Filiz Özkol Kadınlar günü mü dediniz?
HABERİ PAYLAŞ

Kadınlar günü mü dediniz?

Oldum olası sevemedim bu günü. Erkeklerin lütfedip hadi size de bir gün verelim de gönlünüz olsun misali. Son dönemde beşinci sayfaları işgal eden kadın katliamlarının sonu gelmediği müddetçe kutlamanın bir anlamı kalmıyor zaten. Gariplikler, tezatlar diz boyu. Daha geçtiğimiz hafta sevgililer gününün bitmeyen ayrılıklarını duymaktan gına geldi. Sosyal medya güncelliğinde doğru dürüst bir ilişki haberi bekliyorsanız unutun gitsin.. Dünya zaten kan revan içinde. Bir dokun bin ah işit. Kimsenin dudaklarında mutluluk cümlesi yok. Hatta kaza ile medyada güzel bir şey paylaşmayalım. Haddimize mi düşmüş. Hemen tepkiler yağıyor. Biz nerede güzel duygularımız kaybettik? sorusu bile, demode oldu. Sevgi kelimesi sadece eskimiş şiir kitaplarında, aşk romanlarının sararmış yapraklarında kaldı. Kalbinizde çarpıntılar yaratacak aşk kahramanları da yok artık. Hepsi beyaz atlarına binip başka diyarlara gittiler. Sahi eskiden biz nasıl severdik?

Haberin Devamı

İki ayrı varlık. İki özel donanmış bedenler. Allah’ın yarattığı mükemmel tasarımlar. Neden bu kadar birbirine ters düşer. İlişki güzel bir oyundur. Niye bu oyunun tadını çıkarmıyoruz. Mızıkçılıkla kavgayla günlerimizi dolduruyoruz. Hatta daha ileri gidip birbirimizi yaralıyor ve hatta öldürüyoruz. Bu dünyada kadına yer kalmadı. Yıllar önce rahmetli Duygu Asena’nın "Kadının adı yok" kitabını okuduğumda bu kadar da değil diye düşünmüştüm. Üzerinden bunca zaman geçti kadınlar hala eziliyor, dayak yiyor ve en kötüsü katlediliyor. Durum vahim.

Peki sorun nedir?

Zeki kadın sevilmez. Akıllı kadın bilmiştir… Güzel kadın tehlikelidir. Pratik kadın gereksizdir. Seksi kadın namussuzdur. Sanırım erkeklerin yeni bir kadın imalatına ihtiyaçları var. Evrene haber salalım... Yeni bir totem modeli gelsin. Hiç bir işlevi olmasın, sadece çocuk doğurmaktan başka. Gerçi babalıktan nefret eden erkekler için o da kabahat olacaktır muhakkak.. Her gün okuyoruz duyuyoruz eşlerini dayakla kürtaja gönderen koca örneklerini.

Çocukluğumun Ayşe teyzelerini, Fatma bacılarını, Hatice Ablalarını anımsadıkça içimi daha fenalık basıyor… Ne büyük fedakarlıklarla sessizce yuvalarına sahip çıkmışlar "Kol kırılır yen içinde kalır" diyen annelerinin sözleriyle büyümüş, geçmişin genç kızları..

Haberin Devamı

Düşünüyorum da, her şeyin en mükemmel şekliyle devam etmesi diye bir şey yok hayatta. İyi başlayan bir şey sonuna dek hep aynı kalmalı kuralının aynı kalmadığını görmek çok acı. Aşk hikayelerinin mutlu sonları vardı. Peki mutlu sonların sonralarına ne oluyordu?.. Sonların sonları mıydı? bilmediğimiz tuzak cevaplar. Hayatın aldatıcı taraflarını hep atlamak zorunda mıydık? Duygularımızda çok mu korkak yetiştirildik. Büyüklerin masal sonlarında ‘’onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine’’ diye biten cümlelerinde güzelliklere ne oldu? Asıl sorunlar bu kerevette başlıyordu da, büyüklerimiz mi bilmiyorlardı? Onları da, daha büyüklerimi aldatmıştı. Sonunu bilmediğimiz hikayeleri anlatıp, bir tekerleme içinde kaybolduğumuz içinde; aşklar tam mutlulukla sürmüyordu. Kimsenin bozmadığı bu kuralı biz mi yok sayacaktık… Mutsuzken mutlu olmak oyununu kim başlattı.. Büyük annelerimiz çok acı çektiler ve biz onları hep mutlu mu zannettik. Adil olmayan bir dünyanın adalet araması nerde bitecekti? Cevabını bilemediğimiz binlerce soru… Her soru kendi içinde başka soruyu besledikçe biliyorum ki biz asla sonuca ulaşamayacağız.

Haberin Devamı

Kadınlar gününü unutalım. Her iki cinse insan olmanın saygınlığını hatırlatalım. Hayat birlikte güzel unutmayalım.

Erkekler Mars'tan, kadınlar Venüs'ten değil, hepimiz insanız.. - Shahla Khan

Sıradaki haber yükleniyor...
holder