Yok böyle bir benzin istasyonu!

Şu aralar tv ekranlarında dönen bir reklam var: karayoluyla seyahat eden yaşlı adam, torunu tuvalete gitmek isteyince “OPET’e kadar sabret” diyor. Ve çocuk Opet istasyonunda temiz bir tuvalette rahatlıyor! Ardından Çanakkale tarihi yarımadasında yaptıkları gezide şehitlik, köyler, yolların Opet katkısıyla nasıl değiştiğini izliyorlar. Dünyanın hiç bir yerinde akaryakıt dağıtan bir şirketin temiz tuvalet yapmak, iyi servis, tarihi bir bölgeye sahip çıkmak gibi bir derdi yok!

Hatta benzin istasyonlarında servis bile yok, kendi benzinini dolduruyor, camını kendin siliyor, sıkıştıysan da farklı bir yerdeki kamu tuvaletine gidiyorsun. Bizde servis var da nasıl? İşte Opet’in farkı burada: Türkiye’de akaryakıt sektöründe “Müşteri Memnuniyeti En Yüksek Şirket” ünvanını 8 yıldır koruyan ve büyükler içinde tek yerli olan OPET’e çok gezen biri olarak gönülden teşekkür borçluyum, özellikle Anadolu’da!

[[HAFTAYA]]

Uluslararası Stevie Awards ödülü

OPET’e Barcelona’ya kadar eşlik etmemizin nedeni bu hizmetlerinin karşılığını uluslararası bir ödülle de almaları. Enerji kategorisinde 50 ülke, 3300 aday arasından yılın şirketi olarak ilk 3’e giren OPET, Temiz Tuvalet kampanyası ile de sağlık ödülünü kazandı. Genel Müdür Cüneyt Ağca’nın Barcelona’da iki ödülü iki kolunun altına sıkıştırdıktan sonra yaptığı açıklama ise anlamlı: 20 yıllık çok genç bir şirket olmalarına rağmen sürekli büyümeleri ve yüzde 19 pazar payını yakalamalarının altında “kusursuz yolculuk” hedefi var. Hele bir kadın olarak benim mutlaka OPET’de durulacak ısrarımın altında ise tabii ki önce temiz tuvalet. Bu kampanyayı başlatan Nurten Öztürk’ün kulaklarını nasıl çınlatmayız!

İçerideki kurbanlar

Genelkurmay, TSK’nın Balyoz davasıyla bozulan itibarını kurtarmak için vatani görevini yapan 5 askeri aileleriyle buluşturmuş, bir aileyi de Anıtkabir’de ağırlamış. Çok iyi etmiş. Keşke Fatma Gül Kurşuncu’nun da yarasına merhem olabilseydiler. Onun da pilot yarbay olan oğlu ER rütbesine indirilmiş madem, belki bir saçını okşamak iyi gelirdi! Nazlı Ilıcak Hanımefendi köşesinden “Gazeteciler hakimlerden iyi mi bilecek, bazıları beraat etti, bazıları ceza yediyse bir nedeni vardır” diyor. Bence tam da bunun için bazılarını beraat ettirdiler!

Ama bu benim Hava Pilot Kurmay Yarbay Süleyman Namık Kurşuncu’nun masumiyetine olan inancımı değiştiremiyor. Sözümona Fenerbahçe Stadyumu’nu F16’sıyla havadan kontrol etme görevi verilmiş olduğuna hükmedildiği için 16 yıl ceza yiyen, rütbesi sökülen, maaşı ve emeklilik hakkı sıfırlanan, hatta kazara çıkacak olsa bile pilotluğu elinden alınan Süleyman Kurşuncu o zaman daha akademide öğrenci. Mahkemede de “ben uçan gardiyan mıyım?” dediğinde gazetelere çıkmıştı!

Kurşuncu’nun suç delili malum: Düzmece olduğu çeşitli bilirkişilerce kanıtlanmış bir tek cd’de görevlendirme. Onu da en son Güllü Salkaya kaydetmiş görünüyor. Güllü Hanım beraat etti, iyi ki de etti. Kurşuncu içeride. Bu tasfiye operasyonunda nedense denizci ve havacılara yönelik özel bir durum var. Yoksa sadece bir tek dijital veride ismi geçen örneğin Faruk Yarman beraat ederken, iyi ki de etti, Kurşuncu niçin hapiste, hem de maddi manevi her türlü yoksun kalmayla? Genelkurmayın anlı şanlı paşaları, kendi yetiştirdikleri o gencecik adamlar gelecekleri yakılmış, rütbeleri sökülmüş, maaşlarına el konulmuş, çocukları ve ailelerinden koparılmış olarak hapiste yatarken bu Kurban Bayramı’nda koç kesmemişlerdir herhalde. İki yüz küsur kurban var nasıl olsa içeride!

Avucundan kopya çekti

Barcelona’da ödül gecesi bizi hoş bir sürpriz bekliyor: İş dünyasında bu ödülleri on yıldır dağıtan Stevie Awards’ın ödüllendirdiği Türk şirket ve kurum sadece OPET değil. Kürsüye çıkıp ödülünü alırken Oscarvari teşekkür konuşması yapanların içinde Türkler de var. Ama bizi bizden alan Üsküdar Belediyesi oluyor. Belediye adına ‘Vatandaşla iyi ilişkiler’ ödülü almaya çıkan Başkan Mustafa Kara, İngilizce olarak “Ekibime teşekkür ediyorum” diyebilmek için okuldan kalma bir alışkanlıkla kopya çekiyor; avucuna yazdığı “Thank you to my team” cümlesini okumaya çalışıyor! Bizim Kürtçe öğrenmek için ısrar edeceğimize hiç olmazsa bir teşekkür konuşması yapabilecek kadar İngilizce öğrenmemiz lazım. Global dünyanın dili, kızsanız da, istemeseniz de İngilizce. Bilmiyorsan yoksun!