Yazgülü Aldoğan Kuzey Kürdistan ilanına az kaldı
HABERİ PAYLAŞ

Kuzey Kürdistan ilanına az kaldı

Biz Batı’da, çiçek, böcek, ağaç, özgürlük derken hafta sonu Diyarbakır’dan gelen ‘Kürdistan’ kararları kaynadı gitti! Eskiden olsa bu ilamın yarısında kıyamet kopar, gözaltılar birbirini izlerdi. Şimdi Çarşı mensupları toplanıyor, menfaat amaçlı organize suç şebekesi kurmaktan “25 bin lira mı aldınız?” diye sorgulanıyor! Kürt kardeşlerimiz yakında bu ilgisizlikten şikayet bile edebilir.

[[HAFTAYA]]

KCK’lılara tahliye

Diyarbakır’da topladıkları Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı, açılım koşullarının parçasıymış meğer. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş tutuklu PKKKCK’lıların tahliye edilmesi için bir hafta süre verdi iktidara. Silivri, Hasdal, İzmir, Ankara tutuklu yargılanan bine yakın subaydan tek tahliye yok. Yargıtay Savcısı bile, Balyoz Davası’nda sivil memur Güllü Hanım’a verilen cezada bir tek “babalık haklarının kaldırılmasını” hukuka aykırı bulmuş. Gülemedim, ağlayamadım, dondum kaldım! Düzmece olduğu pek çok kurum tarafından iddia edilen dijital delilleri de geçerli kabul etmiş. Nasıl olduysa seminere katılmamış 67 subayın cezasına itiraz var. O kadar olsun canım, yatıverirler ölüme kadar. 18 yıl ne ki!

Bağımsızlık

Kuzey Kürdistan Konferansı’ndan sonra Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın “Gönlümden bağımsızlık geçiyor ama zamanlama uygun değil, şimdilik statü tanınmasıyla yetinelim” açıklamasına ise kimseden bırakın tepkiyi, ilgi bile yok! Ne hükümetten tık var, ne sokaktaki adamdan. Sosyal medyada tt olmayı bırakın, bu konuda hashtag bile açılmıyor! Yoksa biz Batıdakiler, ‘Kuzey Kürdistan’dan çoktan vaz mı geçtik?

Turist kavga sevmez

Kim ister gezmeye, eğlenmeye geldiği yerde gaza maruz kalmayı, oteline girecekken polis copu yemeyi, hatta gözaltına alınmayı, hatta kafasına gelen darbeden yoğun bakımda yatmayı!.. Turist, bir günlük ömrü olan narin kelebek gibidir. Turist, bir serçe kadar korkaktır. Bilmediği, yabancı olduğu bir ülkede, havada gaz bombaları uçarken, işi ne?

Haberin Devamı


Turizmciler ortalık biraz yatışınca başlarına gelen felaketi rakamlarla duyurdular. Ne yazık ki Taksim, hem olayların hem de turizmin merkeziydi. İstiklal Caddesi turistlerin en çok rağbet ettiği yer. Son 20 gündür buralarda turist yok, eylemci ve polis var. Taksim, Şişli, Beşiktaş civarındaki otellerde rezervasyon iptalleri yüzde 80’e ulaşmış. Önümüzdeki dönem iptalleri de yarı yarıya. Kongre sektörü de olaylardan etkilenmiş, büyük kongreler ertelenmiş ya da iptal edilmiş. Bir tek psikiyatrlar geliyor, onlar da herhalde incelemeye! Gaz yemekten, gerginlik, stres, gelecek kaygısından, siyasetçilerin üslubundan hepimiz ruh hastası olduk. Gelsinler, gelsinler!

Biz duruyoruz da Başbakan durmuyor!


Özgürlük diye sokağa çıkıldı, gaz, su, dayak derken “mesaj alındı” denildi. Sokaklar şimdilik yatışmış görünüyor; eylemler pasif direnişe dönüştü, insanlar duruyor. Ama Başbakan gaza geldi, durmuyor! Her konuşması ayrı bir tehdit, her karar ayrı bir darbe özgürlüklere. Gözaltılar süratle yayılıyor, sosyal medyaya zaptırapt geliyor! Polisin yetkileri arttırılıyor. Mesaj böyle mi alınıyor? Ya alınmasa ne olacaktı? Özgürlük ve adalet taleplerini “dış mihrakların komplosu”na bağlayan Başbakan’a, Adalet Bakanı’nın olaylardan hemen önce 125 bin kişilik cezaevi kapasitesi arttırımını hatırlatmak istiyorum. Yoksa komployu hükümet mi yaptı?

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder