Yazgülü Aldoğan Kılıçdaroğlu ile nereye kadar?
HABERİ PAYLAŞ

Kılıçdaroğlu ile nereye kadar?

Haberin Devamı

Seçim sonuçlarını inceleyen yazarlar haliyle muhalefet liderlerine yükleniyor, başta Devlet Bahçeli olmak üzere Kemal Kılıçdaroğlu’nun da istifa etmesini istiyor. Beceremeyen gitsin anlayışıyla. Tabii bizim dememizle olmaz ama, Bahçeli bence de gitsin. Bir lider partisine bu kadar mı kötülük eder? Bundan sonra da bir hayrının dokunmayacağı kesin, nedenlerini sokaktaki çocuk bile biliyor.

Kılıçdaroğlu’na gelince; kendisine seçim gecesi bu soru sorulduğunda yanıtı pek yakındaki seçimli kurultayda partisinin buna karar vereceği oldu. “İstifa etmem, buyurun düşürün!” dedi yani. Kılıçdaroğlu’nun artıları ve eksileri var. Özellikle 7 Haziran’dan sonraki süreçte insanı çıldırtan bir uyumluluk sergiledi. Koalisyon görüşmeleri niyetine sürüm sürüm süründürüldüğü süreci halka şikayet etmedi.

RTE’nin top çevirdiği ve sürecin final düdüğünün çalmasını beklediği belliydi. Görevin kendisine verilmesi için de ısrarcı olmadı. “Adam vermiyor” dedi bitti; sokağa çıkın, eylem yapın diye ben bile kaç kez yazdım.

Tüm milletvekillerini, yöneticilerini topla, git sarayın kapısında bağırçağı! Ama Kılıçdaroğlu’nun devlet adamlığından gelme kişiliği, o halim selimliği bunu yapmasına imkan tanımaz. O zaman da olmuyor işte, seçmen “Ona oy versem ne farkeder, nasıl olsa iktidar olamayacak” diyor! Var mı CHP’de dört sene içinde ortalığı inletebilecek, daha aktif, daha genç, daha fırlama biri? Acaba Umut Oran’ı bunun için mi milletvekili adayı yapmadı? Ya da bu kez bir kadın aday olur mu? Göreceğiz, arayalım bakalım!

Seçime yüksek katılımın anlamı farklı

Bravo deyip alkış mı tutalım yüzde 85.5 katılım oranına? Bu neredeyse herkesin sandığa gitmesi demektir biliyorsunuz değil mi? Hiç bir zaman yüzde yüz olamaz ki. Hastası var, yaşlısı var. Elinde olmayan nedenlerle oy atması gereken yerde olmayanı var. Onları çıkar; herkes gitti sandığa! Bu muhteşem bir demokrasi bilinci midir? Maalesef hayır! Her şey yolunda olsa, A partisiyle B partisi arasında “nefret”ten “aşk”a varan bir kutuplaşma olmasa, kim takar koştur koştur sandığı?

İnsanlar biletlerini yaktı, tatillerinden döndü, işlerini bıraktı. Dahası 60 bin kişi, hepsi iyi eğitimli, gazetecisi, doktoru, avukatı, örgütlenip sabahın altı buçuğunda sandık başındaydı! İtilip kakılarak sandık kapanana kadar beklediler, bir katakulli olmasın diye. Çünkü güvenmiyorlardı! Oylar çalınır, değiştirilir, bir numara olur diye.

Pardon ama bu gururlanılacak bir durum değil. Demokrasinin işlediği herhangi bir ülkede oy verme oranı yüzde 60-70 civarıdır. Kaybeden dövünmez, kazanan da kiliseye koşup mum yakmaz! Hele hiç bir başkan oğlunun “Bu sonuç bize Allah’ın bir lutfudur” dediğini duymadık!

Başkanlık tartışması da nereden çıktı?

Bakıyorum, seçim bitti, RTE’ye yaranıp bir bakanlık kapmak isteyenler (bkz: Yalçın Akdoğan) hemen konuşmaya başladı: “Başkanlık sistemi vazgeçilmez gündemimizdir”. Hayrola? AKP’nin seçim kampanyası süresince başkanlık sisteminden bahsedildiğini duyan var mı arkadaşlar? Benim bildiğim ‘istikrar’ denildi, CHP’nin taaa 7 Haziran’da ortaya attığı ve sonra sürdürdüğü ekonomik vaatlerine can kurtaran simidi gibi sarılındı.

Ve hatta asgari ücret, 4 parti tarafından açık arttırmaya çıkarıldı! Şimdi seçim bitti, ‘yoo biz hiç öyle dememiştik, asgari ücreti kurul belirliyor hükümet değil’ diye kıvırtmalar başladı. Seçmen size niye oy verdi biliyor musunuz? Önce CHP’nin söylediği, sonra sizin sahip çıktığınız vaatleri beğendi, onları istiyor. Ama dedi ki “Bu CHP hayatta tek başına iktidar olamaz. MHP su koyar.

AKP’ye verelim, o da bize paraları versin!” ‘Civanım çok üzülüyor, başkan olsun’ diye değil yani. Başkanlık umru da değil, gündemi de değil seçmenin. En önemlisi Davutoğlu’nun hedefi değil. Kendisini bu başarıdan sonra ıskartaya çıkartacak bir kararı niye versin? Hangi insanoğlu bu kadar fedakarlık eder? Onun için başkanlık filan deyip ortalığı karıştırmayalım. Adam gibi ekonomiyi toparlayın, sadece asgari ücret değil, bir zahmet şu emekli ikramiyesini de programa alın. Bayram yakın değil ama ancak toparlarsınız!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder