Yazgülü Aldoğan Vali'nin diyalog performansı
HABERİ PAYLAŞ

Vali'nin diyalog performansı

Sn. Vali Mutlu yıllarını devlet hizmetinde kuralları uygulamakla geçirmiş bir yönetici. Olayların başından beri bir yandan sertlik uygulamakla birlikte bir yandan da empati yapmaya, zamana ayak uydurmaya çalıştı. Twitter’ı kullandı, yumuşak mesajlar attı, dalga geçildi ama vazgeçmedi. Son olarak da eylemcilerle sabahlara kadar süren, zaman zaman ya sabır çektiği bir diyalog gerçekleştirdi ki takdiri hak ediyor. Kendi çocuğumuzla bile başedemediğimizi düşünürsek, neredeyse hepsi kendisine öfke dolu olan yaklaşık 60 gencin karşısına geçip saatlerce konuştuğunu düşünürsek, eylemler başladığından beri yöneticiler tarafından bana umut veren tek olay bu oldu derim! Hele Ankara’dakilerin sertlik ve acımasızlığından sonra.

[[HAFTAYA]]

Halk oylamada ne der?

Gezi Park’taki eylemlerden Türkiye’de yaşayan herkes haberdar. Ama herkes destekliyor mu? Başbakan 18 gün direndikten sonra nasıl oldu da halk oylamasına razı geldi? Çünkü kamuoyu araştırmalarına göre halkın yüzde 52’si eylemi desteklemiyor, yüzde 82 gibi çok büyük bir çoğunluk da devamını istemiyor. Tabii Gezi Parkı oylamasının sonuçları bundan farklı olur. Siyaset karıştırılmadan sorulduğunda AKP’nin kemik seçmeni bile parka bina, hele de çarşı yapılmasına karşı çıkar. Ama oylama, Tayyip Erdoğan’a güven oylamasına dönüştürülürse, ki öyle yapılacağı kesin, insanlar parkın kalmasını istemelerine rağmen ‘hayır’ diyebilirler! Ki hiç kuşkusuz Başbakan, bunu yerel seçimler öncesi şova dönüştürecek ve var gücüyle bastıracak çoğunluğu almak için. Peki yüzde 50 aldığı zaman haklı mı olmuş olacak? Sorunun asıl yanıtı burada! HAYIR! Çünkü o gençlerin söylemek istediği şu: “Çoğunluk olmasak da adam yerine konulmak istiyoruz!”

Hınçlarını doktorlardan alacaklar

Haberin Devamı

Eylemlerde, çoğu hekimlerden oluşan sivil toplum örgütlerinin ortak açıklamasına göre 18 günün bilançosu ağır: Biri polis, 4’ü gösterici olmak üzere 5 ölü... Ölüm kalım arasındaki 3 gösterici... Ameliyata alınan ve yoğun bakımda yatan 55 ağır yaralı... Biber gazı fişeğinin isabet ettiği 91 kafa travması, plastik mermi ya da fişekle 10 göz kaybı... Kayıt altına alınabilen 7500 yaralı, biber gazına maruz kalıp gözü ya da vücudu yaralanan on binlerce kişide solunum sıkıntısı, astım atağı, epilepsi nöbeti, açık ya da kapalı yara, yumuşak doku zedelenmesi, morluk, açık-kapalı kırık çıkık, ortopedik yaralanma, karın içi kanama ve beni hepsinden fazla dehşete düşüren sayısız TESTİS patlaması! Bu da müdahalelerin bilerek ve isteyerek, taammüden, intikam ve cezalandırma amaçlı yapıldığına dair kuşku bırakmıyor! Sağlık Bakanlığı, özel ve resmi hastanelerden, Gezi Parkı protestosu nedeniyle yaralananların altı saatte bir 112 Acil’e bildirilmesini istemiş. Göstericiler, yaralandıklarında hastaneye gitmek istemiyor, revirlerde tedaviyi tercih ediyor. Çünkü bu kayıtlardan gözaltı ve tutuklamaların gelmesinden korkuluyor. Revire dönüştürülen çadır, otel, cami gibi yerlerde yaralılara müdahale edenlere ise Sağlık Bakanlığı soruşturma açmaya hazırlanıyor. Bu soruşturmalardan ağır cezalar çıkması muhtemel! Halkı direniş ve isyana teşvik etmek, hükümeti devirmeye kadar gidebilir ucu!

Medyaya da ceza yağdı

Bir ceza da direnişi haberleştiren medyaya geldi. Haber kanallarının olayı görmezden gelmesi üzerine olayları izlemek isteyenlerin HalkTV, Ulusal Kanal, Cem TV, EM TV gibi alternatiflere yönelmesi üzerine RTÜK bu kanallara, halkı isyana teşvikten, 10’ar bin lira ağır para cezaları kesti. Sıra sosyal medyada, twitter kullananlarda, hazırlıklı olun.

Çapulcuların eğitim düzeyi!

Gezi’de eylem yapan 4 bin küsur kişiyle Konda Araştırma Şirketi’nin yaptığı görüşmelerin sonucundan elde edilen profil, beni şaşırtmıyor, ama bu gençlere ‘çapulcu’ diyen Başbakan’ı şaşırtmış olmalı. Çoğunluk ya öğrenci, ya iş güç sahibi. Yani boşta gezen yok. Çoğu üniversiteli, lise mezunu, hatta doktora yapmış olanların oranı okur yazardan fazla! Ve dikkat dikkat: Kadınlar erkeklerden fazla! Bu ülkeyi yöneten, yönetmek isteyenlerin gerçekten dikkatli okuması gereken bir durum bu: Söz konusu olan sadece ağaçlar değil, özgürlük ve yaşam biçimi. Çünkü bu kısıtlamalardan en çok kadınlar çekiyor!

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder