Kerem Akça ‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi
HABERİ PAYLAŞ

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

FİLMİN NOTU: 6.5

Venedik 2022’de yarışma dışında dünya prömiyerini yapan “Don’t Worry Darling”, 23 Eylül’de ülkemizde “Dert Etme Sevgilim” adıyla vizyona girecek. Olivia Wilde’dan “Suspiria”dan “North by Northwest”e, “Carnival of Souls”dan “Stepford Wives”a atlarken, her durağı zekice kullanan özel bir yapboz. Güçlü imgeler bırakıyor geriye.

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

EROTİK GERİLİM VE KATİL AŞIKLAR FİLMİ OLMAYARAK DOĞRU YAPIYOR

1949’da “They Live By Night”, Edward Anderson’ın romanından Nicholas Ray tarafından beyaz perdeye uyarlanmıştı. Katil aşıklar filmi melez türü orada ilk kez kullanmıştı. Sonrasında “Gun Crazy” (1950) derken “Bonnie ve Clyde”a (“Bonnie and Clyde”, 1967) sıçramıştı bu. Pugh ile Styles’ın can verdiği Alice-Jack çifti aslında bu kaynağa bağlanacak mı düşüncesiyle başlıyor

Haberin Devamı

Bunu anlatan bir afiş çalışması da mevcut. Ama başlangıçta daha ziyade ‘Şirket Şehir’ üzerine kurulu bir yapı izliyoruz. Elbette bunun esas ilerleyişi ucuz ‘erotik gerilim’ yanılsaması. Ancak yapay Styles ile karizmatik Pugh arasındaki sahneler o kadar iddialı değil. Bu riskli alana sapmamayı tercih etmemişler. Bu sayede “Temel İçgüdü”ye (“Basic Instinct”, 1992) kadar uzanan bir cinsel tutku hali kontrolden çıkmıyor.

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

HITCHCOCK’TAN ARGENTO’YA UZANAN REFERANSLAR

Aksine bu dehlizden başka seçeneklere açılmak, beklenmedik aşamalara atlamak önemli hale gelmiş. Hitchcock’un “Gizli Teşkilat” (“North by Northwest”, 1959) esintilerini çok çabuk devreye sokuyor. Zira bir anda arabayla yabancıl bir ortamda kovalanma hali sahneler ve daha nicesi bizi etkisi altına alıyor. Bu konuda iddialı bir rekabet algısı da canlanmıyor.

Ona “Carnival of Souls” (1962) da yakın tarihlerden bir panayır kadın gotiği filmi olarak destek veriyor. Bu damarda da ciddi bir sahne çalışması gözden kaçmıyor. Alice’in kolaylıkla “Suspiria” (1977) misali bir dans okulu üzerinden ilerlediği de çok bariz. Bu duruma onun hayallerinin taş, güzellik eşyaları ve başka şekillerde oluşturmayı arayan bir imhalat hali de devreye giriyor.

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

KENDİ RÜYAMDA BİR TÜR VEYA ALT TÜRE Mİ KAYACAĞIM?

Haberin Devamı

Libatique’in bu MacGuffin üzerinden hareketlenirken büyülü, gerçeküstücü, melankolik ve güçlü imgeler bırakması mest ediyor. Özellikle dans okulunun yenilenmesi taze bir tat bırakıyor bizde. Alice’in sürekli ‘kendi rüyamda bir korku alt türüne mi kayacağım?’ sorgulaması hakim. Bu durum karşısında da sürekli gizemi ayakta tutan bir tür filmi izliyoruz.

Araya geniş alanda araba kovalamaca/aksiyon sahneleri de, dans okulunda gerilimli bölümler de, panayır gotik korkusu da girebiliyor. Karakterimizin bir başka durağı ise gösteri ve şan-şöhret dünyasını topa tutsa da seyirciyi ikiye bölen “Bebekler Vadisi” (“Valley of the Dolls”, 1967) oluyor. Oraya aşırı değil de bir uğrama gerçekleşiyor. Ama bu durum biraz kontrolden çıkma hali olarak teneffüs ettiriliyor!

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

WILDE, NET STÜDYO PROJESİNDE ‘BOOKSMART’I SOLLAMIŞ

Wilde “Booksmart”ta (2019) özellikle animasyon sahnelerinin tasarımı ve Beanie Feldstein’ın anti-kahramanlaşmasından destek almıştı. Ancak saykodelik live-action animasyon gençlik filmi, yarı yolda kalmıştı. Burada hissettirdiği sinefil zekasıyla geliştiğini ispatlıyor adeta.

Haberin Devamı

2.35:1’de Affonso Gonçalves ve John Powell’dan da kurgu-müzik desteği alıyor. Bu durum film boyunca gizemi ayakta tutuyor. Sadece olmamış Styles en zayıf halka. Onun haricinde yönetmenin alamet-i farikası olarak tasarlanmış sahnelerde ciddi bir sinefil zeka hissediyoruz. 1950’lere ışınlanmak “Grease”e (1978) de başka filmlere de akrabalık yolları sunuyor.

‘Dert Etme Sevgilim’: Gizemli ve zeki bir bilimkurgu filmi

CAPCANLI BİR BİLİMKURGU VİZYONU

JFK dönemi ütopyası Victory Projesi ise adının imasını alarak filmin “Stepford Kadınları” (“The Stepford Wives”, 1975) yoluna daha bir kaydığını gösteriyor. Banliyöde üretim aklı açısından bir “The Truman Show” (1998) seviyesi çıkmıyor. Ama buradaki klonlama bilimkurgusu vizyonu Pugh’un müthiş oyuncu kumaşının katkısından da fazlaca destek alıyor.

O damardan yararlanırken baştan sonra kendini izleyen gizem yüklü melez bir tür filmini tansiyonuyla cezbediyor. Stilize sahneleriyle sinefil zekalı capcanlı bir başkaldırış niyetine izleniyor bir çeşit!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder