Arzu Çekirge Paksoy Kurumsal seferberlik çağrısı
HABERİ PAYLAŞ

Kurumsal seferberlik çağrısı

BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN?

Sosyal sorumluluk, temelinde toplumsal fayda yaratmayı, eğitim, sağlık, çevre gibi alanlarda toplumu geliştirmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefleyen sürdürülebilir çalışmalar yapılmasını amaçlar. Kamuoyu ve tüketiciler artık bu konuda çok hassas ve talepkârlar. Kurumların hem desteklerini göstermesini, hem de bunları açıklamasını bekliyorlar. Yapılan çalışmaları titizlikle takip ediyor, geç kalan kurumları sorguluyorlar… Özellikle hepimizi derinden yaralayan deprem gibi bir afet sonrasında sahada olmayan, desteğini göstermeyen kurumlar ciddi anlamda pazar payı ve itibar kaybedecekler.

Haberin Devamı

HIZ, SAMİMİYET, KOORDİNASYON

Pek çok kurum destek veriyor ama bazıları ön plana çıkıyor, niçin? Bu konuda hız, koordinasyon ve samimiyetin önemli olduğunu düşünüyorum. Depremin ardından ilk gün sahaya inen Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, P&G, LC Waikiki, Kiğılı, Koton gibi kurumlar tüketicinin algısında farklı bir yer kazandılar. Depremzedelere ulaşmak için en gerekli olan iletişim desteğini günlerce veremeyen telekomünikasyon şirketleri ise sınıfta kaldılar. Bundan sonraki süreçte gerçek ihtiyaçlara odaklanan, depremzedelere uzun soluklu destek olan, bölgede kalıcı çözümler üreten, ‘mış gibi’ yapmayan kurumlar diğerlerinden ayrılacak. Bu konuda doğru iletişimin de önemi büyük… Kurumlar yaptıkları çalışmaları kamuoyu ve hedef kitlelerine en doğru ve yalın biçimde aktarmalı, başkalarına da örnek olmalılar.

DOĞRU YÖNLENDİRMELER

Depremin ilk gününden beri aktif bir şekilde kurumlara bilgi akışı sağlayan ve “Deprem Destek Rehberi”ni hazırlayan Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) Başkanı İpek Özgüden, “İletişimde üç süreç çok önemlidir. Öncesi, sırası ve sonrası. Öncesi aşaması yani risk yönetimi aşamasını geride bıraktık. Kriz anı ile ilgili çalışmalar yapılıyor ama sonrası için de tüm özel ve kamu kurumlarının hazırlık yapması, kriz planlarında bütünleşik afet yönetimi ve koordinasyonu başlıklarının mutlaka yer alması gerekiyor. Bu kapsamda kurumlara doğru yönlendirmelerde bulunmaya özen gösteriyoruz. Akademik dünya, sektör profesyonelleri, kamu ve yerel yöneticiler ile işbirliği içerisinde toplumsal farkındalığı artırmaya odaklanacağız” diyor.

Haberin Devamı

EN ÖNEMLİSİ ORGANİZASYON

Kurumlar afetzedelere desteklerini içeren yüzlerce TIR’ı bölgeye gönderiyor. Ancak esas iş ondan sonra başlıyor. Gönüllüler tarafından büyük bir özenle hazırlanan yardımların, gerçek ihtiyaç sahiplerine, koordineli bir şekilde dağıtılması yani amacına ulaştırılması gerekiyor. Bu konuda bölgede AFAD ile koordinasyon içinde çalışan Ahbap ve İhtiyaç Haritası gibi STK’ların yerel gönüllü desteğine ihtiyacı var.

Kurumlarda saha ekiplerinin yönetilmesi, organizasyonu konusunda çalışanlar ile uzman etkinlik ve iletişim şirketleri, stratejik planlama konusunda görev üstlenebilirler. Sanko gibi genel merkezleri afet bölgesinde olan kurumlar deprem yardımlarının ulaştırılması ve gönüllülerin organizasyonu için bölgesel koordinasyon merkezi olabilirler… Depremin etkilediği bölgelerin yeniden inşası ve depremzedelerin yeniden hayata döndürülmesinin uzun zamana yayılacağı düşünüldüğünde, kurumların desteklerinin de zamana yayılması ve yıllık planlama içine alınması önemlidir.

Haberin Devamı

NELER YAPILMALI?

  • TÜSİAD, TOBB, TÜRKONFED gibi iş dünyasının çatı örgütleri yol haritası hazırlayarak, orta ve uzun vade için planlama yapmalı, kurumların bölgede üstleneceği sorumlulukları, ileteceği uzun soluklu yardımları koordine etmeli,
  • Böylesi bir afet sonrasında kurumsal rekabet değil, el ele vermek ön planda olmalı, v Stratejik planlama, kriz yönetimi, iletişim konusunda uzman kurumlar depremin yaralarının sarılmasında iş ortaklarıyla birlikte aktif görev almalı,
  • Sektörel kurumlar sinerji içinde kalıcı çözümler üretmeli,
  • Kurum CEO’ları ve üst yönetimleri toplumsal duyarlılıklarını göstermeli, örnek olmalı, çalışmalara bizzat liderlik etmeli,
  • Markalar reklam ve öne çıkma amacı taşımadan duyarlı iletişim yapmalı,
  • Kurumlar önümüzdeki aylarda yapacakları lansmanlar, sponsorluklar ve pazarlama çalışmaları için ayırdıkları bütçeleri depremin yaralarını sarmak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak için değerlendirmeli,
  • Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları depreme hazırlık ve ilk yardım eğitimi, toplumsal bilinçlendirme, arama kurtarma ekipleri oluşturulması, afet koordinasyonu konularına yoğunlaşmalı,
  • Afetlere müdahale konusunda eğitimli kurumsal gönüllülük ekipleri, mahallelerde acil destek üniteleri ve deprem ekipleri oluşturulmalı,
  • Özellikle televizyonda ve sosyal medyada deprem eğitimi veren bilgiler sürekli olarak yayınlanmalı, kurumlar bunların finansmanına destek olmalı,
  • İlkokullardan itibaren afetlere karşı bilinçlendirme ve hazırlığı içeren dersler olmalı,
  • Çocukları ve gençleri bilinçlendirmeye yönelik eğitim odaklı sosyal sorumluluk çalışmaları artmalı,
  • Sivil toplum kuruluşlarının devlet kurumları ile etkin koordinasyon içinde çalışması sağlanmalı,
  • Bilimsel çalışmalar, eğitim, kontrol, organizasyon, gönüllülük ve afete müdahale çalışmalarını tek çatı altında toplayan Deprem Bakanlığı kurulmalı…

Biz bir deprem ülkesiyiz, bu gerçeği unutmadan yaşamalıyız. Daha fazla vakit kaybetmeden, bilimin ışığında, seferberlik ruhuyla geleceğe hazırlanmalıyız. Bugün değilse ne zaman?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder