıyoruz doğaya.

Haberin Devamı

Yeni dönemin atom bombası: Plastikler

GERİ DÖNÜŞÜMÜ UNUTUN

Peki bu devasa plastik krizinin çözümü nedir?

“Geri dönüşüm kesinlikle çözüm değil. Bugüne kadar dünyada üretilen plastiğin yüzde 90’ı geri dönüştürülmedi. Zira çoğu plastiğin geri dönüştürülmesi ya imkansız ya da çok zor. Geri dönüşüm sürecinde ortaya çıkan zehirli kimyasallar ve bunların havayla, suyla bizlere ve doğaya bulaşması da cabası” diyor Change.org Türkiye’nin İklim Kampanyaları Danışmanı Deniz Bayram.

Telefonda konuştuğum Avukat Deniz Bayram, “Dolayısıyla geri dönüşümü unutun. Zaten tam da bu yüzden gelişmiş ülkeler baş edemedikleri plastik çöplerden kurtulma yöntemi olarak, onları gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelere yok pahasına ihraç ediyorlar. Bu da plastiklerin getirdiği başka bir devasa sorun” diye ekliyor.

Yeni dönemin atom bombası: Plastikler

TEK ÇÖZÜM: TÜKETİMİ AZALT

O zaman ne yapmalıyız?

“Tek bir çözüm var. O da; tüketim alışkanlıklarımızı, sorgulamadığımız hayat biçimimizi, hayatımızı ‘kolaylaştıran’ ve üzerine hiç düşünmeden kabul ettiğimiz bağımlılıklarımızı değiştirmek” diye cevaplıyor Deniz Bayram.

Yani dünya ve bizler sanki zarar görmüyormuşuz gibi hunharca tüketmeye bir son vermemiz ve “Buna gerçekten ihtiyacım var mı?”, “Bunun yerine daha az zarar veren bir şey alabilir miyim/yapabilir miyim?” sorularını sorarak yaşamaya başlamamız gerekiyor. Ne yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi sorgulayarak ve farkında olarak yaşamak…

*

Plastiklerin kanserden erken menopoza, doğum oranı düşüklüğünden endokrin bozukluklarına, kardiyovasküler hastalıklardan karaciğer bozukluklarına sağlığımızda yol açtığı zararları Human Rights Watch’ın bu ay yayınlanan “Türkiye’de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri” raporunda okuyabilirsiniz:

https://www.hrw.org/tr/report/2022/09/21/382799

Sıradaki haber yükleniyor...
holder