Yazarlar Uzun ince bir yoldayız
HABERİ PAYLAŞ

Uzun ince bir yoldayız

Hayatımız sanki ikiye ayrıldı. Milattan önce, milattan sonra misali. Yani depremden önce, depremden sonra. Arkadaşlarımızla mutlu konuşmalar yapan, televizyonlardaki dizilerimizi izleyerek hayatın keyfini çıkaran, yarışma programlarına katılan, iş çıkışlarında kısa kahve molalarında günün yorgunluğu içinde, iş stresi atan, hafta sonları dostlarımızla pazar kahvaltılarında buluşarak gelecek kaygılarımızı hafife alan, hayatın sıradan güncelliğinde yaşam planlarımızı yapan biz insanların üzerine 6 Şubat sabah saat 04.17'de kocaman bir atom bombası atıldı sanki.

Haberin Devamı

Türkiye büyük bir facia ile gözlerini açtı. Her zaman ölümden bahsederiz de, ailemizin ve yakınlarımızın bir vefat olayını yaşayıncaya kadar uzaktan izleriz. Dünyaya gelişimizin sebep sonuç ilişkilerinden biri ölüm olgusudur. Nedense çoğu kez aklımıza getirmek istemeyiz. Sanki bize uzak bir yolun sonunda bir yerlerde saklanıyor ama tanışmak için daha çok erken düşüncesiyle hareket ederiz. Haklı nedenlerimiz de çok. İnsanoğlu bu dünyaya belli bir plan dahilinde mi geliyor; yoksa kadersel bir yaşamın parçası olarak, canlı varlıklar grubunda mıyız? Yüzyıllardır bunun sırrına ermiş değiliz.

Son yaşadığımız deprem hepimizi kendimize getirdi diyebilir miyiz? Toplumsal bir sınavdan geçiyoruz. Güzel Anadolu’muzun kıyamadığımız insanlarını maalesef evrenin oluşumda her zaman zebani gibi bekleyen deprem kollarına alıverdi. Rahmetle anmak istediğim ünlü ozan Aşık Veysel’in hepimizin bildiği sözleri geldi aklıma. Uzun, ince bir yoldayım. Gidiyorum gündüz gece. Bilmiyorum ne hâldeyim. Gidiyorum gündüz gece. İşte son günlerde hepimiz bu sözlerin çizgisindeyiz.

HER ŞEY BİRDEN BİRE OLDU

Her şey birden bire oldu. Gökyüzü bir anda kükredi. Yer altı kasırgası birden bire başladı. Yer yarıldı birden bire binalar yıkıldı. Ortalık birden bire karıştı. On ilimizde hayat birden bire durdu. Kelimelerle anlatılacak gibi değil. Tüm Türkiye şaşkın durumda. Her kafadan bir ses yükseliyor. Depremin tozu dumanından çok, havada uçan sözler ve kelimeler insanı incitiyor. Ev sahibinin beklenmeyen bir misafire yakalanması gibi. Kimseyi suçlayacak durumda değiliz. Aslında Türk insanı ortak acılarda bir yürek olmasını çok iyi bilir. Mayamızda sevgi var yardımlaşma var. Birlik ve beraberlik var. Atalarımızın bize öğrettiği değerlerimizi asla kaybetmeyiz. Türkler çok acılardan geçmiş bir millettir. Geçmişinde savaşlar ve mücadelelerle var olmuşlardır. Çarpışmayı iyi bilirler. Hani diğer dünya ülkelerindeki gibi tabiri caizse "sosyetik halk" değildirler. Altay’ın karlı dağlarında demir ve tunç devri dönemlerinden gelen bir ekolün çocuklarıyız. Eminim atalarımızın ruhu bize cesaret vermek için yanımızdalar içimizdeler.

Haberin Devamı

Bu kadar büyük depremi hangi ülke geçirse kolay toparlanamaz. Biz yine iyi dayanıyoruz. Evet dünyanın her yerinden sağ olsunlar yardıma geldiler. Fakat en iyi terzi kendi söküğünü dikebilendir, çünkü kumaşını bilir. Yardımlar bir yere kadar. Bir an önce yaşadığımız gafletten silkelenmeli, içsel magazin konuşmalardan uzaklaşmalıyız "At bilenin kılıç kuşananın" olduğunu unutmayalım. Tarihte türkün kimseye ihtiyacı olmamıştır. Yolumuz uzun, yolumuz dikenli taşlı. Yüreğimizde acısını yıllarca taşıyacağımız tüm canlarımızın ruhları şad olsun. Büyük bir sınavın yılmaz bekçileriyiz. Allah hepimizin yanında olsun. Türkiyem tekrar tekrar geçmiş olsun. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.

Haberin Devamı

Zor günlerde bizler ayakta tutan tek şey birlik ve beraberlik içinde olmaktır. (anonim)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder