Yazgülü Aldoğan Başbakan sanatsever kesildi
HABERİ PAYLAŞ

Başbakan sanatsever kesildi

Amerikan başkanlık seçimlerini örnek alıp iki yapım şirketinin sanatçılarını toplantısına getiren Başbakan, bu popüler isimlerin eleştirilmesi üzerine sanatçıları bir savunuyor ki, gözlerimiz yaşanıyor! Erdoğan o kadar sanatseverdi madem, neden Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Dinçer gelir gelmez ödenekli tiyatroları ortadan kaldıracak bir tasarı hazırladı? Bu tasarı çıktığı takdirde, orta sınıfın ulaşabildiği fiyatlarla gidebileceği sanat etkinliği kalmayacak. Devlet tiyatroları, opera ve bale, senfoni orkestraları ortadan kalkacak. Dünyanın her yerinde sanat prodüksiyonları pahalı ve devlet sübvanse ediyor. Özel sanat kurumları ya çok yüksek fiyata bilet satıyor ya da yardım alıyor. Devlet tiyatrolarına bile tahammül edemeyen Erdoğan, sanatı seviyorsa sanatın ölümü demek olan bu karardan niye geri adım atmıyor? Sanat deyince aklına sadece ‘Recep İvedik’in yaratıcısı Şahan Gökbakar ve popçu Hande Yener mi geliyor? “Niye gittiler?” demiyorum, herkes kimi istiyorsa onu desteklesin. Ama gidenler en azından ödenekli tiyatrolar, opera ve bale ile senfoni orkestralarının başına gelenleri unutmasın

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Hukuk katliamına seyirci kalmayın!

İçeride haksız yere yıllardır adeta işkence edilen kim kaldı? İstanbul Askeri Casus Davası. En büyük haksızlığa onlar uğradı. Başta TSK, kamuoyu kendileriyle ilgilenmedi. Paraleller, bütün hınçlarını onlardan aldı, alelacele karar verildi, Yargıtay’da bile davanın saçmalıkları görülmedi, ceza onandı! Çoğu düşük rütbeli olduğu için kimsenin sahip çıkmadığı “İstanbullu Casuslar”ı kurtaracak bir tek Anayasa Mahkemesi kaldı ki, onlar da 3 gün sonra tatile çıkana kadar kararlarını açıklamazlarsa büyük haksızlık sürecek! Dosya aylardır ellerinde ve böyle bir hukuksuzluk, böyle bir adaletsizlik sadece bizde değil, dünyada görülmedi! Onun için günlerdir inceliyorum, yazıyorum; elinize vicdanınıza koyup onları aklayın artık diye!

Ne delil, ne dinleme, ne tanık!

Bu davada 50 küsur gencecik subay ve astsubay, sanki bir denizaltının içine tıkılıp da nefes boruları kesilmiş gibi, suyun altında boğulmamak için çırpınıyorlar. Ama duyan, gören yok! Dosya o kadar saçma ve karmaşık ki bu davaya hiç bir mahkeme bakmak istemiyor ve görevsizlik kararı verip başından atıyor! Bu davada 2 yıl boyunca hiç bir sanığa hiç bir soru sorulmamış! Tek bir tanık bile dinlenmemiş. Bir tek bilirkişi raporu bile yok. Güya bir numaralı sanık bir hanımı pazarlıyor, “fuhuş örgütü” demişler. Hiç evlenmemiş bir eczacı olan o hanım gidip rapor almış, bakireymiş! İnsanları neler yapmaya mecbur bırakıyorlar, ne kadar korkunç! “Bir numaralı sanığın evini aradık” diyorlar, orası adamın evi değil. Bir çok şey “sehven” konulmuş dosyaya, polisler bundan ötürü yargılanıyor. Bu dosyanın sadece sanık isimleri değiştirilerek İzmir’e monte edildiğini biliyoruz, hepsinin masumiyeti çıktı ortaya. Ama İstanbul’dakiler hükümlü oldu. Bir kısmı içeride, bir kısmı kaçak, bir kısmı çantasını hazırlamış, diri diri gömülmeyi bekliyor. Gömecek miyiz, kurtaracak mıyız?

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder