Mehmet Coşkundeniz Eski sevgiliden arkadaş olur mu?
HABERİ PAYLAŞ

Eski sevgiliden arkadaş olur mu?

Kerem Bürsin, eski sevgilisi Yağmur Tanrısevsin ile görüştüğüne dair çıkan iddialara “Yağmur senelerdir çok yakın arkadaşım. Bu ülkede alışık değiliz ama insanlar ayrıldıktan sonra arkadaş kalabiliyor. Bu benim için önemli bir şey” diye cevap vermiş. Amerika’da büyüyen Kerem Bürsin için eski sevgili ile arkadaş kalmak çok garip değil elbette. Aslında hiç kimse için değil. Ama bunun şartları var. Bir kere ayrılık nedeni çok önemli.

Sevgilini aldatmışsan, yalanlar söylemişen, şiddet, aşağılama gibi insan onuruna yakışmayacak davranışlarda bulunmuşsan arkadaş olamazsın. Çünkü bırakın eski sevgili olmayı yalancı, düzenbaz, kaba, şiddet yanlısı biriyle normal arkadaş bile olamaz insan. Bir de ayrılmış olmalarına rağmen taraflardan biri hâlâ bazı duygular besliyorsa o zaman da arkadaşlık olamaz.

Haberin Devamı

Arkadaş dediğimiz şey, sırdaşımızdır, dert ortağımızdır. Düşünsenize siz birine hâlâ aşıksınız ama arkadaş gibi davranıyorsunuz. O sizi, “Hadi gel kanka biraz dertleşelim” diye çağırıyor ve yeni sevgilisini anlatıyor. Ne hissedersiniz? İki eski sevgili arasında arkadaşlık artık duygularını tamamen bitirmiş, ilişkileri sırasında birbirlerini kırmamış, üzmemiş, ayrılırken de gerçekten uygar bir biçimde ayrılanlar arasında olur.

Ah, bu arada önemli bir nokta daha var. Amerika’yı bilmem ama bu ülkede iki eski sevgili arasındaki arkadaşlık, birinin hayatına yeni bir kişiyi almasıyla son bulur. Hiç kimse, sevgilisinin, eski sevgilisiyle arkadaş olarak dahi olsa görüşmesini istemez. İstisnalar var mıdır? Elbette olabilir ama onlar da bir gün gelir isyan eder.

EŞE TAMAMEN TESLİM OLMAK

Mustafa Ceceli’nin “Selin’le (İmer) evlendiğimizden beri, yani 5 senedir dolaptan bir şey alıp giymedim. Şöyle diyorum; ‘Aşkım ne giyeyim?’ O da şöyle diyor; ‘Yine bana mı kaldı?’ Her anlamda eşime teslim oldum” şeklindeki sözlerine takıldım kaldım. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü? Bir anlamda iyi çünkü; sonuçta yapmanız gereken şeyleri yapan biri var ve bu sizin için büyük bir lüks.

Bir anlamda kötü çünkü; evli de olsanız birey olarak kendi sorumluluklarınızı yerine getirmelisiniz. Yapabildiğiniz bir şeyi başkasına yıkmak doğru değil. Çünkü bunu yapan kişi başta keyif alsa da bir süre sonra görev haline geleceği için sıkıntı duymaya başlar. Nitekim Selin İmer’in “Yine bana mı kaldı?” cevabında bir serzeniş olduğunu hissettim. Benimki sadece bir his, bu söz şaka yollu söylenmiş de olabilir elbette.

Haberin Devamı

Ama ne bileyim, “Aşkım ne giyeyim?” diye sormak yerine bir şeyler giyip sonra da “Aşkım yakıştı mı?” diye sormak ve onun fikrini almak daha sağlıklı gibi geliyor bana. Herkese küçük bir hatırlatma yapayım. Eşimiz bizim annemiz, babamız değil. Bir eşe, sevgiliye, başka kişilikler yüklemek yıpratıcıdır, bilginiz olsun.

DANIŞMAN BAŞKA ANNE BAŞKA

Bu hafta bir de Pelin Karahan’ın sözleri takıldı aklıma. Demiş ki; “Benim danışmanlarım ailem, annem. İşle ilgili ya da ailemle ilgili mutlaka birbirimizden akıl alıyoruz. Annem zaten ‘Ne yaparsan yap arkandayım’ diyor.” Zaten bir ebeveynden beklenen budur. Ne yaparsanız yapın arkanızda olması, sizi sürekli motive etmesi.

Haberin Devamı

Ama buna pek de danışmanlık denmez. Ebeveynlerin tecrübesi bize yol gösterir tabii ki. Ancak gerçek bir danışman “Ne yaparsan yap arkandayım” demez, aksine yanlış bir şey yaptığınızı düşünüyorsa bunu sizi kırma pahasına söyler ki, doğruyu bulasınız. Yani anneye, babaya, danışman değil de “En büyük motivasyon kaynağım” demek daha doğru sanki.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder