Gündem Domates, biber, ayçiçeği ve kabak! Amerika'dan geldi, İstanbul'u değiştirdi

Domates, biber, ayçiçeği ve kabak! Amerika'dan geldi, İstanbul'u değiştirdi

Paylaş
Domates, biber, ayçiçeği ve kabak! Amerika'dan geldi, İstanbul'u değiştirdi

Türk mutfağının pek çok önemli lezzetinin kökeni, Amerika kıtasının keşfiyle doğrudan ilişkili. İstanbul Aydın Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Bostan, Osmanlı beslenme alışkanlıklarında yıllar içinde yaşanan değişimi, Posta okuyucuları için anlattı.

Duygu Karagül/Posta.com.tr| Amerika’nın keşfi tüm dünyanın değişmesine en büyük etkenlerden biri olarak kabul ediliyor. Ancak konu Türk mutfağına gelince buradaki önemi ve değeri de yadsınamaz bir gerçek. Yiyeceklerin hikayeleri ise oldukça sıra dışı. İspanya’da ayçiçeği ilk zamanlarda dekor olarak kullanıyormuş. Domates ise yapraklarından çıkan kokular nedeniyle kötü addedilip zehirli zannedilmiş. İstanbul Aydın Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Bostan, Amerika’nın keşfi sayesinde Türk mutfağında yaşanan değişimi anlattı.

Haberin Devamı





AMERİKA’NIN KEŞFİ TÜRK MUTFAĞINDA NELERİ DEĞİŞTİRDİ?

Prof. Dr. Bostan, Amerika kıtasının keşfiyle birlikte mısır, patates, tütün, domates, biber gibi ana besin maddelerinin Avrupa’dan başlayarak tüm dünyaya yayıldığını açıkladı. Amerika’nın keşfedilmemiş olması ihtimalinde ise belirtilen ürünlerin başta Avrupa ve Türk mutfağı olmak üzere dünyanın birçok yerinde kullanılamayacağının altını çizdi.

HEPSİ SOFRALARIMIZDA

Amerika kıtasını keşfi ile kâşifler tarafından öncelikle Avrupa oradan bütün dünyaya yayılan Amerika merkezli gıda ürünlerinden en çok bilinenleri; mısır, tütün, patates, domates, kırmızıbiber, vanilya, yer fıstığı, ayçiçeği, kabak, fasulye, kakao olarak sıralanıyor.

Prof. Dr. Bostan, "Yeni kıtanın keşfedilmemiş olması yukarıda belirtilen gıda ürünlerinin başta Avrupa ve Türk mutfağı olmak üzere dünyanın birçok yerinde kullanılmaması ve bu ürünlerden türetilen ve şu anda bütün dünyanın severek tüketiyor olduğu birçok yemeğin bilinmemesine sebep olacaktı. Ayçiçek yağının kullanılmadığı yemekler, domates soslarının kullanılamadığı pizzalar, her halinin kullanıldığı patatesin olmadığı mutfaklar ile yaşantımıza devam ediyor olacaktık. Keşfi gerçekleştirilen gıda ürünlerinin şu an dünya mutfak kültürlerinde vazgeçilemez ürünler halini almaktadır. Bizim buradan çıkarmamız gereken sonuç keşfi gerçekleştirilen ürünlerin çok farklı şekillerde kullanılabilir her bölgede her ülkede insanların var olan mutfak kültürlerine hızla adapte olabilen değerli gıda maddeleri olmasıdır.” dedi.

Haberin Devamı

BAZI ÜRÜNLERİN OLMAMASI DURUMUNDA TÜRK MUTFAĞINDA PEK ÇOK YEMEK OLMAYACAKTI!

"Yeni kıtanın yani Amerika’nın keşfi olmamış olsaydı domates, kabak, fasulye, kakao gibi belli başlı ana besin gıdaları bulunmayacak, bu nedenle de binlerce yemek çeşidinden mahrum kalacaktık" diyen İstanbul Aydın Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Kamil Bostan, Amerika merkezli gıda ürünlerinden en çok bilinenlerin ve en sık tercih edilenlerin aynı zamanda Türk mutfak kültürü için vazgeçilmez ürünler olduğunun altını çizdi.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Bostan şöyle devam etti:

“Yukarıda adı geçen ürünlerin olmaması durumunda Türk mutfağında bulunmayacak birçok yemek söz konusudur. Mısırın Türk mutfağına 1600 yıllarında geldiği bilinmekte. Türkler mısırı genel olarak un şekilde kullanmaktadır. Mısırın Anadolu’ya gelmemiş olmasıysa ununun kullanıldığı balık kızartmaları, mıhlama ve farklı ekmek çeşitleri gibi ürünlerin kullanımı pek mümkün olmayacaktı. Keza Türk mutfağında hemen hemen her hali kullanılan patates yine mısır gibi Amerika kıtasının keşfi ile Osmanlı mutfağında yer edinmeye başlamıştır. Patatesin Türk mutfağında birçok ana yemekte ana malzeme veya yan ürün olarak kullanıldığı onun dışında severek tüketilen patatesli börekler, mücverler, patates dolmaları, salataları, gibi birçok yiyecekte kullanıldığı bilinmektedir. Patatesin Anadolu’ya gelmemiş olmasıyla birlikte adı geçen yemeklerin Türk mutfağında bulunması pek mümkün olmayacaktı. İzmir köfte, tas kebabı vb. ana yemeklerde en az ana ürün kadar olmazsa olmaz bir ürünün kazanılmamış olması çeşitlilik açısından büyük eksikliklerle bizleri karşı karşıya bırakacaktı.

Haberin Devamı

Yine benzer şekillerde domates, kakao, biber, kabak, fasulye gibi ürünleri düşününce aslında bu ürünlerin Türk mutfağında ne kadar önemli olduğu akıllara gelmektedir. Domatesin, Patatesin, Biberin Türk mutfağında olmadığı zamanları düşünmek günümüz insanının şaşkınlıkla karşılamasına ve sayılan ürünlerin olmadığı bir mutfak kültürünü canlandıramamasına sebebiyet vermektedir. Fatih Sultan Mehmet’in ve öncesinde bulunan padişahların, soylu ailelerin bile tadamadığı gıdalar olması günümüz insanı için ne kadar da şaşkınlık verici. Buradan yola çıkarak aslında yukarıda adı geçen ve keşif ile mutfağımıza dâhil olan yiyecekler şuan Türk mutfak kültürü için vazgeçilmez ürünler olmuş durumdadır. Günümüzde mutfaklarımızda tüketmekte olduğumuz birçok çorba, yemek, tatlı keşifle gelen malzemelerden oluşmaktadır.”

TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜNÜ BELİRLİ BİR SEVİYEYE TAŞIMIŞTIR

Haberin Devamı

İstanbul Aydın Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Kamil Bostan, “Mısırın kurutularak saklanması, ununun yapılması ve bu unun mutfaklarda farklı alanlarda kullanılmasından yukarıda bahsetmiştik. Keza aynı şekilde daha çok hayvansal yağların ve zeytinyağının aktif olduğu mutfak kültürüne Ayçiçek yağının kültüre eklenmesiyle pişirilen yemeklerde hayvansal yağ kullanımının azalması bu sayede yemeklerde bazı insanlara rahatsızlık veren aromaların kullanılmamasıyla üretilen lezzetlerin daha geniş kitlelere hitap etmesini sağlamıştır.” dedi.

DOMATES VE BİBER KIŞA HAZIRLIK KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİNE OLANAK SAĞLADI

Prof. Dr. Bostan, domates ve biber gibi ürünlerin hem mutfak kültürünü geliştirdiğini hem de kışa hazırlık kültürünü büyük ölçüde etkilediğini ifade etti. Özellikle domatesten menemen, salça, konserve gibi yiyeceklerin türetilmesi; patatesten börek, dolma, salata gibi pek çok yiyeceğin oluşmasına olanak sağlandığının altını çizdi.

Prof. Dr. Bostan, “Domates ve biberin mutfak kültürüne girmesiyle Türk kültüründe oldukça fazla olan ürünleri saklama ve kışlık hazırlık kültürü noktasında değerlendirilmesini sağlamıştır. Domatesten salça yapımı, kışlık konserve ve sos yapımı gibi hazırlıklar gerçekleştirilmiştir. Yine yemeklerde hem salça hem de taze bir şekilde kullanılan domatesten birçok yemek faydalanmış ya yeni bulunmuş ya da eskiden beri yapılan yiyeceklerin daha lezzetli olmasını sağlamıştır. Bu ve benzeri örnekleri keşifle gelen birçok gıda maddesi için sayabiliriz. Genel olarak bakacak olursak uzun zamanlar Orta Asya’da süregelen Türk mutfak kültürünün Anadolu topraklarına gelmesiyle birlikte karşılaşılan yoğun kültür ve coğrafyasının sunmuş olduğu hammaddeler Türk mutfak kültürünü belirli bir seviyeye taşımıştır. Daha sonra Amerika kıtasının keşfi ile Türk mutfağına giren yabancı ürünler hali hazırda var olan kültüre uyum sağlamış ve Türk yaşayışının ve mutfak kültürünün bir parçası olmuştur.” ifadelerini kullandı.

AYÇİÇEĞİ DEKOR OLARAK KULLANIYORDU, DOMATES İSE KOKUSUNDAN ÖTÜRÜ ZEHİRLİ ZANNEDİLMİŞTİ!

Ayçiçeğinin İspanya’da ilk zamanlar dekor olarak kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Bostan, "Domatesin yapraklarından çıkan koku nedeniyle ise ilk zamanlar zehirli zannedildiği gibi hikayelerin mevcut olduğunu sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Bostan, "Ürünlere bakılacak olursa Türk coğrafyasına ticaretin uygulandığı önemli noktalar olan İstanbul, İzmir ve Hatay bölgelerinden girişinin sağlandığı bilinmektedir. Bahsedilen ürünlerin ilk önce Avrupa oradan Osmanlı topraklarına ulaşması insanların bu ürünleri tanımalarına fırsat vermektedir. Ayçiçeğinin İspanya’da ilk zamanlar dekor olarak kullanılması, Domatesin yapraklarından çıkan kokudan ötürü ilk zamanlar zehirli zannedilmesi gibi hikâyeler mevcuttur. Ancak bunlar kısa sürede geçilmiş ve ürünler kullanılabilecekleri alanlarda, mutfaklarda aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu noktada Osmanlı mutfağı içerisine giren kakao, çikolata vb. ürünler elbette geldiği ilk andan itibaren halk tarafından ulaşılabilir ve kullanılabilir ürünler olmamıştır. Ancak zamanla bu ürünlerin üretiminin artması ticari olarak ulaşılabilir olması Anadolu toprakların uygulanan reçetelerde kullanılmasını sağlamıştır.” dedi.