Hakan Çelik Yalnız ve güzel ülkem...
HABERİ PAYLAŞ

Yalnız ve güzel ülkem...

Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’ndeki sözünü hatırlatan bir ortamın içindeyiz. Bol ödüllü yönetmenimiz Türkiye’yi “Yalnız ve güzel ülkem...” sözleriyle tanımlamıştı. Geçen seneye kadar dış politikaya hâkim olan olumlu havadan bugün eser yok. Suriye ile ilişkiler koptu... Ermenistan’la görüşme süreci uzun süre açılmamak üzere dondu...

[[HAFTAYA]]

Libya’da Türkiye’nin yatırımlarının akıbeti belirsiz... İran, füze radarından ötürü öfkeli... Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimiyle güvensizlik havası aşılamadı... İsrail ile sıcak çatışma havasına gidiyoruz... Kıbrıs Rum Kesimi ile aynı durumdayız... Rusya, Rumlara tam destek verdiğini açıkladı...

Haberin Devamı

Avrupa Birliği ve ABD, Rumlara örtülü destek veriyor... Arap ülkelerinde Türkiye’ye sempati var ancak bu durum hükümetler nezdinde ilişkilere yansımıyor... Mısır, Türkiye ile işbirliği yapıyor gözükse de iki ülke arasında bölgesel liderlik yolunda rekabet var... Ankara’nın içine düştüğü diplomatik krizleri yönetmekte ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Ancak kabul etmek gerekir ki, çevreyi kuşatan bazı dinamikler Türkiye’nin iradesi ve kontrolünün dışında gelişiyor.

Türkiye birçok yönüyle kıskanılan bir ülke haline geldi. Türkiye’nin ekonomik gücünün artması, enerji havzalarında daha çok söz sahibi olması ve etkinlik pastasından daha fazla pay almak istemesi nedeniyle çelme takmak isteyenlerin sayısı da arttı. Türk-İsrail ilişkilerinin bozulmasında, daha da önemlisi bir türlü toparlanamamasında hegemonya yarışının da etkisi var.

Türkiye, kimi bölgede İngiltere ve Fransa’yla; kimi yerde Almanya, Rusya, hatta Çin’le rekabet ediyor. Özellikle Batı dünyasında Türkiye ile rekabete giren büyük güçler Kıbrıs, Kafkasya, Ortadoğu ve hatta PKK gibi konularda Türkiye’nin güç kaybetmesini tercih edeceklerdir. PKK terörünün tırmanıyor olmasının ardında bu dış politika dinamiklerinin de etkisi olduğunu düşünüyorum.

Bu kafayla barış gelmez

Şunu bir defa daha gördük ki, başkanın dünya görüşü ne olursa olsun Amerikan dış politikası belli konularda hiç değişmiyor. Bunun en somut örneği Amerika-İsrail ilişkileri. Washington yönetimi, bütün İslam dünyasına olumsuz bir mesaj gönderme pahasına Ortadoğu’da izlediği İsrail çizgisini terk etmedi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın seçildikten hemen sonra Mısır ve Türkiye’de yaptığı konuşmalar, Bush yönetiminin klasik çizgisinin terk edileceği yönünde umut vermişti. Ama olmadı.

Haberin Devamı

Neredeyse başladığımız yere döndük. Washington, Birleşmiş Milletler’de Filistin devletine karşı veto kartını çıkardı. Filistin’in varlığının devlet olarak tanınması, Ortadoğu’da onlarca yıldır devam eden adaletsizliğin aşılmasında önemli bir fırsat yaratabilirdi. İran, Suriye, Lübnan, Mısır, hatta İsrail’in istikrarına katkı sağlanabilirdi.

Amerika, İsrail’in güvenliği takıntısıyla hareket ederek bir kez daha Ortadoğu’yu kaosa mahkûm etti. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin söylediği gibi, Amerika’nın veto kararı, Ortadoğu’da yeni bir şiddet döngüsü başlatacak.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder