Giriş
CNN Türk’teki ‘Burada Laf Çok’a hafta içinde birbirinden renkli konuklar katıldı. Hiç sansürsüz hayatı konuştuk. Konuların altından girdik üstünden çıktık. Son kitabı ‘Kırk 7’ ile ortalığı kasıp kavuran satış rekorları kıran Ertuğrul Özkök biz beylerin ümitlerini artıran sözler söyledi...
Ertuğrul ÖZKÖK
Son zamanlarda bir cesaret mi geldi size?
Ertuğrul Özkök: Hayatım kendimi sansürlemekle geçti. Artık bunu istemiyorum. Buna siyaset de dahil... Orada bile patlama noktasındayım. İçki yasağıyla ilgili mesela içimden korkunç yazılar yazmak geliyor. Başbakan’a kaç kez seslendim: Birlikte programa katılalım diye. ‘İçki içmeyin kardeşim içki zararlıdır’ diyelim. Ama birisi bana gelip ‘Hayır içki içmeyeceksin’ derse o zaman içimden inadına içmek geliyor. Her insanın içinde inatlaşma duygusu vardır. Bir delinin artık çıkıp bu lafı söylemesi gerekiyor.
O deli siz misiniz?
Ertuğrul Özkök: İster deli deyin, ister çılgın deyin, ister anarşist deyin ama ruhen üniversitedeki yıllarıma döndüm...
Yeni kitabınız ‘Kırk 7’ yok satıyor. Sizce erkeğin en çekici yaşı kaç?
Ertuğrul Özkök: Erkeğin de kadın gibi 40 ile 60 yaşları çekici yaşlarıdır.
Kadınlara ve erkeklere aynaya bakmayı telkin ediyorsun ama belli bir süreden sonra da yer çekimi diye bir şey var. O ne olacak?
Ertuğrul Özkök: Yer çekimi diye bir şey yok. Aslında yer çekimi diye bir şey var da, spor diye de bir şey var. Mesela 40 yaşındaki bir kadına mini etek bence çok yakışıyor. Bir de hep söylerim aynanızın ışığını iyi ayarlayın. Çok önemli bir şey. Bir de aynaya çırılçıplak bakın diyorum
FATMAGÜL FAKI:
Adriana Lima ‘Çok az benziyoruz’ dedi
Bir yarışmayla gelen şöhrete inanıyor musun?
Fatmagül Fakı: İnanmıyorum. Çabuk gelen şeyler çabuk bitebilir. Bitmeyebilir de tabii. Şu an kafamı dinliyorum. O şöhreti yakaladım ya da o şöhreti kullanayım modunda değilim.
Adriana Lima ile karşılaştın mı?
Fatmagül Fakı: Evet. 2,5 yıl kadar bir şirkette kabin memurluğu yaptım. Uçakta denk geldik ve tanıştık.
Birbirinize bakıp, “ne kadar da benziyoruz” dediniz mi?
Fatmagül Fakı: Yok hiç öyle bir durum olmadı. Arkadaşım “Fatmagül’ü size çok benzetiyoruz. Ne kadar benziyor size değil mi?” dedi. O da ‘çok az’ gibi bir tabir kullandı.
Sen ilk olarak sunuculuk yapmak istiyorsun anladığım kadarıyla.
Fatmagül Fakı: Evet. Nasip kısmet.
Var mı teklif?
Fatmagül Fakı: Birkaç yerden geldi ama en doğru kararı vermek için zamana yayacağım. Bodoslama karar vermek istemiyorum.
Danıştığın birileri var mı?
Fatmagül Fakı: Bunu sorabileceğim birçok insana sahibim ama öncelikle benim bir karar vermem lazım. Sonrasında tabii ki danışırım
MURAT AKKOYUNLU:
Bu yaz film yok
Rollerinde karaktere odaklanma sorunun var mı? Karaktersiz olarak başlayıp karakter mi çıkarırsın yoksa karakteri en başından oturtur musun?
Murat Akkoyunlu: Bilmiyorum şu an çok kinayeli kaldım bu duruma.
Soruları çok dolambaçlı sordum galiba?
Murat Akkoyunlu: Ben hazırlanıyorum ya. O seyirciyi çok ilgilendiren bir durum değil ki! O seyrettiğini biliyor, seyrettiğini görüyor.
‘Çakallarla Dans 3’ gelecek mi?
Murat Akkoyunlu: Bu sene gelmeyecek galiba. Çünkü yazın bizim iş devam ediyor, diğer arkadaşların da işleri var. Film çekmek için bir araya gelemeyeceğiz gibi gözüküyor.
KUTSi:
Ben aşığım...
Doktorlar seni kamuya açtı bir bakıma. Kırılma yaşandı. Peki doktorlar öncesi?
Kutsi: Doktorlar öncesi ben müzik aşığı bir insanım. Stüdyoda geçirdim hayatımı. İlk dizi teklifi geldiğinde ben dizinin müziklerini yapacağım sanmıştım. Ondan sonra bir baktım 100 bölüm çekmişim. Oyunculuk kolay bir iş değildi benim için, hala da zor.
Sen bir aşk çocuğu musun?
Kutsi: İşime aşığım, müziğe aşığım. Bir de enstrümanım akustik gitar yani duygusal bir enstrüman.
O yüzden şarkılar da ona göre çıkıyor. Kendini bir enstrüman olarak görüyor musun?
Kutsi: Ses olarak şan olarak bir enstrüman diyebiliriz. İçimde bir davulcu var. İçimde bir ritim var sürekli.
NiRAN ÜNSAL:
Mutfakta iyiyim!
İyi niyetli olduğunu söylüyorsun. Bunun tokadını yedin mi yemedin mi?
Niran Ünsal: Yemişimdir. Ben her şeyin son nefesimize kadar bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Her anlamda aslında bir şeyler öğreniyoruz hayattan ve insanlardan. Bazen acı bazen tatlı oluyor.
En acısı nedir?
Niran Ünsal: Benim için en acı tecrübe ailemden sevdiğim insanları peş peşe kaybetmek oldu.
Mutfakta iyi misindir?
Niran Ünsal: Çok şükür iyiyimdir. Çocuklarım severler yemeklerimi. Arada da yapmam ki; özlesinler.
(02.06.2013 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)
