Her gün cinayet işleniyor!

Bir hafta içinde kadına yönelik şiddetle ilgili iki etkinlik yapıldı ama aynı hafta öldürülen kadın sayısı onu buldu. Sadece dün iki kadın... Karşı çıkan sadece sivil toplum. Devlet’in umru değil. Öldürülen kadınlardan birinin kocası şizofren ve tedaviyi reddediyormuş ama kadın o kocayla aynı evde yaşamayı sürdürüyor! Koruma kar etmiyor, sığınmaevi yetmiyor, bakanlığın önlemleri laf ola beri gele.

IŞİD, esir aldığı iki bin kadar Yezidi kadına tecavüz etmenin “helâl” olduğunu açıklamış. IŞİD tarihin yazdığı en adi, en acımasız terör örgütüdür! Toplamışlar dünyada ne kadar işsiz güçsüz, sadist, sapık varsa, öldürmek serbest, tecavüz helal, ayda 2 bin dolar! Din adına yapılabilir mi bu? Din adına yayılan hava, öyle bir ruh ve mantık hali ki dalga dalga herkesi esir alıyor.

[[HAFTAYA]]

Kadına şiddetin ve her gün en az bir kadının öldürülmesinin de son on iki yılın eseri olduğunu düşünmekte haksız mıyım? Son duyduğum ise iyice endişelendirdi beni: Sakıncalı gebeliklerde doktorlar artık ileri test dahi yapmayı teklif etmiyormuş, çünkü kadınlar sakat doğacağı kesin olan bebekleri için bile gebeliği sonlandırmayı düşünmüyormuş. Gerekçe: “Rabbim verdi!” Sorulabilseydi öyle bir yaşamı ister miydi? Ah, ah!..

Yılbaşı süslemesi günah mıdır?

Konu yılbaşı süsü kadar basit değil. Yoksa Menderes Türel gibi “Al sen de şu meydanı süsle! Benim imkanım bu kadar” dersin, o da süsler, biter gider. Mesele dönüyor dolaşıyor, bizim nasıl bir hayat yaşayacağımıza geliyor: Arabistan mı olacağız, Batı mı? Beylerin kafası, gönlü, yüzü Ortadoğu’ya, Arap Yarımadası’na, Asya’ya dönük.

Rusya ve Çin’e bile daha yakın hissediyorlar kendilerini, Batı’yla kıyaslayınca. Yani sırf din de değil, elin Ortodoks Rusu Müslüman değil ki. Batı düşmanlığı desen; sağlık, eğitim, alışveriş, yerleşme deyince hoop, ver elini ABD, Batı ülkeleri. Bir tür aşağılık kompleksi mi? Sanki Magrip ülkeleri gibi bir ara sömürge olduk? Yılbaşını Noel’le karıştırıp arkasını dönmek, görmezden gelmek bunlarla moda oldu. Oysa yeni yıl heyecanı, hatta ağaç, Şamanizm’de bile var. Ben hayatımıza neşe ve heyecan katan her şeyi seviyorum.

Ayrıca günümüzde de dünya küçük bir köy, Çin malı giyip, Hint malı kuşanıp, ABD malı içip, Brezilya malı yiyip, Kore malı kullanıp, Arap işi dua ediyoruz! Bir yılbaşı süsü, ışığı için turizmi bahane etmeye utanıyorum. Biz istediğimiz için olamaz mı? Gitmeye, dolaşmaya bayıldığımız AVM’lerimiz ışıl ışıl, herkes süslerin önünde fotoğraf çektirme telaşında. Ve evet Fettah Tamince’nin dediği gibi “Bizden daha katı olan Müslüman Körfez ülkelerinde, Dubai’de süsün püsün alası var.” İstinyePark en güzel süslemeleri yapmış, çarşaflı kadınlar önünde fotoğraf çektiriyordu. Yobazlık yapmayın! Ruhumuz kararmışken bırakın biraz ışıklar aydınlatsın günümüzü, gecemizi.

Çocuklar için nasıl bir gelecek hayal ediyoruz?

Ne varsa sivil toplumda var: UNİCEF’in Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 25. yılı Türkiye kutlamasına da katılım anlamlıydı. Sizin de yapabileceğiniz şey, uygulamayı akıllı telefonunuza indirip John Lennon’ın ünlü ‘Imagine’ parçasını istediğiniz gibi söylemek, videoyu kaydedip sosyal medyada paylaşmak. Böylece 31 Aralık’ta 1 milyon ses ile IMAGINE’in dünya versiyonunun oluşturulması amaçlanıyor. Bu projeye, UNICEF Global İyi Niyet Elçilerinden Shakira ve Katy Perry de destek veriyor. Hayal edersek belki yaparız!