Filiz Özkol Kendin pişir kendin ye
HABERİ PAYLAŞ

Kendin pişir kendin ye

Biz Türkler diye konuya girmek istiyorum. İlginç zevklerimiz vardır. Doğa insanı olduğumuz kesin. Irk olarak özgürlük konusunda kimseye hesap vermediğimiz yüzyıllardır tarihin sayfalarında yer almıştır. Hatta en çok kullandığımız cümlelerin başında ‘’Keyfimin kahyası mısın ? ‘’ gelir.

İki kişi veya arkadaşlar dostlar ne zaman bir araya gelse ‘’Hadi bir mangal keyfi yapalım, şöyle doğayla baş başa kafamızı dinleyelim kendimiz pişirip yiyelim duygusuyla, yaşamı hissetmek isteriz. Yurdumuzda yaygın bir mangal sefası yapma yöntemi özgürlüğü simgelediği için de, kendi başına gerçekleştirilmesini cazip kılar.. Diğer dünya ülkelerinin alışkanlıkları ve geleneksel yeme içme zevklerinin bir kenara bırakalım fakat biz muhteşem bir coğrafyanın insanları olarak kendi göbeğimizi kendimiz kesme durumu hayatımızın her türlü konusuna yansıtmanın olağan üstü zevkini yaşayalım.

Haberin Devamı

HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR

İnsanoğlunun doğasında bireysellik var. Altın değerinde atasözlerimizin başında ‘’ Kurdun kalın ensesinin arkasında kendi işini kendi yapma ‘’ vurgusu yatar. Doğduğumuz günden bu yana her şeyin en iyisini bildiğini düşünen ve bize bildiklerini dikte ettirmeye çalışanlarla çevrili etrafımız. Kimi zaman bir arkadaşımız, kimi zaman ebeveynlerimiz, patronlarımız, hocalarımız ve hatta kocalarımız bize “Sen nereden bileceksin, ben bilirim” edasıyla yaklaşırlar.. Her şeyin en iyisini anneler, tüm yolları babalar, tüm acıları arkadaşlar, tüm okul hayatını hocalar, tüm iş hayatını patronlar, tüm erkekler, tüm hissettiklerimizi sevgililer bizden iyi bilirler. Hele konu acıklı bir şeyse işin ucu iyice kaçar gider. Ne zaman birine canını sıkan bir şey anlatsan bir anda karşında profesör kesilir. Empati yapmaya çalışmanın ötesinde bir çabayla senin gelişmeni ve hissetmeni engellerler. Dinlemeyi de bırakıp senin hikayenin üzerine başka bir hikaye anlatmaya başlarlar. Oysa her birey kendi hayatını denemek için bu dünyaya gelmiştir. Tecrübelerini kendi kazanmak zorundadır. Belki çok yorulacağız, zaman zaman isyan edeceğiz fakat sonuca gitmek için kendi çizgimizi ve yolumuzu kullanmak zorundayız. Çoğul yaşamanın sonucunda birbirimize yardım etme çabası daima mevcuttur. Özellikle bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Abarttığımız müdahaleler karşımızdaki kişinin tecrübe kazanma duygusunu körelttiği için, çoğu kez bilmeden zarar veririz. Bir bebek feryadı ile gözümüzü açtığımız bu dünyanın her anı bize büyütmek ve geliştirme için beklemektedir.

Haberin Devamı

BİLİNÇLİ YAŞAMAK BİR SANATTIR

Herkesin hayattan beklentisi ve hayat anlayışı farklıdır. Yüzyıllardan beridir pek çok filozof da yaşamın amacını araştırmıştır Hayat ne olacağını bilmeden yaşadığınız anların hepsidir. İstediğiniz istemediğiniz, yaptığınız, yapamadığınız, kaçırdığınız fırsatları, daha sonra yaşadığınız hayal kırıklıklarını, kızdığınız, nefret ettiğiniz, affettiğiniz, dünle bugün arasında kurduğunuz tüm denklemlerin yok olduğunu seyrederken, umutsuzca yeniden başlattığınız, anılarınız, hatırladıklarınız, unuttuklarınız arasında bir köprü gibi duran yaşadığınızı zannettiğininiz aslında sisler arasında kalan görüntülerdir. Acıların ve sevinçlerin geçici olduğunu bile bile yüklediğimiz anlamların, anlamsızlığıdır. Yaşamda ne olacağımızı bilmeden yaşayabilme sanatıdır. Tüm bu öğretilerin sonucundan çıkan tek şey kalabalıklar içinde olsan bile ‘’kendin pişir kendi ye’’ misali hayatı tek başına denemek zorunda kalmaktır. Bu dünyaya tek geldik tek gideceğiz. Herkes kendi çukurunu dolduracaktır. Hayat sınavlarından başarılı notlarla mezun olmak dileğiyle mutlu haftalar.

Haberin Devamı

Her şeyi denerim, ama yapabildiklerimi yaparım.( Herman Melville )

 

 

 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder