Giriş
Bu kez çok farklı. Çok şaşırtıcı, çok değişik. Bu kez alışılmışın tersine, Uluslararası 2018 Venedik Mimarlık Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu’nda bitmiş bir iş değil, bir fikir sergileniyor. Katılımcı, paylaşımcı bir anlayışla birlikte çalışma ve üretme fikri. Genç mimar adayları vardiyalar halinde buluşacak, üretecek, yeni fikirler, yeni işler yaratacak. Projenin yaratıcısı mimar Kerem Piker, önce “Bu işe gençleri nasıl katarız?” diye düşünmüş, sonra “Nasıl birlikte üretiriz?” diye.
Ve aklına VARDİYA gelmiş. Yani nöbetleşe çalışma. Hepsi kendisi gibi parlak, çalışkan mimar arkadaşlarını aramış. Onları da bu işe katmış.
Böylece beş yardımcısıyla üniversitelere haber salarak öğrencileri projeleriyle katılmaya çağırmış, 29 ülkeden 452 mimarlık öğrencisinin içinden yerli yabancı, kız erkek (kızlar daha fazla!) 122’sini seçmişler.
Bu gençler, bugünden başlayarak sırayla Venedik’e gidecek, bir hafta kalarak çeşitli moderatörlerle birlikte çalışacak, tartışacak, bir iş üretecek.
Bu arada 63 ülkenin pavyonlarını ve 71 katılımcının işlerinin sergilendiği diğer mekanları da gezecek, etkinlikleri, konuşmaları izleyecek.
Kasım’a kadar sürecek 13 atölye çalışmasında mimarlık ve tasarım dünyasının ünlü isimleri de projede konuk konuşmacı olacak.
Sergi süresinde biten işler ve projeler de sergilenecek. Bütün çalışmalar canlı olarak Youtube’dan izlenebilecek. Korku filmlerinden, kent çocuk ilişkisine, değişik temalar içeren çalışmalar sırasında 50 dijital yuvarlak masa oturumu gerçekleşecek.
Ortaya muazzam bir veri birikimi çıkacak!
Açılışa ilgi çoktu
İKSV’nin koordinasyonunda, VİTRA ve Schüco Türkiye’nin eş sponsorluğunda ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği, Dışişleri Bakanlığı’nın himayesinde, Arsenale’deki Türkiye Pavyonu’nda sürdürülen çalışma, yüze yakın ülkenin katıldığı Bienal’de büyük ilgiyle karşılandı. Cuma günü açılan Türkiye Pavyonu’nda henüz öğrenciler yoktu ama görüntüleri ve kendileri için hazırlanmış çalışma kozaları vardı.
Yardımcı küratör Cansu Gürgen, Yelta Köm, Nizam Onur Sönmez, Yağız Söylev ve Erdem Tüzün’ü tanıyıp ne kadar donanımlı ve parlak gençler olduklarını gördükçe onlarla çalışma şansını bulacak gençlerin bu ortamda neler kazanacaklarını düşünmek bile heyecan verici!
Açıkçası daha önce de Türkiye Pavyonu’nda çok başarılı işler izlemiş, gurur duymuştuk. Ama bu kez bir şey görmememize rağmen, fikir o kadar parlak ki, biz de hayal kuruyor ve beğeniyoruz! Bravo küratörlere, bravo onlara olanak sağlayan, yol açan kurumlara!
ONLARINKİ DE BAŞKA BİR NÖBET, ACILI BİR VARDİYA
Vardiya sözcüğü bende başka bir anıyı daha canlandırıyor: Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas davalarıyla haksız yere tutuklanıp yargılanan TSK mensuplarının eşlerinin “Vardiya Bizde” platformu!
Kadınlar yıllarca eşlerinin uğradığı haksızlığı anlattı kamuoyuna. Venedik’te Vardiya’da çalışacak gençlere imrenirken Silivri, Sincan, vb. cezaevlerinde bir başka VARDİYA’da haksız yere çile çeken gençlerin şanssızlığını düşünmeden de duramıyorum.
Kahrolası 15 Temmuz gecesinde FETÖ’cü komutanlarının emriyle sokağa çıkarılan ve FETÖ’cülükten beraat ettikleri halde, sırf kamuflajlı ve silahlı olarak sokağa çıktıkları için darbeye teşebbüsten müebbet hapis cezası alan Hava Harp Okulu öğrencileri, erler, astsubay okulu öğrencileri, çavuşlar! Onlar da adalet gerçekleşene kadar bir tür Vardiya’da.
Anneleri kanlı gözyaşları döker, babaları acıdan hastalanırken ‘Vatan Sağolsun’ dediler ve 25 Mayıs Cuma günü sonuçlanan mahkemeyi 116 öğrenci Harp Okulu marşını okuyarak terkettiler. Evet, darbeyi erler, öğrenciler, çavuşlar yaptı, dünya da buna inandı!
