Bu bir 'Polis Darbesi'

yapmak kolay değildir. Hem lafı eğip bükmeyeceksin, hem de 12’den vuracaksın. Deneyelim. İşin özü, bu bir “polis darbesi”dir. Bir tür “genç polisler rahatsız” durumu. E ama ortada yolsuzluk var, para sayma makinaları filan. Asker darbe yaparken de ortada “müdafayı meşru kılacak” durumlar vardı. Darbe sırf yolsuzluk var diye yapıldıysa niye “kavga”dan sonra harekete geçildi?

Ne zamanki hükümet “Bu güçler ayrılığı meselesi hakikat oldu. Cemaat de kim? Biz yeterince güçlüyüz ve ülkeyi tek başımıza yönetiriz” dedi, dersaneleri kapama atağını yaptı.

Güçler ayrılığı

Hakan Şükür’ün istifası işaret fişeğiydi. Ertesi gün darbe, pardon operasyon yapıldı! “Abartıyorsun” demeyin:

Yargı bağımsız olursa bu demokratik bir sistemde güçler ayrılığı ilkesinin gereğidir. Ama POLİS ve SAVCI, bağlı olması gereken İÇİŞLERİ BAkANLIğI’ndan bağımsız hareket ediyorsa, bu, siyasi sistemlerde adı konulmamış bir “güçler ayrılığı” ortaklığıdır.

Yani bizdeki hükümet + cemaat işbirliği. Yaşamakta olduğumuz da bilek güreşidir. Kim daha güçlü henüz belli değil. Cemaate bağlı polis, amirine haber vermeden İçişleri Bakanı’nın oğlunu gözaltına alıyorsa “ben senin ciğerini sökerim” demektir bu. ‘E ne güzel oldu, yolsuzluk ortaya çıktı’ vurgusu işin diğer yanı. Mesele yolsuzluğu ortaya çıkarmak olsaydı daha önce de yapılırdı. O amaç değil, sonuç!

* [[HAFTAYA]]


Polis ve savcılar alındı


Darbeye karşı atak, polis müdürlerinin görevden alınması oldu. Hem de tenzili rütbe ile beş polis müdürünün görev yeri değişti. Operasyonu yöneten Savcı Zekeriya Öz’ün de kenara çekildiği, yeni atanan iki savcının dosyalara bakacağı söyleniyor. Hükümet duruma hakim oldu mu? Hayır. Cemaat kadrosu temizlenemeyecek kadar yaygın. Üstelik gelinen noktada ok yaydan çıktı. Kamuoyu ortaya saçılan pisliğe bakakaldı. Bunun bir hükümet-cemaat kavgası nedeniyle gerçekleşmesi sonucu değiştirmiyor! Şimdi bu pislik ne olacak, belge ve bilgiler doğru mu? Yoksa mesele Balyoz, Ergenekon, Casusluk gibi davalarda olduğu gibi bir karalama, tasfiye, itibarsızlaştırma operasyonu mu?

*

Dosyalarda üç ayrı boyut

Cemaatin bütün barutlarını niye aynı anda attığı tartışmalı. Muhtemelen bitirilme korkusu. Operasyon konuları birbiriyle bağlantılı değil. Reza Zarrab’ın İran’a para taşıma operasyonu zaten ABD ve İsrail’in şikayet ettiği, hatta uluslararası istek kokan apayrı bir konu. İnşaat şirketlerine verilen imar izinleri ise iki ayrı dosyada görülmekle birlikte hayli karışık ama birbiriyle bağlantılı.

Keşke temizlenebilsek

Belli ki buralarda çok büyük rüşvet dönmüş. Döner. Buna şaşırdınız mı? Demem o ki; sokaktaki adam, yolsuzluk dosyalarına şaşmış olmakla birlikte aslında ne şaşacak bir durum var, ne de temizleneceğine ilişik inancım! Bakın Cumhurbaşkanı’ndan tık yok.

Devlet Denetleme kurulu niye devreye girmiyor? Herhalde temizleyecek olan da hükümet değil, kendi derdine düştü. Hükümetin karizması çizilmiştir. Herhalde o paraları çocuklar yemiyordu. Bakanları rezil olmuştur. Cemaat iyi bir gol atmıştır. İki polisi ve savcıyı görevden almakla etkisi giderilemez. Şimdi kontratak gelecek, Tayyip Erdoğan olayın üstüne gidecektir. Biz yine çekirdek çıtlatarak izlemeye devam edeceğiz ama sonunda yine şaplağı yiyen oluruz diye korkuyorum!