Terapi algıları değişti. Hastalar kendi kendini çözene kadar sabırla dinleyen psikologların tozlu ofisleri geride kaldı. Bir analistle konuşmanın zihninizi nasıl daha iyi hale getirebileceğine dair yeni bir yön geliyor.
Etki ve tepki, dinleme ve anlama kadar önemlidir. Dijital bir platformda yayınlanan Dr. Phil Stutz bize gösteriyor ki, terapist artık sadece dinleyen kişi olmamalı.
Hastasıyla derin derin konuşabilen ve çözüm yolları gösteren Stutz'un temel öğretisi, hayatta kalmanın üç sabit olduğu gerçeğinden oluşuyor; “Acı, tutarsızlık ve iş” Bu üç sabit genellikle tüm insanlar tarafından negatif olarak çerçevelenirken, Stutz mutluluğun bu gerçeklerden kaçınmaya çalışmaktan değil, onları yönlendirmekten ve kucaklamaktan geçtiğini düşünüyor. Bunu yapmak, insanın vücudunu, arkadaşlarını, ailesini ve kendini sevmeyi öğrenmesinden geçiyor. Organize dini de maneviyattan ayırıyor Stutz. “Maneviyat benim için pek de bir inanç sistemi değil. Gerçek kuvvetlerden oluşur. Görünmezler ama gerçekler” diyor.
Hayatı evriltmek için güçlü reçeteler
Geçmişi Carl Jung’un öğretilerinden geçen Stutz ve onun izindeki terapistler, artık belli ki “Klasik terapi, değerli anıları, duyguları ve içgörüleri ortaya çıkarsa da, insanların anında rahatlamaya ve yaşamına devam etme gücünde bir etki yapmıyor. Artık daha güçlü araçlara ihtiyaç var. Stutz, değişime başlamak için çeşitli araçlar sunuyor. Çöp adamlar ve diyagramlarla resmettiği araçlar, Jung psikolojisinden uyarlanmış görünüyor ama işi bir adım daha ileri götürüyor. Hayatınızı korumak için ve evriltmek için güçlü bir reçete içeriyor.
Bir psikiyatr ve hastası olan oyuncu Jonah Hill ile Dr. Phil Stutz arasındaki bu savunmasız belgesel, tüm doğru kutuları işaretlerken, akıl sağlığının kapılarını açıyor ve moral bozmadan acı gerçekler hakkında konuşuyor. Bu arada Jonah Hill’e artık özel bir sevgi duyduğumu belirtmeliyim. Nedense en yakın arkadaşım ya da ailemden biri gibi hissettim izlerken. Duygularını bu kadar özgüvenle anlatan birine uzun zamandır rastlamamıştım belki de. Belgesel, mutlu bir hayat yaşamak ve her seferinde bir inci tanesi gibi yaşamaya değer bir hayat yaratmak için değerli araçlar sunuyor. Büyük ölçekte bir kayıpla bile nasıl başa çıkılacağını öğreniyoruz.
İşte bu araçların en güçlülerini belgeseli birkaç defa izlemek suretiyle sizin için çalıştım:
1-YAŞAM GÜCÜ
Amaç, kendinize kötü zamanların sonsuza kadar sürmediğini hatırlatmak.
“Yaşam gücünüz aşağıdan yukarıya inşa edilmiş bir piramittir” diyor.
- Gövde
- İnsanlar
- Kendin
2-FİZİKSEL FORM
Fiziksel form özen göstermek ruh sağlığınız için de iyidir.
- Uyumak
- Egzersiz yapmak
- Dengeli beslenmek
3-İNSANLAR
Hayatınızdaki insanlar siz yaşamın, işin, parasızlığın ya da küçümsenin içinde kaybolduğunuzda şimdiki zamana geri dönmenize yardımcı olur. Etrafınızda bulunan yakınlarınıza bağlanmak için inisiyatif almalısınız.
Tek bir kişilerarası ilişki bile tüm insan ırkını sembolik olarak temsil edebilir.
4-KENDİN
Burada piramidin tepesinde kendi bilinçaltınızla olan ilişkiniz var. Yazmak, bunu geliştirmenin en iyi yoludur. Kelimeleri kağıda dökmek, bilinçaltınızın ayna görüntüsünü oluşturur. Farkında olmadığınız fikirler size rehberlik etmek için ortaya çıkacaktır.
5-BEYNİN X KISMI
Herkesin beyninde X diye bir bölüm vardır. Aslında X’e beyninizdeki düşman da diyebilirsiniz.
Sizi en çok yargılayan anti-sosyal kısım X kısmıdır. Bölüm X, değişimi ve büyümeyi engelleyen görünmez bir güçtür. Bu, insan ruhunun bir parçası olan ve büyümeyi engelleyen bölümdür. Daha basit anlatmak gerekirse “Spor yapmalıyım ama havada pek soğuk. En iyisi bir kahve yapıp tembellik edeyim” diyen beyninizin tamamı değil X bölümüdür. Siz iyi bir şey yapmak istersiniz X bölümü “bırak boşver başkaları yapsın” der. Hayatınızdaki her şey kötü gittiğinde sizi suçlu olan da bu bölümdür. Gece uyutmaz bazen ama sizi mahvetmeye devam eder.
X Bölümü, üstesinden gelinmesi gereken içinizdeki kötü adamdır. Bir şey yapmanız gerekiyor ve bir türlü eliniz varmıyorsa X Bölümü hareket halindedir. Bunu hatırlıyor bile olmak X Bölümü ile sulh içinde yaşamınıza neden olabilir.
6-ANLIK GÖRÜNTÜ
Bu zihinsel model bizi dünyaya geri getirmek için tasarlanmıştır. Sıklıkla hepimiz mükemmeli hayal ederiz. Bu bir hayat arkadaşı, gelir düzeyi, bir ev sahibi olmak veya tatil olabilir.
İşin aslı mükemmel yoktur. Bunlara sahip olmak sizi mutlu etmeye yetmeyecek. Daha doğrusu mutluluk bunlar demek değil.
Stutz’a göre gerçeğin üç yönü vardır. Bunlar hayatın olması gereken “berbat” kısımlarıdır:
- Acı
- Belirsizlik-tutarsızlık
- İş-Sürekli çalışma hali
Ne zaman bunlardan herhangi birinin olmadığı bir gerçeklik düşünseniz, kendinizi kandırıyorsunuz demektir.
7-İNCİ DİZİSİ
Sabah kalktınız ipe bir inci dizdiniz. Kahvaltı yaptınız oldu mu bir inci daha. Yapılması gereken günlük ya da genel işlerin tamamı bir inciyle tasavvur edilir. Üzerinde çalıştığınız bir alışkanlığı her gerçekleştirdiğinizde bir inci eklersiniz. Eylem başarılı da olsa başarısız da olsa her inci aynı değere sahiptir. Bu, hayatınızdaki her büyük veya küçük eylemin (dişlerinizi fırçalamak, bir ilişkiyi bitirmeye karar vermek) anlatır. Sıradaki inciyi ipe koyabilecek tek kişi sensin. Ancak her incinin içinde karanlık bir nokta vardır (Stutz buna “bok” der), bu da gösterdiğiniz hiçbir çabanın mükemmel olmayacağını hatırlatır. Anahtar, bunu kabul etmek ve yine de diziyi eklemeye devam etmektir.
8-GÖLGE
Bu, insanın en utandığı “an”ı anlatır. O utanç anını ya da kendinizi değersiz veya reddedilmiş hissettiğiniz bir zamanı düşünün. Gözlerinizi kapatın o utanç dolu anınızın görüntüsü yanınızda belirsin. O gölgenin sizin hakkınızda söylediklerini dinleyin ve en önemlisi barışın artık onunla.
9-RADİKAL KABUL
Her şey bir öğrenme deneyimidir. Her aksilikten yeni bir şey öğreniriz. Küçük, berbat şeylere bile anlam vermek, genel olarak hayata anlam katar.
10-MİNNETTAR AKIŞ
Bu şükran yaratma sürecidir. Minnettar olduğun 3 şeyi ve sizi tüm dünyadaki herkesin sevdiğiniz düşünün. Gözlerinizi kapatarak bu duygunun büyümesine izin verin. Hatta hayatta en nefret ettiğiniz kişi bile sizi sevenlerin arasında olsun. "Tamamen sevgiden oluşan bir evrenle çevrili olduğunuzu hayal ettiğinizde yavaşça ama sağlam bir şekilde herkes kalbinize yerleşebilir. O anda, aşkın baş lideri sizsinizdir."
11- LABİRENT
Bölüm X'i okuduysanız, Stutz, Labirent'in X. Kısım'ın kirli işinin bir yan ürünü olduğunu söylüyor. Sizi geçmişe takılıp bırakan ve siz öfke ve küskünlüğe tutunurken hayatınızı askıya alan şey, adalet ve mantık için beyhude bir arayışın görselleştirilmesidir. Labirent, duygusal ve psikolojik yabani otlarda kaybolmanızı sağlar.
12- KAYIPLAR
Çoğu insan, kaybı ve kederi işlemekte zorlanır. Stutz, bağlanmamanın bir gücü olduğunu söylüyor - başka bir deyişle, istediğiniz şeylerin korkusuzca peşinden koşmalısınız, ama aynı zamanda kendinize onları bırakmaktan tamamen korkmamayı da öğretmelisiniz. Stutz, kendinizi bir dalda asılı hayal etmenizi söylüyor. Stutz, fiziksel benliğinizin güneşin yüzeyine düştüğünü görselleştirmenizi önerir. Bir kez vurduğunuzda, fiziksel bedeniniz güneşin muazzam enerjisi tarafından emilerek yok olur. Daha sonra ışığa dönüşürsünüz. Yani kaybınıza tutunmak yerine bırakmanızın zamanı gelmiştir.