Giriş
Her gün duyduğumuz kadına şiddet haberleri, 2016’da Peru’da düzenlenen Dünya Taekwondo Poomsae Şampiyonası’nda ‘Dünyanın En İyi Kadın Antrenörü’ seçilen Nesibe Altun’u harekete geçirdi. Bünyesinde çalıştığı Çiğli Belediyesi ile birlikte yeni bir projeye imza atan Altun, şiddete uğrayan kadınların kendilerini koruyabilmesi için “öz savunma eğitimleri” başlattı. Her hafta perşembe günü düzenlenen 1 saatlik eğitimlerde kadınlar, olası bir şiddet durumunda kendilerini korumalarını sağlayacak teknikleri, milli antrenörden uygulamalı olarak öğreniyor. Kadınların daha güçlü olması için çabalayan antrenör Nesibe Altun ile kariyerini ve öz savunma eğitiminin detaylarını konuştuk.
SAYISIZ ŞAMPİYONLUĞUM VAR
Sizi tanıyabilir miyiz?
Eğitiminizden, kariyerinizden bahseder misiniz? Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldum. Çiğli Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapmaktayım. Ayrıca 2000’den bu yana, Çiğli Belediye Spor Kulübü’nde tekvando antrenörüyüm. Çok uzun yıllar Taekwondo Milli Takımı’nda sporcu olarak yer aldım.
Türkiye şampiyonlukları, uluslararası şampiyonluklar ve 10’un üzerinde Dünya Şampiyonası derecesine sahibim. 2014’te yapılan Meksika’daki Dünya Taekwondo Poomsae Şampiyonası’ndan sonra müsabıklık kariyerimi sonlandırdım. 2016’da Peru’da yapılan Dünya Taekwondo Poomsae Şampiyonası’nda Milli Takım Antrenörü olarak görev aldım ve burada (Woman division Best Coach) Kadınlar kategorisinde en iyi antrenör ödülünü aldım.
Ayrıca uluslararası hakem olarak da görev yapmaktayım. Çiğli Belediye Spor Kulübü bünyesinde birçok milli sporcu yetiştirdim. Benim için çocuklarımızı sportif, kültürel ve sosyal yönden dünya standartlarında yetiştirmek ve başarılı olduklarını görmek en büyük gurur ve onur oldu.
ANTRENÖRLERİM YETENEĞİMİ FARK ETTİ
Dövüş sporlarına ilginiz nasıl başladı?
Aslında benim sporla ilk tanışmam masa tenisi ile oldu. Okulda öğretmenimin yönlendirmesi ile masa tenisi öğrenmeye başladım. Ama çok sürdüremedim. Bu sırada büyük abim tekvando sporuna başlamıştı. Yaz tatilinde mahalledeki birkaç arkadaşımla birlikte ben de bu spora başladım.
Yaz tatili bittikten sonra arkadaşlarım antrenmanları bıraktı. Ama ben çok sevmiştim. Öyle ki, herkesten önce gider herkesten daha çok çalışırdım. Daha sonra yeteneğimi antrenörlerim de fark etti. Beni yarışmacı sporcu grubuyla birlikte antrenmanlara aldılar. Böylece başarmak için daha çok çalıştım.
HAYATTA KEŞKELERİNİZ OLMASIN
Tekvando yolculuğunuzu anlatır mısınız?
Bu alandaki başarılarınızın altında yatan neden sizce ne? Benim en önemli özelliğim disiplinli ve istikrarlı çalışmamdır. Spor hayatımda başarmak için insanın “Keşke daha fazla antrenman yapsaydım” dememesinde, çalışmanın ne kadar önemli olduğunu hiç unutmadım.
Eğer “keşkem” varsa yeterince çalışmamışım anlamına geliyordu. Sonuç ne olursa olsun ben elimden geleni yapmalıydım. Öğrencilerime de hep bunu anlattım. Hayatta “keşke”leriniz olmasın. Çünkü keşkeleriniz var ise elinizden geleni yapmamış ve tam performans ile çalışmamışsınız demektir.
AMACIMIZ ŞİDDETE ŞİDDETLE CEVAP VERMEK DEĞİL
Kadınlara “savunma” eğitimleri vermeye ne zaman başladınız?
Son yıllarda artan kadınlara yönelik şiddet olayları dolayısı ile ilçemizde yaşayan kadınlarımıza kendilerini ruh ve bedenen daha iyi hissedebilmeleri için “öz savunma” eğitiminin verilmesinin fayda sağlayacağını düşündük. Tek başına sokağa çıkmaktan korkan kadınlar, gece işten ya da okuldan dönerken korkan kadınlar, iş yerinde şiddete uğrayanlar (özellikle sağlık çalışanları), her ne kadar söyleyemeseler de aile içinde şiddete uğrayan kadınlar için yola çıktık. Amacımız şiddete karşı şiddetle cevap vermek değil. Kendilerine uygulanan şiddete karşı öz savunmalarını yapabilmelerini sağlamak.
ŞİDDETE UĞRADIKLARINDA NE YAPACAKLARINI ANLATIYORUZ
Derslerden bahseder misiniz? Kaç hafta sürüyor, nasıl bir eğitim veriyorsunuz?
Derslerimiz her hafta perşembe günü saat 15.00-16.00 arasında yapılmaktadır. Derslerimizin içeriğinde herhangi bir şiddete ya da saldırıya uğrayan kadının kendini nasıl savunacağı, savunurken uygulayacağı teknikler ayrıntılı bir şekilde öğretilmektedir. Eğitimin niteliği tamamen öz savunmaya dayalıdır. Örneğin; birinin şiddetine maruz kaldıklarında kendilerini nasıl korumaları gerektiğini ve uygulayabilecekleri teknikleri anlatıyoruz.
KENDİNİZE ZARAR GELMESİNİ ÖNLEYEBİLİRSİNİZ
Sizce kadınların kendini savunmayı bilmesi neden önemli?
Her şeyden önce hiçbir canlının şiddete maruz kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Hele ki kadınlarımız asla. Ben de bir kadınım, kendimi savunmaya hiç ihtiyaç duymadım. Ama gerek medyadan, gerekse çevrede anlatılanlardan kendini savunmaya ihtiyacı olanları duydum. Bu gerçekten çok acı. Çünkü kendini nasıl savunabileceğini bilen biri bu şiddete maruz kalmayacak.
Tekrar dile getirmek istiyorum; öz savunma eğitiminin amacı şiddet değildir. Şiddete maruz kaldığınızda kendinize zarar gelmesini nasıl önleyeceğinizle alakalıdır. Hiçbir kadınımız şiddete uğramayı hak etmiyor. Bu nedenle kendilerine olan özgüvenlerini kazanmaları gerekir. Umuyorum ki hiç kimse kendini savunmak zorunda kalmasın ama zorunda kalır ise de kendisinin zarar görmesini engelleyerek öz savunmasını yapabilsin.
KADINLARIN KENDİLERİNİ KORUMASINI İSTİYORUM
Gündemden düşmeyen kadına şiddet haberleri size ne hissettiriyor?
İnanın her gün annesine, sevgilisine, eşine, kızına ya da hiç tanımadıkları birine şiddet uygulayan bir insan olabilir mi diyorum. Bu mümkün mü? İnsan canından çok sevdiği birine bunları nasıl yapabilir, birinin canını nasıl acıtabilir. Bu insanlık dışı. Ama maalesef oluyor, anlayamasak da oluyor bu şiddet. Güçlü kadınların kendilerini koruyup savunabilmesini çok istiyorum. Hayatın her yerinde, her alanında eşit olarak yer alıp, birlikte yürüyebilsinler.
DAHA GÜVENDE HİSSEDERİZ
Kadın okurlarımıza tavsiyeleriniz neler?
Umuyorum ki hiçbir kadın, hiçbir dezavantajlı grupta yer alan vatandaşımız sözlü ya da fiziksel bir şiddete uğramaz. Ama herhangi bir şekilde buna maruöz kalma ihtimaline karşı kendine özgüveni tam bir şekilde öz savunma yapabilmeleri gerekir. Bizler güçlü bir şekilde kendimizi koruyup savunabilirsek, ruh ve bedenen daha sağlıklı ve güvende hissederiz. İnsanlar kendilerine güvendiğinde, sözlü ya da fiziksel bir şiddete maruz kaldıklarında olup biteni sessizce kabullenmeyeceklerdir.
