Sporcunun başarısı için destek şart

Üç gün boyunca İsveç’in Göteborg kentinde 32. Avrupa Salon Yarışları’nı izledim. Atletizm Federasyonu kalabalık sayılabilecek bir kafileyle gelmişti. Ne yazık ki Nevin Yanıt dışında bir varlık gösteremedik. 2020 Olimpiyatları’na aday bir ülkenin, atletizm ve diğer spor dallarında sporcu yetiştirmek için işi daha ciddiye alması gerekiyor. Medyada da spor sayfalarının futbol sayfası olmaktan çıkması...

Göteborg’da tribünler doluydu, aileler çocuklarıyla gelmişti ve o çocuklar bir gün altın madalya kazanmak için motive edildiler. Erzurum’da devam eden snowboard yarışlarına ise hiç izleyici gitmemiş, sporcular kendi kendilerine yarışmış! Medya, futbol dışındaki sporu da sevdirmeli... İzleyerek, sayfalarında yer vererek...

[[HAFTAYA]]

Yarışmak için para

Milli yelkencimiz Ecem Güzel’in annesi bir mektup yollamış. Kızının çok sevdiği yelken sporu için sponsor bulamadıklarını, Slovenya ve İtalya’daki yarışlara katılabilmek için bankadan kredi çektiğini anlatıyor. Ecem’in kulübü Turgutreis Belediye Yelken Kulübü imiş ve paraları yokmuş! Anne, Federasyon’un Limasol’da yapılacak Gençler Dünya Şampiyonası’na müracaat bile etmediğinden de yakınıyor.

Tabii TYF yarışlara katılmak için gereken beyan ve parayı yatırmazsa yarışmacı kendi gitse bile yarışamıyor! Alev Hanım’ın mektubu tek örnek mi? Nevin Yanıt, FB Kulübü’nün sporcusu. Her yarıştan madalya alabilecek bir düzeye geldi. Onu el üstünde tutmamız gerekmiyor mu? Bir ekip olması lazım yanında. “Masörüm bile yok, parasını ben veriyorum” diyor!

Bu koşullar düzelmediği takdirde biz yarışlara giremeyiz, girersek başarılı olamayız. İlham Tanui Özbilen gümüş madalya almış, ikinci olmuş. Kimse kusura bakmasın, devşirme sporcuya da ‘benim sporcum’ gözüyle bakamıyorum. Her ülke yapıyormuş, yapsın! İsveç’in de zenci sporcuları vardı. Bu yarışlar ne için yapılıyor? *Ben senden iyiyim” demek için! Sen sen olmadıktan sonra!??



Ecem Güzel uluslararası yarışlara katılabilmek için sponsor arıyor.

Almanlar tuvaletlerini temizlemiyor!

Patriot füzelerini ateşlemek için Kahramanmaraş’a gelen Alman askerler en çok tuvaletlerden şikayetçiymiş. Anadolu’nun herhangi bir kentinde, özellikle de karayoluyla seyahatlerde aynı sıkıntıyı biz de çekiyoruz! Alman askerlerin durumu biraz farklı. Hem açık arazideler, hem de geçici olarak kaldıkları yerde tuvalet temizliğini yapmak istemiyorlar! Yıllarca ülkelerine giden Türk göçmen işçileri en pis ve istenmeyen işlerde çalıştırdıkları için olsa gerek, bizim askerlerin mi tuvaletleri temizlemesini bekliyorlar?

Hükümetin TSK’yı itibarsızlaştırma çalışmaları başarılı ama o kadar da değil! Alman askerin tuvaletini temizlemek, bizimkilerin başına ABD çuvalı geçirilmesinden daha fazla can yakabilir. Bence en çok alınması gereken, devam eden abidik gubidik davalarda yargılananlar. Ama nasıl olduysa, “Tuvaletleri temizlemeyiz” demişler, hatta bir temizlik şirketini tavsiye bile etmişler. Zaten kendi kurumlarında da giderek daha çok sivil personel çalışmaya başladı. Tek merak ettiğim, ilerde bir savaş filan çıkarsa yanlarında bu sivil personeli götürüp götürmeyecekleri!