Filiz Özkol Şeytan tüyü var sende
HABERİ PAYLAŞ

Şeytan tüyü var sende

Yıllarca çok kullandığımız, kelime anlamını tam olarak bilmediğimiz bir deyim. Anlamı; “çok çekici, sevimli, sıcak, cana yakın bir yüzü olan, kolayca kendine bağlayabilen, kendini çok çabuk sevdirebilen” birey diye tanımlanabiliyor. Kişilerde şeytan tüyünün olması, birçok kişinin merak ettiği bir konudur. Özellikle, isteklerine kolayca ulaşan kişilere çok çabuk yakıştırılabiliyor. Herkes ister, kendisinde şeytan tüyü olmasını. Sevilmek herkesin hoşuna gider. Buna şeytanın aracı olması, isim olarak bile olsa, biraz garip kaçsa da adı üstünde şeytan! çıkacak işte her yerden. Bazen başardığımız işin arkasında keyifle övünürüz, ‘’Bu defa şeytanın bacağını kırdım ‘’ diye. Bu duruma şeytan ne der bilinmez ama kırılan ayağın ardında bir başarı hikâyesi olduğu muhakkaktır. Önümüzdeki tüm engelleri şeytan gibi görürken, bir anda gelen başarının size gelmesine niye bu kelimeyi yakıştırırız bilmiyoruz. Çok sinirlendiğimiz anlar var. Hatta öyle öfkeleniriz ki; "Şeytan diyor ki" diye başlayan içimizdeki çılgınlıklara başlık atarız. Eski geleneklerimizin bitmeyen mahalle kültüründe vardır. Aşk insana her şey yaptırır. Cesaret gelir konar insanın içine. "Şeytan diyor ki git kapısına seni seviyorum diye haykır" diye şarkısı bile vardır.

Haberin Devamı

Bazı insanlar vardır; nasıl olduğunu hiç anlamadığımız biçimde bizi kendilerine mıknatıs gibi çekmeyi, kolaylıkla ikna etmeyi başarırlar. “Şeytan Tüyü” diyoruz buna malum! Özellikle de iş yaşamında işinize ne kadar yarayan, işinizi ne denli kolaylaştıran bir özellik olduğunu tahmin edemezsiniz.

Sınavlar ve mülakatlar işe alınmanın zorlu süreçleridir. Esma, yıllarca büyük mücadelelerle emek sarf ettiği ve sonunda aldığı diplomasının keyfiyle iş aramaya başladığında, elindeki sevgiyle ve zaferle salladığı kağıdın işe yaramadığını görünce, gözyaşları içinde yaşadığı hayal kırıklıklarına hiç şaşırmamak lazım. Şimdilerde moda olan bir kelime “aura” eskilerin şeytan tüyünün yerini aldı. Jenerasyon değişiyor fakat sosyal ve iş hayatımızda; çevremize yaydığımız enerji her zaman güncelliğini koruyor.

Haberin Devamı

Yine bir tarihte, karşımda bir “Best of model’’ kıvamında bir afet ile sohbet ediyoruz. Allah, kızımızı eskilerin deyimiyle boş zamanında yaratmış. Vücut ölçüleri cetvelle milimetrelik bir kusursuzlukla çizilmiş. Yüz ölçüleri, ona keza altın oranında. Gördüğüm kadarıyla dile dökülecek hiçbir kusuru yok. Saatlerce sohbet ettikten sonra düşündüm. Hani çok sevdiğiniz bir yemeği yerken bir şeylerin eksik olduğunu hissedersiniz, ama bir türlü bulamaz ve tuz biber ekleyeyim derken, yemeğe ilaveleriniz bitmez fakat istediğiniz tadı yakalayamazsınız ya... Sonunda iç sesimin kahkahaları içinde bu güzelimizin eksik enerjisinin adının ‘’Şeytanın tüyü uğramamış’’ teşhisini kondurmuştum.

Hele aşk hikayelerine girersek, işin içinden hiç çıkamayız. Hepimiz biliyoruz, duyuyoruz görüyoruz. Birbirine asla uymayan insan figürleri arasında yıllardır dillere destan, şarkılara kitaplara konu olmuş hikayelerinin, tüm bildiğimiz aşk kurallarını çürütmesine ve imkansızlıkların başladığı yerde ortaya çıkmasına ne demeli? Anladım ki ‘’İnsan ışığı ‘’ayrı bir şey. Bu her iki cins için de geçerli… Işıklı kişilerin farklı bir havası var. Onlarla konuşurken ağzı nasıl burnu nasıl diye düşünmezsiniz. Karşınıza oturur ve bir dakikada sizi esir eder. Gözlerinizi ondan ayıramazsınız. Onun yanında zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Karlı havada buzları eriten bir ateş, bunaltan sıcaklarda içinizi serinleten bir meltem, kızgın anlarınızda sizi güldüren bir çehredir. Varsın güzellik, uyum olmasın. Her şeye rağmen duygularımızı havaya kaldıran Seratonin / Endorfin salgılarınızı harekete geçiren mutluluğun adı ‘’ŞEYTAN TÜYÜ ‘’ olsun. Adı sevimsiz olsa bile..

Haberin Devamı

Kadını güzel yapan Tanrı, sevimli yapan ise şeytandır.
(Victor Hugo )

Sıradaki haber yükleniyor...
holder