Gerçek güçlerini 16'da göreceğiz

Dünya Kupası maçları sönük geçiyor. Zira zayıf takımlar defans yaparken, güçlü rakipleri ise bu defansı açmaya çabalıyor. Bu ana kadar böyle oldu. Takımların gerçek gücünü son 16’ya kaldıklarında göreceğiz. Kupa heyecanı asıl o zaman başlayacak. Şu an grubu geçmek için puan almaya oynuyorlar. Daha sonra ise yenmek için oynayacaklar.

Mesela Brezilya iki maçta 6 puan toplarken, kaleyi bulan doğru düzgün şutları yoktu. Aynı şekilde Arjantin de kaleye gitmekte zorlandı. Temkinli oynayıp, kaliteli ayaklarıyla sonuca gitmek istediler. Orta sahalarını kalabalık tutup defansa iş düşsün istemediler. Brezilya ve Fransa, ikinci maçların ardından kupadaki en iyi takımlar olarak öne çıktı. Terazinin diğer tarafında ise İspanya ve Portekiz göze çarptı. Son şampiyon Fransa’da Mbappe oyununun zirvesinde.

Fransa da İspanya gibi orta saha zafiyetine ve eksiklerle rağmen defansif olarak sağlam bir takım. Almanlar’ın orta sahadaki dinamosu Manchester City’li İlkay Gündoğan ile takım arkadaşları Bayern Münih’li 6 futbolcu arasındaki uyumsuzluk had safhada. Belli ki bir problem var. Aynı problem Neymar’ın yokluğunda Brezilyalı iki yıldız Richarlison (Tottenham) ile Raphinha (Barcelona) arasında da görülüyor. Belli ki birbirleri ile yarışıyorlar.

O GOL RONALDO’NUN HAKKI

Portekiz’in dünya çapındaki yıldızı Ronaldo’ya gelince... 37 yaşındaki Ronaldo, gol atmak için çırpınıyor. Ama rakiplerinin sıkı markajı altında kendini pek göstermiyor. Eski Ronaldo olmasa da yine futbolseverlerin gönlüne taht kuran bir isim. Son Uruguay maçında da ‘Ronaldo mu attı, Fernandes mi attı’ diye tartışılan Portekiz’in golünde, rakip ceza sahasını karıştıran ve golde büyük pay sahibi olan futbolcu oldu. Bir kere adıyla bile rakip defansı hataya zorlayan bir oyuncu. Topa zıplayarak Uruguay’ın kalecisini de defansını da açığa düşürdü. Gol resmen Fernandes’e ait olsa da fiilen Ronaldo’nun hanesine yazılır. Bu yüzden ‘Gol attım’ diye sevinmesini bencilce bulanlara hak vermiyorum.