Banu Şen

30 Nisan 2024, Salı 07:00

İzmir'in proje fabrikası

İzmir Ticaret Odası; 139 yıllık tarihi, yaklaşık 100 bin üyesi, 80 meslek komitesi ile İzmir’in ticaret hayatına yön veren önemli kurumların başında geliyor.

İzmir Ticaret Odası (İZTO) kentte üretimin artması, istihdamının çoğalması için adeta bir fabrika gibi çalışıyor. İnovasyondan tarıma, girişimcilikten lojistiğe kadar üretilen birçok projeden sadece üçünü konuşmak için İZTO’da bir gün geçiriyoruz.

‘HER ŞEHRE ÖRNEK OLMALI’

İzQ: Girişimcilik & İnovasyon Merkezi’nde İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler ile girişimcilik, teknoloji ve inovasyon alanlarında, kentin geleceğine yön verecek projeleri konuşuyoruz. 

Günümüzde inovasyon ve girişimcilik en çok konuşulan kavramlar arasında; İzQ da bu iki kavramı barındıran model merkezlerden bir tanesi. İzQ düşüncesi nereden doğdu, nasıl gelişti anlatır mısınız?

Emre Kızılgüneşler: İzmir Ticaret Odası’nın eski binasının olduğu yerde bulunuyoruz. Karşısındaki girişimcilik merkezi de içinde ticaret sicilin de olduğu bir binaydı. Kordon’daki yeni binamıza geçince bu binalar atıl durumdaydı. Daha çok ‘İnovasyon ve girişimcilik alanında neler yapabiliriz?’ diye konuşurken bu fikir ortaya çıktı. Uzun bir çalışma dönemimiz oldu. Girişimcilik & İnovasyon Merkezi, biraz sıra dışı, biraz daha vizyoner, teknik donanım açısından da çok iyi olması gereken yerler. Binalarımız bitti ve artık 2 seneye yaklaştı, geçen sene tam olarak açtık. 

Girişimcilik & İnovasyon Merkezi’ni birbirinden ayıran farklılıklar neler?

29 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Destan yazan şehir Çanakkale

Milli mücadelemizin temellerinin atıldığı, tarihte eşine az rastlanan kahramanlık destanının yazıldığı şehitler diyarı Çanakkale, vatanımızın cennet köşelerinden biri. Bu yönüyle ülkemizin manevi başkenti olan Çanakkale; tarihsel, sosyo-kültürel, jeopolitik, eko-politik ve coğrafi zenginlikler yönünden de hem bölgesel-ulusal hem de uluslararası düzeyde öneme sahip. Beş bin yıllık tarihi ve zengin flora-faunaya sahip doğal zenginlikleri ile dünya mirası varlıklarını koruyup tanıtan kültür ve turizm şehri Çanakkale’ye; 2019’da Ekonomi Dergisi FORBES tarafından “Yaşamak İçin En İdeal Şehir” ünvanı verildi. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan yerel ulaşım ağlarıyla ulusal; yenilenmiş havalimanı, Kepez Limanı, Ayvacık Yolu (Troya ve Assos Tünelleri) 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi ile de uluslararası ulaşım noktasında köprü görevi üstlenen Çanakkale; tarıma dayalı sanayi kollarının varlığı ile önemli bir sanayi ve ticaret şehri...

Hızla büyüyen üniversitesi ve teknopark ile birlikte yeniliklere ve gelişime açık olan bilim kenti Çanakkale, her seferinde zenginlikleri ile büyüleyeme devam ediyor. Tarihsel ve coğrafi stratejik konumu, Çanakkale Boğazı, 1915 Çanakkale Köprüsü, 671 km uzunluğunda sahil şeridi, zengin flora ve faunaya sahip Kazdağları, Troya gibi eski çağlara dayanan tarihi, “güneşin en yavaş battığı” Cittaslow (Sakin Ada) Gökçeada; deniz, bağcılık ve üzümün rengini verdiği Bozcada gibi değerleri Çanakkale’nin kültür zenginliğini öne çıkarıyor. Son dönemde artan yatırımlarla dikkat çeken ve “marka kent” imajı güçlenen kentin Valisi İlhami Aktaş, 4 yıldır bu görevde…. Bölgenin kalkınması için hayata geçirilen projeleri anlatan Vali Aktaş ile sanayiden tarıma, turizme kadar kentin aldığı payı artırmak, bölgenin kalkınmasına destek vermek ve marka değerini güçlendirmek adına yapılan çalışmaları konuşuyoruz.

1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGEYE DEĞER KATTI

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümü olan 18 Mart 2022 tarihinde açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü, Çanakkale’yi Anadolu’dan Avrupa’ya geçişte önemli bir noktaya getirdi. Köprünün açılışına yakın biz de bir grup gazeteci incelemelerde bulunmuş, asrın projesi olarak nitelendirilen 1915 Çanakkale Köprüsü’nün zirvesine çıkmıştık. Çanakkale Boğazı’nda Avrupa ve Asya kıtalarını ilk kez birbirine bağlayan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışına birkaç hafta kalmışken, bu tarihi deneyimi yaşamıştık. Yükseklik korkuma rağmen 318 metrelik zirveye çıkmak, benim ve yanımdaki gazeteci arkadaşlarım için unutulmayacak bir deneyim olmuştu. Vali Aktaş ile köprünün kent için önemini de konuşuyoruz. Köprünün Çanakkale’yi sınır kapılarına doğrudan karayolu ile bağlayarak; daha hızlı ve daha düşük maliyetli yük ve yolcu taşımacılığına imkan verdiğini hatırlatan Vali Aktaş, “Bu sayede ekonomik kazançlar elde edilmesi için lojistik depolama, paketleme ve dağıtım gibi alanlarda yapılacak yatırım ve altyapı çalışmaları kentimizin yeni bir ticaret yolu olma potansiyelini güçlendirdi” diyerek, şöyle devam ediyor: “Köprünün yanı sıra Assos ve Troya tünelleri ile Gelibolu Eceabat bölünmüş yolunun da hizmete girmesiyle, İstanbul’dan Antalya’ya kadar uzanan turizm destinasyon güzergahlarına Çanakkale de eklendi. 1915 Çanakkale Köprüsü; Ezine Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrikaların üretime başlaması ve Ayvacık Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarının da tamamlanmasıyla birlikte kentimizi, bölgenin tarıma dayalı sanayi üssü haline getirecek.”

SANAYİLEŞMENİN ÖNÜ AÇILDI

28 Nisan 2024, Pazar 07:00

'Sırlarıyla Atatürk'ün kız kardeşi Makbule hanım'

Hepimiz onu, Atatürk’ün hayatını ilk öğrenmeye başladığımızda, birlikte karga kovaladıkları kız kardeşi diye biliyoruz sadece. Oysa o, Türk siyasi tarihinin önemli figürlerinden biri... Makbule Hanım…. Makbule Hanım hakkında ilk kez bir kitap yazıldı. Büyük bir uğraş gerektiren bu çalışmayı, gazeteci arkadaşım Nüket Aşkın kaleme aldı. Bir gecede soluksuz okudum. Makbule Hanım, karşımda ete kemiğe büründü, bütün gece oturup benimle dertleşti. Kimi zaman gözlerim yaşardı, kimi zaman şaşırdım, kimi zaman da kızdım. Tasvirler, öykü tadındaki diyaloglar akıp gidiyor ve kendinizi o günlerde buluyorsunuz… Son zamanlarda en çok etkilendiğim kitap diyebileceğim “Sırlarıyla Atatürk’ün Kız Kardeşi Makbule Hanım”ı Nüket Aşkın’la konuştuk:

* Makbule Hanım’ın sırrı tam olarak nedir?

Sırrı kendisi. Başlıktaki sır kelimesine çok fazla anlam yüklememek gerekiyor aslında. Bilinmeyen her şey bilinene kadar sır. Biz de Makbule Hanım’la ilgili şu ana kadar hiçbir şey bilmiyorduk. Artık sır perdesi aralandı.

* Makbule Hanım neden araştırmacıların çok fazla ilgisini çekmedi?

Makbule Hanım’ın basına verdiği bir iki röportaj dışında pek bir görünürlüğü yok. O röportajlarında da zaten kendisinden çok ağabeyini anlatıyor. “Demek ki hakkında pek bir şey yok” kanaati hâkim olmuş bence. Oysa ki Atatürk’le ilgili hemen her kitabın

22 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Karadeniz ve Marmara kıyısında yeşille mavinin kucaklaştığı şehir: Düzce

Mavi ile yeşilin kucaklaştığı Karadeniz sahilleri, büyük alanları kaplayan zümrüt ormanları, sayısız göl ve yaylaları, kaplıcaları ve tarihi zenginlikleri ile Düzce birçok sürprizi bağrında saklayan ‘son’ ilimiz.. Türkiye’nin 81’inci ili Düzce, hem bölgenin hem de ülkemizin cazibe merkezlerinden biri...

Türkiye’nin en yüksekten dökülen şelalesi Güzeldere, kuş cenneti Efteni Gölü, yine Türkiye’nin ilk tabiat anıtı Samandere Şelalesi, Batı Karadeniz’in ayakta kalan tek antik kenti Prusias ad Hypium ve Konuralp Müzesi ile Düzce hem doğa severlerin hem tarih meraklılarının uğrak noktası.. Ankara ve İstanbul gibi iki metropol kent arasında yer almasının da etkisiyle dinamik bir ekonomiye sahip kentte; sanayi faaliyetlerinin yanı sıra tarım, hayvancılık ve ormancılık halkın temel geçim uğraşları arasında...

Düzce kooperatifleşme konusunda da ilerde: Kentte 82 adet Tarımsal Amaçlı Kooperatif ve 1 adet Ormancılık Kooperatifleri Birliği bulunurken, 6 adet Üretici Birliği ve 4 adet Islah Amaçlı Yetiştirici Birliği faaliyette. Ormanlık saha dışında kalan bölümlerde özellikle fındık, mısır, çeltik ve buğday ekimi yapılırken, sığır besiciliği ve tavukçuluk da ekonomisine güç katıyor. Karadeniz’de 22 km uzunluğunda kıyı şeridine sahip Düzce’nin yöresel lezzetleri de dikkat çekici. Yerel mutfağı oluşturan Akçakoca Melengücceği tatlısı, Akçakoca Mancarlı Pide, tahinli fındık helvası, yufkalı Konuralp pilavı, Düzce köftesi, Düzce şırası, Düzce acıkası, kestane kabağı, şekerkamışı pekmezi, Kaplandede Kestanesi, Düzce kestanesi ve Düzce kestane balı gibi pek çok ürün coğrafi işaretle taçlanmış. Maceraseverler ve alternatif turizmi tercih edenler için de bir cennet: Rafting, bisiklet sporları, at biniciliği, havacılık sporları, deniz turizmi, yelken sporları, sualtı dalış sporu, olta balıkçılığı, yaylamağara- eko köy, şelale ve göl turizmi gibi faaliyetler için de Düzce ‘Doğru adres’ diyebilirim.

HEDEF İLK 10 ŞEHİR ARASINA GİRMEK

Geçen 5 yıllık görev süresinin ardından 31 Mart Yerel Seçimleri’nde yeniden seçilen Belediye Başkanı Faruk Özlü’yü ziyaretimizde; eser ve hizmet belediyeciliğine önem verdiklerini anlatıyor. “Bu şehirde ne sorun varsa, benim sorunumdur” diyen ve Düzce’yi Türkiye’nin en gelişmiş ve kalkınmış ilk 10 şehri arasına sokmayı hedefleyen Özlü, bu doğrultuda eğitimden sağlığa, turizmden tarıma, sanayiden spora kadar hayata geçirdikleri projeleri anlatıyor:

VERİMLİ TOPRAKLARDA AKADEMİYLE BİLİNÇLİ ÜRETİM

Düzce’de tarım arazilerinin değerlendirilmesi, nitelikli tarım yapılması ve dezavantajlı kadınlara istihdam sağlanması amacıyla “Tarım Akademisi Projesi”ni hayata geçiren Başkan Dr. Faruk Özlü, belediye mülkiyetinde bulunan arazilere mısır, buğday ve çeşitli sebzelerin yanı sıra tıbbi ve aromatik bitkiler ekildiğini anlatıyor. Hasat edilen ürünlerin belediyenin sosyal tesislerinde kullanıldığını ayrıca satışa da sunulduğunu belirten Özlü, nitelikli tarım yapılması için desteklerinin sürdüğünü şu sözlerle vurguluyor: “Şehrimizde ekilmedik bir karış yer bırakmıyoruz.”

15 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Çeşme ve Alaçatı Agro turizm ve gastronomide de iddialı

Antik çağdaki ismi “Agrilia” olan Alaçatı’nın birer birer restore edilen göz alıcı taş evlerinin çoğu, 1850-1890 arasında inşa edilmiş. Osmanlı döneminde Rumların yöreye yerleşip Türk toprak sahiplerinin verimli tarlalarını kiralamasıyla Alaçatı’da bağcılık da gelişmeye başlamış. Önemli İyon kentlerinin ortasında bulunduğu için her daim ekonomiden ve sanattan faydalanma şansını bulmuş insanların yaşadığı yerler, bu topraklar… “Çeşme ve Alaçatı’yı bu kadar cezbedici kılan nedir” sorusunun onlarca cevabından bir tanesi de yıl boyu esen rüzgarı… Avrupa’da “Surf Paradise-Sörf Cenneti” olarak bilinen Alaçatı’nın turistik beldeye dönüşümü, 1990’lara gelindiğinde rüzgar sörfü tutkunlarının limana gelmesi ile birlikte başlamış. Başka bir cezbedici özellik de bölgede yetişen; sadece lezzet değil, aynı zamanda sağlık deposu olan Ege otları... Hem ekolojik hem tıbbi hem de beslenme amacıyla kullanılan binlerce çeşit ottan fazlasıyla nasibini almış Alaçatı.

EGE’NİN ZENGİNLİĞİNİ YANSITIYOR

Şifalı yaşamın peşinde koşanların, çevrecilerin, vegan ve vejetaryenler ile mutfak kültürünü zenginleştirmeye ömür adayanların adeta hazinesi olan 125’ten fazla ot çeşidiyle Alaçatı, ülkemizin doğal ot bankalarının başında geliyor. Sadece Alaçatı topraklarında yetişebilen endemik türlere de ev sahipliği yapan bu yeryüzü cenneti, tam anlamıyla bir hazine sandığı. Bazıları Türkiye’de bazıları ise sadece Alaçatı’da bulunan, lezzet ve şifa turizmi konusunda Alaçatı’yı markalaştıran, sağlıklı yaşamın temeli otlardan bazıları Şevketi Bostan, Cibes, Arapşaçı, Dağlama, Deli Kereviz, Ebegümeci, Hardal Otu, Gelincik Ot, Hodan, İğnelik, Radika, Su Teresi, Tilkişen, Zahter... İşte tam da bu kültürün korunması, gelişmesi, gelecek nesillere aktarılması ve ekonomiye de katkısı için 13 yıl önce bir festivalin tohumları atıldı. Her yıl baharın gelişinin müjdelendiği günlerde düzenlenen festival; çeşitli etkinlikleri, yerli ve yabancı katılımcıları ile doğanın uyanışına eşlik etmeye başladı. Bölgenin doğasını anlamak ve ot çeşitliliğini gözlemlemek amacındaki Alaçatı Ot Festivali bu yıl 13’üncü kez düzenleniyor. Festival günleri; çeşitli söyleşiler, renkli eğlenceler, meydana kurulan tezgahlar ve tadım faaliyetleriyle dolu dolu geçiyor. Bölgeye has otların tanıtılması, unutulmaya yüz tutan yemeklerin yeniden mutfaklara girmesi ve ot çeşitliliğinin gözler önüne serilmesi için yapılan festival, ilk kez 2010’da 1 gün olarak düzenlenmiş. Katılımcıların samimi bir ortamda ot topladığı, yemekler pişirdiği, sofralar kurduğu ve paylaşmanın tadını aldığı festival her geçen yıl büyüyerek süresi ve kapsamı genişlemiş.

BU YILKİ TEMA ÖZ’E DÖNÜŞ

Bu yıl 4 gün; 18-21 Nisan arasında düzenlenecek Alaçatı Ot Festivali’nin tanıtım etkinliğinde bir araya geldiğimiz Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, organizasyonun Ege’nin doğal ve kültürel mirasını keşfetmek için eşsiz bir fırsat olduğunu anlatıyor. Denizli, “Öz’e Dönüş” temasıyla düzenlenecek festivalin bölgenin zengin kültür mirasını yansıtacağını aktarıyor.

08 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Hedef: Dünyanın şifa merkezi: İzmir

Tarihin bilinen ilk sağlık merkezinin İzmir Bergama’da kurulduğunu günümüzde pek kimse bilmez… Pergamon’un hastanesi olarak bilinen Asklepion; Bergama’da bulunan, zamanında pek çok tedavi yönteminin kullanıldığı, Antik Çağ’ın en önemli sağlık merkezlerinden biriydi... Dünyanın ilk sağlık merkezlerinden biri olarak kabul edilen Bergama Asklepionu, aynı zamanda dönemin ünlü hekimlerinin yetiştiği bir tıp okulu ve dünyanın ilk psikiyatri hastanesi olarak da tarihe geçer. Müzik, tiyatro, kutsal su, çamur banyoları, su ve SPA terapileri, doğal ve bitkisel karışımlar, masaj, aromaterapi ve telkin yöntemleri uygulanarak insanların sağlığına kavuştuğu merkez; şifa merkezi kimliğiyle dikkat çekerken aynı zamanda huzura kavuşma mekanı olarak da görülüyordu. Asklepion 108 metre rakıma sahip korunaklı bir bölgeye kurulmuştu. Havasının ve suyunun güzel olmasının yanı sıra bölgenin kutsal olduğuna da inanılıyordu. Antik dönemlerde yaşasaydınız, hastalandığınızda Asklepion’a giderdiniz. Sizden hastalığınıza ve maddi durumunuza göre para alınırdı. Yalnız Bergama köylüsü iseniz size parasız bakılırdı. Bunun için de özel bir vergi alınırdı...

SAĞLIK TURİZMİYLE YENİDEN MERKEZ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

Tarihin ilk hastanesi Asklepion’un kurulduğu İzmir, günümüzde tekrar dünyanın sağlık merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Yüzyıllar boyunca insanların şifa bulmak amacıyla ülkelerarası yaptıkları seyahatlerin ardından İzmir, yeniden “sağlık turizmi”nin gözdesi konumunda. Tarih boyunca “ölümün girmediği yer”, “vasiyetnamelerin açılmadığı şehir” olarak anılan İzmir; sunduğu üst düzey sağlık hizmetleri, arkeolojik ve doğal güzellikleri, doğası, yumuşak iklimi, şifalı kaplıcaları, modern konaklama tesisleri, sağlıklı yaşam için vazgeçilmez yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, hoşgörü ve misafirperverliği ile sağlık turizmi kapsamında kente gelen yerli ve yabancı konuklar için cazip bir destinasyon oluyor.

İLK ÜÇTE YER ALIYOR

İzmir’in Türkiye’de tıp turizmi, termal turizm, Medikal SPA, geriatri (yaşlı)-engelli turizmi denilince akla ilk gelen kentlerden biri olduğunu belirten İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Hüseyin Bozdemir, “İzmir, Türkiye genelinde uluslararası hastaların tercih ettiği ilk 3 il içinde yer almaktadır” bilgisini veriyor. Bozdemir, turist yoğunluğu ve ülkelerarası direkt uçuş imkanları göz önüne alındığında, İstanbul ve Antalya’dan sonra en önemli sağlık turizmi merkezi olan İzmir’in sağlık ile ilgili ayrıntılarını da şöyle aktarıyor:

“HAYAT İZMİR’DE”

“Kaliteli, güvenilir ve ulaşılabilir sağlık hizmetlerini uygun fiyatlarla almanın yanı sıra unutulmaz bir tatil yapmak isteyenleri “Hayat İzmir’de” sloganıyla kentimize bekliyoruz. İzmir’de toplam 397 sağlık tesisi ve 76 aracı kuruluş mevcut. Sağlık Turizmi Yetki Belgesi alınan 2 bin 60 yataklı Bayraklı Şehir Hastanemiz de önemli sağlık turizmi yatırımları arasında yer alıyor. 2022’de kentimize gelen yabancı hasta sayısı 29 bin 324 olarak gerçekleşmişti. Bu sayı 2023’te yüzde 30 artarak 38 bin 200’e ulaştı. Yine 2022’de şehrimize gelen yabancı hastaların yüzde 47.43’ü sağlık turizmi için gelirken, 2023’te bu oran yüzde 55’e yükseldi. Sağlık turizmi hastalarında ilk sırayı Büyük Britanya, Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, Almanya ve Suriye alırken; İrlanda, Libya, ABD ve Romanya gibi ülkelerden de çok sayıda hasta gelmeye devam ediyor.”

DİREKT UÇUŞLAR ARTMALI

01 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Ege'nin seçimi kırmızı

CHP en büyük oy patlamasını Ege Bölgesi’nde yaşadı. 2019’da İzmir, Aydın ve Muğla’yı kazanan CHP, dün bölgeyi tamamen kırmızıya boyadı. 8 ilde de CHP’li adaylar kazandı. Afyonkarahisar ve Manisa çok partili sistemde ilk kez CHP yönetimine geçti. CHP’nin İzmir’de aldığı oy oranı düşse de kazandığı ilçe sayısı arttı.

CHP, İzmir’de aday belirlemede büyük değişikliğe gitmişti. Kendi yönetimindeki 23 belediyenin 19’unda mevcut başkanları aday göstermedi. Yalnızca; Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ve Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan yerini korumayı başardı. Büyükşehirde de mevcut Başkan Tunç Soyer yerine, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay aday gösterildi. Bu tasfiyeler ve değişiklikler hem seçmen hem de il örgütü tarafından zaman zaman eleştirilere neden oldu. Seçim sürecinde çoğu İzmirli seçmenin tepkisini, sandığa gitmeyerek göstereceği konuşuluyordu. Anketlere de kararsız seçmen oranıyla bu sinyal yansıdı. Nitekim, seçime katılım oranı yüzde 80’in altında kaldı. 2019 seçimlerinde katılım oranı yüzde 84.31’di.

İZMİR’İN TERCİHİ DEĞİŞMEDİ

CHP, İzmir’de seçimi kazandı. Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cemil Tugay, oyların yüzde 48.73’ünü alarak Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanı oldu. CHP, 23 olan ilçe sayısını 28’e çıkardı. Yüzde 37 oy alan AK Parti’nin elindeki ilçe sayısı, 5’ten 1’e düştü. MHP ise elindeki bir ilçeyi korudu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen CHP’nin adayı Cemil Tugay, “Bugün İzmir için yeni bir gün. CHP Türkiye’nin umudu oldu. Biz biliyoruz bugün bir başlangıç” diye konuştu.

HER KESİME ULAŞTI

AK Parti’nin adayı İzmir’in sorunlarını yakından bilen Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’dı. Kampanya boyunca her kesime ulaşmaya çalışan Dağ, yüzde 38.68 oranında oy aldı. CHP’nin adayı Cemil Tugay ise yüzde 48.73 oy aldı. 2019 seçimlerinde CHP, yüzde 58.1 oy alırken, AK Parti’nin oyu yüzde 37.02’ydi.

KÜTAHYA

CHP, Cumhur İttifakı partilerinin yarıştığı Kütahya’da aradan sıyrılarak seçimi kazanmayı başardı. Eyüp Kahveci yüzde 29.39’la ipi göğüslerken MHP’li Alim Işık yüzde 28.88, AK Parti’li Kamil Saraçoğlu ise yüzde 27.69 oy aldı.