Giriş
Depremin ardından afet bölgesi ilan edilen 11 ilin arasında Mersin yok. Çünkü sallandı ama hiçbir bina hasar görmedi. Buraya kadar normal. Ancak... Depremzedelerin en fazla göç ettiği şehir haline geldi Mersin. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer 400 bin depremzedenin kente göç ettiğini söylüyor ve “Nüfusumuz 1.9 milyondu.
Zaten 400 bin civarında sığınmacı vardı. Şimdi buna 400 bin depremzede eklendi. Nüfusumuz 2.7 milyona ulaştı” diyor. Böylesine büyük çaplı bir göç, beraberinde çok sayıda sorunu da getiriyor. Vahap Seçer kimse için “Mersin’e gelmesinler” demiyor elbette ancak şehrin olanaklarının bu nüfusu kaldıramayacağını belirtip destek istiyor. Örneğin kentte konut satış fiyatları ve kiralar 3 kat arttı. 1+1 evlerin kiraları 10 bin liraya, 1 milyonluk bir konutun satış fiyatı da 3 milyon liraya çıkmış durumda.
Kent genelinde su tüketimi yüzde 15.4 artmış. Vahap Seçer, “Süratle arıtma, alt yapı yatırımları, kanal, içme suyu şebekesinin ihtiyacı karşılayacak düzeye getirilmesi gerekiyor. Kanalizasyon gibi birçok konuda görev belediyelerin de olsa Mersin’in desteğe ihtiyacı var. Mersin’e acil olarak özel statü tanınmasını, özel destek verilmesini istiyoruz. Mersin’deki 47 sivil toplum kuruluşu 22 Şubat’ta bir çağrı yaptı. Ama sadece Avrupa İmar Bankası, ‘Projeleriniz varsa yardımcı olabiliriz’ teklifinde bulundu” diyor.
Vahap Seçer, depremzedelerin geri dönmeyeceğini, şehirde kalıcı olduklarını da ekliyor. Çünkü Mersin’de yaşayan yaklaşık 600 bin kişinin felaketi yaşayan kentlerdeki insanlarla akrabalık ilişkisi var. Ayrıca Adana’dan gelenler başta olmak üzere kente göç edenlerin bir kısmının Mersin’de yazlığı var. Yazlıklara yerleştiler ve orada kalacaklar. Türkiye’nin en yaşanılır, en huzurlu, en güzel kenti Mersin’in bu özelliğini yitirmemesi için acil önlem alınması gerekiyor. Mersin’i kaybetmeyelim.
EYÜP AKSU SEN BİZDEN NE İSTİYORSUN?
İstanbul, bir avuç taksi plakası ağasının insafına kalmış durumda. Önce modern bir taşıma sistemi olan Uber’i yok ettiler. Yeni taksilerin devreye girmesine set çektiler. Taksimetrelere sürekli zam yapılmasını istediler. Son olarak da bir araç paylaşım sisteminin ve motosiklet kiralamayı öngören uygulamanın erişimine mahkeme kararıyla engel getirdiler. Gerekçeleri de bu uygulamaların korsan taksicilik yapmasıymış...
Mahkemeye başvurup bu kararı aldıran İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası’nın başkanı Eyüp Aksu’nun tam olarak ne istediğini bilmiyoruz. Ama galiba bir süre sonra kendi araçlarımıza binmemizi bile yasaklatacak. İstanbul’da insanın kendi otomobiliyle bir yerden bir yere gitmesine de ‘korsan taksi’ diyerek engel getirecek sanırım. Taksimetre zammından başka hiçbir çözüm üretmeyen Eyüp Aksu’nun insafına kalmış durumdayız.
Deniz otobüsü iskelesinde seferler normal yapılırken gelen vatandaşlara “Hava koşulları nedeniyle seferler iptal oldu, kişi başı Yalova’ya 1000 liraya götürürüm” diyen kurnaz taksicilere yaptırım uygulayacağı yerde, vatandaşın İstanbul’da sağlıklı bir şekilde, düzgün bir araçla bir yerden bir yere gitmesini engellemeye çalışıyor.
Eyüp Aksu’ya bir önerim var. Oda başı olarak sen kur böyle bir sistemi. Vatandaş motosiklet kiralasın, aracını paylaşsın. Bu sistemin gelirlerinden de üç kuruş paraya, hiçbir sosyal güvencesi olmadan 24 saat direksiyon sallayan şoförlere pay ver. Hem onlar kazansın, hem de vatandaş mutlu olsun.
