Banu Şen Dünyanın gözdesi: Türk balığı
HABERİ PAYLAŞ

Dünyanın gözdesi: Türk balığı

Lezzeti, besin değerleri ve lojistik başarısı ile 106 ülkeye üstün kalite olarak ihraç edilen çipura, levrek, Türk somonu ve alabalık… Balıklarımızın adeta diplomatik pasaportu var çünkü her ülkeye vizesiz giren tek hayvansal gıda ihraç ürünümüz. Sofralarında ve restoranlarında Türk balığı bulunan ülke sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu ülkelerde balık tüketimi ve talebi hızla artış gösteriyor. Ülkemizce 2022’de gerçekleştirilen su ürünleri ihracatı, 1 milyar 638 milyon 255 bin 654 dolar. Genel su ürünleri ihracatımızın önemli bir kısmını, yetiştiricilik ürünleri oluşturuyor.

Haberin Devamı

Dünyanın gözdesi: Türk balığı

 

2022’de yetiştiricilik ürünü ihracatımız 1 milyar 395 milyon 660 bin 68 dolar olarak gerçekleşmiş. Sektörün 2023 hedefi ise 1.5 milyar dolar olarak belirlenmiş durumda. Çevre sağlığı, yem kalitesi konusunda yüksek standartlara sahip olan üretim süreci, Türkiye’deki ilgili bakanlıklar tarafından denetleniyor. Avrupa Birliği ve diğer bazı önemli pazarların belirleyip zorunlu kıldığı uluslararası kabul görmüş kalite standartları dahilinde de; üretim alanları, üretim aşaması ve elde edilen ürün, ciddi şekilde denetim ve kontrole tabi tutuluyor.

Yetiştiricilik yoluyla elde edilen balıkların yaklaşık yüzde 70’i ihraç ediliyor. İhracat pazarlarımızın başında ise Avrupa Birliği geliyor. Sonuç olarak, sektör milyonlarca dolarlık yatırımlarla yürüttüğü faaliyetlerini devamlılık arz edecek şekilde ve gerekli çevre koşullarını, ulusal veya uluslararası kalite ve standartları gözeterek yürütme bilincine ulaşmış durumda. İç pazar payında da hızla büyüyen sektör, sağlıklı ve nitelikli gıda temini konusunda büyük bir açığı kapatıyor.

TÜRK SOMONU ATLANTİK’İN ALTINDA KALMADI

Çipurada 100 gram balık etindeki enerji oranlarına bakıldığında; yetiştirilen türde 169 kalori, doğadan avlanan türde 139 kalori olduğu tespit edildi. Yetiştiricilik ürünü olan çipura balıklarında D3, B12, A, B2, B6 ve B3 vitamin değerlerinin de yüksek olduğu tespit edilirken, 100 gram balık etinde yapılan hesaplamaya göre bir doğa çipurasında 0.5 gram omega-3 varken, yetiştiricilik çipurasında 2.01 gram var olduğu bilimsel olarak ortaya konuldu.

Haberin Devamı

Levrekte de benzer verilere ulaşıldı. Atlantik somonu ve Türk somonu kıyaslandığında, ikisinin protein değerlerinin çok yakın olduğu ortaya çıktı. Türk somonumuz Atlantik somonunun altında kalacak bir balık değil. Ham yağ içeriği birbirine yakın. 100 gramda Atlantik somonunda 213 kalori varken, Türk somonunda ise 244 kalori değer olduğu tespit edildi. Atlantik somonunun omega-3 değeriyle Türk somonu eşit. Araştırmada, incelenen balık türlerinin hiçbirinde ağır metal tespit edilmediği de bilimsel olarak rapor edilmiş.

Dünyanın gözdesi: Türk balığı

 

HEM BESLEYİCİ, HEM HESAPLI

Artan kırmızı et fiyatlarından sonra balık, kaliteli protein kaynağı olarak hesaplı bir alternatif haline geldi. Özellikle kültür balığı, yüksek besin değerleri ile bu boşluğu doldurma konusunda önemli. Tüm dünyada büyük beğeni gören Türk kültür balıkçılığı ürünleri, iç pazarda da yükselişe geçmiş durumda. Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi’nin yapmış olduğu bir çalışma, bu değerli protein kaynağının beslenmede ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de yetiştiricilikten elde edilen su ürünlerinin besin değerleriyle ilgili EÜ’nün yaptığı araştırmaya göre levrek, çipura ve Türk somonunda, yetiştiricilik ve doğa balıklarının analiz değerlerinin birbirine yakın olduğu tespit edildi. EÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Tolga Dinçer’in liderliğinde yapılan araştırmada doğa ve çiftlik balıkları arasındaki besinsel içerik ve farklılıklar araştırıldı.

GELECEĞİN SEKTÖRÜ

İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği Başkanı Ufuk Atakan Demir ile sektördeki gelişmeleri konuşuyoruz. Bilimsel araştırmaların deniz balığı ile kültür balığı arasında besin değeri açısından önemli bir fark olmadığını gösterdiğini belirten Demir, şöyle konuşuyor: “Doğal stokların giderek azalması ile ortaya çıkan açık, yetiştiricilik faaliyeti yani kültür balıkçılığı ile kapatılabilir. Bugün için dünya su ürünleri üretiminin yaklaşık yüzde 45’i yetiştiricilikle elde ediliyor.

2030’da yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri miktarının, avcılıkla elde edilen su ürünleri miktarını geçeceği tahmin ediliyor. Yetiştiricilik yapmaya uygun su kaynakları olan ülkelerin, en azından kendi insanlarının kaliteli ve yeterli protein ihtiyacını karşılamak adına şanslı olduklarını ve ülkemizin de bu şanslı ülkeler arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Bu durum, dünyadaki denizlerin ve iç suların önemini her geçen gün artırırken, su ürünleri yetiştiriciliğinin geleceğin sektörü olacağını gösteriyor. Ancak sürdürülebilirlik açısından, alınacak çevresel tedbirlerle su kaynaklarının korunması ve planlı kullanımı da önemli.

Dünyanın gözdesi: Türk balığı

 

İKİNCİ BÜYÜK ÜRETİM BÖLGESİ

Balık ve diğer su ürünleri, lezzetli ve sağlıklı bir besin. İnsanın fiziksel ve zihinsel gelişiminde önemli rol oynayan hayvansal protein kaynaklarının başında geliyor. Ülkemizde protein açığının olduğu gerçek. Su ürünleri, ülkemiz insanının kaliteli protein ihtiyacını karşılaması için önemli bir kaynak.

Birliğimizin faaliyet alanını kapsayan İzmir bölgesi, deniz kültür balığı üretiminde Bodrum bölgesinden sonra 2’nci büyük üretim bölgesi konumunda. İzmir’in 2022 üretimi 112 bin ton. Ülkemizde üretilen levrek ve çipuranın yaklaşık yüzde 37’si burada üretiliyor. İzmir bölgesinde, 8 ayrı lokasyonda 30 firmaya ait 67 balık çiftliği var. Bu çiftliklerin 60’ında çipura, levrek ve diğer türler, 6’sında orkinos, 1’inde ise midye yetiştiriliyor.

İHRACATTA İVME

Ülkemizde kültür balığı yetiştiriciliğinde, rakibimiz olan birçok ülkeden daha modern ve ileri teknolojiler kullanılıyor. Su ürünleri üretim ve ihracatında ciddi bir ivme yakaladık. Türkiye, su ürünleri piyasasında önemli rekabet gücüne sahip aktörlerden biri haline geldi. Türkiye’nin kültür balığı üretiminin 2001-2021 arasında 67 bin 244 tondan 472 bin ton seviyesine yükselmiş olması, sektördeki gelişmeyi ortaya koyuyor.

Yetiştiricilik yoluyla elde edilen balıkların yaklaşık yüzde 70’lik kısmı ihraç edilerek, ülkemize döviz kazandırılıyor. İhracat pazarlarımızın başındaki Avrupa Birliği, hayvansal ürün ithalatında insan sağlığına elverişli kalite ve standartlar konusunda çok hassas; kritik değerler var. Bizim bu ürünümüzün önemli bir kısmını AB’ye ihraç edebilmemiz, ülkemiz kültür balıklarının insan sağlığına elverişli kalite ve standartlarda üretildiğinin, tereddütsüz tüketilebileceğinin en önemli ispatıdır.

Dünyanın gözdesi: Türk balığı

 

‘SEKTÖRDE UZUN VADELİ PLANLAMAYA İHTİYAÇ VAR’

Diğer yandan, sektörün çok önemli ve acil çözüm bekleyen sorunları olduğu da bir gerçek. Su ürünlerinin ülkemiz insanının protein ihtiyacını karşılayacak önemli bir kaynak olduğu, ülkemiz ekonomisine ve istihdama katkısı dikkate alınmalı. Ülkemiz su ürünlerinin sürdürülebilirlik açısından üretiminin ve ekonomik olarak değerlendirilmesinin günlük yaklaşımlar yerine, bir devlet politikası olarak ele alınmasına, orta ve uzun vadeli planlamaya gidilmesine ihtiyaç var.”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder