Mehmet Ali Birand Erdoğan olmadan sorun çözemeyenlere...
HABERİ PAYLAŞ

Erdoğan olmadan sorun çözemeyenlere...

Haberin Devamı

Dünkü gazetelerde benim en çok dikkatimi çeken iki köşe vardı. Biri Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki yazısıydı. Yılların Genel Yayın Yönetmenliği ve birikimi sayesinde, bir olayı böylesine çok yönlü ele alabilme becerisini kıskanarak okudum. Diğeri de Aziz Üstel’in Star gazetesindeki “Başbakan olmadan bir kupa dahi veremiyorsunuz yahu...” başlıklı yazısıydı. Son derece doğru bir saptama yapmış. Kimse inisiyatif kullanamıyor.

Kullanması gerekenler de korku veya pısırıklıklarından elini taşın altına sokmak istemiyor. O zaman da, sorumluluk almamak için top hemen tepeye atılıyor. Bu alışkanlık sadece resmi yetkililerde olsa, hadi anlayacağım. Başlarını derde sokmak istemedikleri için böyle hareket ettiklerini söyleyeceğim. Oysa özel sektörün tutumu da hemen hemen aynı . Onlar da “Aman Başbakan ne der?” diyerek Erdoğan’a dönüyorlar. Başbakan’ın son olaylarla ilgili tutumu doğrusu çok cesurdu. Bu cesareti herkesin göstermesini beklemesek dahi, resmi ve özel kişilerin, üstlerine düşen görevi yerine getirmelerini bekliyoruz. Çok mu istiyoruz? Ayıptır... Bu pısırıklığı gösterenler, utanmalılar...
[[HAFTAYA]]

Neden hazırlık yapılmaz?

Dünkü yazımda kısaca değinmiş, biraz dikkatinizi çekmiştim. Cumartesi maçını ve ardından yaşanan olayları şimdi yeniden gözden geçirdiğimizde, temel bir hastalığımız hemen görülüyor. Hazırlıksızlık... Bu finalin iki senaryosu vardı.Ya FB yenecek ve kupayı, hiçbir olay çıkmadan, taraftarları önünde alacaktı. Veya GS kupayı alacak ve mutlaka bir tepki alacaktı.

Dikkat ettim, ne güvenlik güçleri, ne FB, ne de GS yönetimi, ayrıntılı bir hazırlık yapmamış. “Ayrıntılı” derken, stada nasıl gelineceğinden nasıl dönüleceğine, kupanın ne şekilde verileceğine kadar, en ince ayırıntılardan söz ediyorum. Tahmin edemeyeceğiniz kadar bir keşmekeş yaşandı. Her kafadan bir ses çıktı. Görevli, görevsiz herkes, her konuya burnunu soktu. Emin olun, yine de bu kadar kargaşa ile işin içinden çıkılmış olmasına dua etmek gerekiyor. Şans yardım etmese, çok daha vahim olaylarla karşı karşıya kalınabilirdi. Bütün bunlardan ders alacak mıyız? Hiç sanmıyorum.

Fener’i de alkışlayalım


Müthiş bir hafta sonu yaşadık ve bitti. GS omuzlarda taşındı. Alkışlandı. Tüm ekip alınterinin karşılığını buldu. Ancak Fenerbahçe’yi de unutmamalıyız. Hep söyledim, tekrar ediyorum. Cumartesi günkü olaylarda yönetimin hiçbir hatası yoktu. Ben tanıklık ettim. Gelelim işin diğer yarısına... Yöneticisinden teknik ekibine, futbolcusundan bir kesim taraftarına kadar, onlar da olağanüstü bir sezon yaşadılar. İnanılmaz bir mücadele sergilediler. Kolay mı? Kadrosundaki en önemli elemanlarını kaçır, geri kalanlarla yola çık ve şike davasının ortasına düş.

Karşında toparlanmış bir GS bul. Ona rağmen, sonuna kadar iddianı sürdür. Bu takım şikeye karışamaz... Cumartesi günü seyrederken aynı düşüncedeydim. FB takımının, geçen yıllarda şike sonucu şampiyon olduğunu hiçbir zaman kabul etmedim. Zira buna ihtiyaçları yoktu. En güçlü kadroya sahiptiler. Kim ne yaptı, ne etti bilemiyorum, ancak Süper Final’de gördüğüm Fener benim alkışımı aldı. Yönetim de, tutumuyla efendilik dersi verdi. Ne yazık ki, birkaç bin taraftar her şeyi mahvetti. Sevdikleri renklere büyük zarar verdirdiklerinin farkına dahi varamadılar.

Komplo teorileri ve düşmanlığa varan taraftarlık

Toplum olarak son derece tehlikeli bir noktaya doğru gidiyoruz. Spor dünyasında yaşananların mutlaka doğru şekilde analiz edilmesi ve tekrarlanmaması için harekete geçilmesi gerekiyor. Sadece FB-GS arasındaki değil, diğer kulüpler arasındaki rekabet de artık düşmanlığa dönüşme noktasında. Bunun nedenleri mutlaka araştırılmalı. Karşılıklı korkunç bir güvensizlik yaşanıyor. Her şey komplo teorilerine oturtuluyor. Bilen de bilmeyen de, diğerini suçluyor. En akıllı başlı olanlar da karşı tarafın kötü niyetinden kuşku duyuyor. İnanılır gibi değil. Son derece ciddi ve paranoyak bir ruh haline girmiş durumdayız.

Şimdi de ortaya cemaat çıkarıldı...

İşin ilginç bir diğer yanı, Fenerlilerden birden bire başlayan “GS’ı Fethullan Gülen şampiyon yaptı” söylentisi. Sadece söylenti değil, tezahürata dahi konu oldu. Düşünebiliyor musunuz, Gülen Pennsylvania’dan, GS’ın şampiyon yapılmasına karar verecek ve buraya haber yollayıp, düğmeye basacak. Şu final maçı Türkiye’nin adeta komplo teorileriyle dolu resmini çekti.

Süper Final’den vazgeçelim...


Süper Final bize yaramadı. Sinirleri çok gerdi. Kulüpler Birliği de tekrarlanmaması gerektiği yolunda karar aldı. Gerçekten de çok haklılar. Olmadı. Belki Amerika veya Avrupa’da olur ancak bizde yurümez.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder