Reza neyi ihraç etmiş?

Şu günlerde neredeyse Meclis’ten daha çok konuşulan konu Ebru Gündeş’in kocası Reza Zarrab’a, iki bakanın başarı ödülü vermesi. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Abdülkadir Selvi bile Reza Zarrab’a ödül verilmesini “Oldu olacak bari bir de heykelini dikin!” diye eleştiriyor. İranlı Reza Zarrab servetini İran’a konulan ambargoyu, ihracat adı altında altın transferi yaparak delmesiyle elde etti.

İran’ın sattığı petrolün parasını İran’a altın olarak yollamasına ABD itiraz edince Reza işin adını mücevhere çevirmiş, altın bilezik ihraç ediliyor göstermiş. Kapalıçarşı’da bu kadar bilezik üretilmiyor bile. Tabii gözler ödülü saptayan TİM’e çevriliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi bu seçimi hangi ciddi verilere bakarak yapıyor? Anlaşılan o ki bu tam bir halkla ilişkiler faaliyeti. Ortada devletin sağladığı ciddi bir veri yok. Kıyamet kopunca herkes ateşteki kestaneleri elinden atmaya çalışıyor, mazeret uyduruyor. Bu iş AKP’ye yaramaz, kimin ne çıkarı olduğu da merak konusu!

Evli, çocuklu ve girişimci!

Prof. Dr. Yıldız Ecevit kadının güçlenmesinin ekonomik olarak güçlenmesinden geçtiğini hep söyledi. Nasıl olacak bu? Her çocuk doğurduğunda, evde yaşlı baktığında alacağı sosyal yardımla mı yoksa çorap örüp satsın diye eve alacağı örgü makinasıyla mı? Türkiye’nin milliyetçi muhafazakâr iktidarlarının kadına dayattığı, önerdiği, yol gösterdiği; kalkınma ya sadaka ya mikro krediyle evde kalıp yapacağı işler. Kadın bununla nasıl kanatlanıp uçacak? Türkiye’de kadınların sadece yüzde 17’si, yani her beş kadından biri ücret karşılığı bir işte çalışıyor. Gerisi ev kadını. Onlar çalışmıyor mu? Çalışıyor tabii ama ücret almıyor

Eğitimli, deneyimli

Garanti Bankası’nın desteğiyle, bankanın müşteri profili arasından seçilen girişimci kadınlarla Prof. Yıldız Ecevit ve Doç. Dr. İlknur Yüksel-Kaptanoğlu’nun araştırması 15 ilde 304 kadınla yapılmış. ‘Kim bu kadın girişimciler’ sorusunun yanıtının arandığı araştırmadan çıkan sonuç ilginç. Bu kadınlar evli, çocuklu, çok iyi eğitimli ve iş deneyimli! Yani bir işte çalışıp deneyim kazanmış, evlenmiş, çocukları biraz büyütüp rahatlamış ve artık kendi işini kurmak istiyor. Ve bu kadınlara ya eşi ya ailesi destek çıkıyor. Bu kadınlar, kadın olmaktan ötürü bir sorun yaşamamışlar ama erkeğe yapılan desteği de görmemişler.

Kadına hep aman dikkat, fazla açılma denilmiş, erkeğe ilerle koçum! Erkek batırdığı zaman yok ziyanı, yine başlarsın, kadına ise ben sana dememiş miydim! O yüzden kadınlar temkinli, küçük küçük adımlar atıyor. İşe başlarken ilk yaptıkları bir mekan bulup hazırlamak, kredi bulmak bile sonra geliyor. Kredileri de küçük küçük alıyor, işi oturttuktan sonra biraz daha büyütüyor. Kadının ekonomik kalkınma ve refaha katkısı, büyük işler yapmasıyla gerçekleşecek. Görünen o ki, büyük işler yapmak için de kadınlar en azından şimdilik, arkalarında ailenin gücünü hissetmek istiyor. ‘Girişimci kadın’ diye ilk aklıma gelen otuzlu yaşlarında, fırlama, gözüpek, çılgın projeler peşinde koşan bir hayalden ibaretmiş

Yaşı yetmiş İşi bitmemişler

Yemin sürecinin neredeyse üç-beş saatini izledim. Milletvekillerinin çoğunu yemin sonrası görmek mümkün olmuyor. Yemin metnini mutlaka değiştirmeli, Türkçesi bozuk; virgüller bölümleri ne içerik, ne fonetik olarak bağlamıyor, karmakarışık, kötü! İnsanlar okuyamıyor tabii. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin edeceksen de Türkçe edeceksin. Türkçe bilmiyorsan nasıl çalışacaksın? Dilek Öcalan’ı beğendim; özenmiş, giyinmiş, işini güzel yaptı.

Törenin olaysız bitmesine de sevindim. Genç nüfusuyla övünen Türkiye’ye yaşı 70’in üzerinde 3 erkek başkan adayına hayırlı olsun dedim! Başkan seçilsin ve çalışma başlasın, RTÜK mütük, yolsuzluk, ne varsa önergeler verilsin, AKP hâlâ yangından mal kaçırmaya çaışıyor! Müstakbel AKP-MHP koalisyonu, 3. Milliyetçi Cephe benim gibileri mutlu etmeyecek; CHP ve HDP’ye çok sıkı muhalefet düşüyor