Kanallara küçük bir tavsiyem var. Ne yapın edin, izleyicinin alıştığı program saatleri ve günleriyle oynamayın. Mesela “Arkadaşım Hoşgeldin” (Kanal D) isimli komedi programını pazar akşamı denemeyin... “Kiraz Mevsimi”nin (FOX) ya da “Kaçak Gelinler”in (Star TV) günüyle oynamayın. “Galip Derviş” (Kanal D) bırakın yerinde kalsın... “Arka Sokaklar” (Kanal D) cumartesi gecesini sevdi, orada izleyicisi hep olacak, öylece devam etsin. İzleyici en çok alıştığı işleri alıştığı saatte izleyememekten yakınıyor, küstürüp de başınıza iş almayın!
ben öyle düşünmüyorum çünkü
“Şeref Meselesi” (Kanal D) isimli dizinin tanıtımından hareketle hikayenin bir Yeşilçam klasiği olarak kabul edilen “Aile Şerefi” filminden etkilendiğini söyleyen okurlarım var... Açıkçası ben henüz o hisse kapılmadım. Kaldı ki ekranda mevcut dizilerin birçoğu orijinal senaryodan ziyade esinlenme rüzgarıyla şişiriyor yelkenlerini... Hem artık kanallar bazı konularda izleyicisine çok da samimi davranıyor. Hangi dizinin hangi film ya da yabancı diziden uyarlandığını daha ekrana taşımadan izleyicisinin havsalasına not düşüyor... Sahi mevcut diziler içinde birbirinden esinlenmeyen kaç tane sayabilirsiniz. Üstelik birçoğunun senaryoları hep aynı kalemlerin mürekkebinden çıkıyorken...
Esra Erol kim olacak?
“Ulan İstanbul” (Kanal D) dizisinde Yaren ile Karlos, Ferdi ve Derya ikilisini bir araya getirip aralarını düzeltmeye çalışıyorlar... Ferdi ve Derya da arada Yaren ile Karlos için çöpçatanlık yapıyor. Şehriban ve Maşuka ise Ceyhun ile Derya için romantik ortamlar hazırlayarak mutlu son için mücadele ediyorlar... Bu arada Yaren de arada Çin lokantasının aşçısı Shan Li ve Umay arasında bir duygusal köprü vazifesini üstlenmeye çabalıyor... Valla dizi adaletli çalanların hikayesinden çok adaletli çöpçatanların hikayesine doğru sıkı adımlarla yürüyor... Kendi içinden bir izdivaç programı çıkarırsa şaşırmayacağım doğrusu. Peki dizinin Esra Erol’u kim olur dersiniz?
Tezgah değil resmen dükkan
Ben program bekliyordum gerçek farklı oldu. “Uçankuş” ekran hayatına bir program olarak değil bir TV kanalı olarak döndü... Özellikle sosyal alanlarda sürekli açık bir ekran olarak dikkati çeken Akıllı TV’nin frekansını satın alan Can Tanrıyar, magazin aleminin bütün sıkı isimlerini kanalına dahil etti... Mesela Sacit Aslan’dan başlayarak bu köşede sıklıkla işlerini alkışladığımız bir dolu magazin ustası (Erol Köse, Derya Tuna) artık “Uçankuş” ekranından izleyicilere seslenecek... Sonuç itibarıyla Can Tanrıyar bir tezgah değil, bildiğin dükkan açmış oldu. Allah rızkını bol etsin diyelim ve ekleyelim; hayırlı olsun!
“Muhteşem Yüzyıl”a (Star TV) Mimar Sinan olarak girmişti. Ve o asrı muhteşem kılan isimlerden birine hayat verecek en iyi oyunculardan biriydi... Neden sonra dizi senaristleri Mimar Sinan’ın hikayesini anlatmak konusunda tereddüt etti. Oysaki o hayatın içinden başlı başına bir dizi çıkardı. Söylenceleri, efsaneleri, aşkları ve elbette eserleriyle... Neyse konuyu dağıtmayalım.
Gürkan Uygun ya da onu tanıdığımız ismiyle Memati atv’deki “Kaçak” projesi için diziden ayrıldı. Dolayısıyla Mimar Sinan’ın olmadığı bir “Muhteşem Yüzyıl” izlemek zorunda kaldık. Son bölüm hariç... Sinan, daha doğrusu Gürkan, Süleymaniye Camii’nin açılış merasimi için dizide yüzünü gösterdi.
[[HAFTAYA]]
Çok hoş bir sürpriz çok şık bir dayanışma oldu... Mevcut dizisindeki karizması bozulmasın diye bu tip jestlere olumsuz yanıt veren bazı oyuncular için de örnek bir tavırdı. Umarım herkes payına düşeni almıştır...
KUZEYİN OĞLU YOLCU
Kötü haberleri uzatmaya gerek yok. Tek solukta söylemek gerek. Büyük bir iştahla yayına giren “Kuzeyin Oğlu” (Show TV) üç hafta sonra ekrana veda ediyor... Açıkçası Volkan Konak eski rüzgarını yakalayamadı. Bu sonuç biraz kanalın biraz da kendisinin eseri gibi. Bir parça değişim gerekliydi ama Volkan, “‘Kuzeyin Oğlu’ budur kardeşim” diyerek ekseniyle oynamadı...
Eh hepimizin içinde bulunduğu izleyici kitlesini biliyorsunuz. Tekrarlardan hoşlanırız ama inatlaşmaktan değil... Neyse “Kuzeyin Oğlu” artık olmayacak. Yerine büyük usta Cengiz Kurtoğlu geliyor ve yaz ayları boyunca Show TV ekranında kalacak. Hayırlısı olsun!
Şöhretler dünyasında geçen bir bayram haftasını geride bıraktık. Birbirinden renkli konulara değindiğimiz stüdyomuzda kahkahalar havada uçuştu. Gülümsemeyi unutmayın, İyi haftalar!
- Yemeklerinle kaç kişiyi gömdün?
Gizem Özdilli; Kimseyi perte çıkarmadım. Elimden her şey yenir.
- Yemek programı yapacak mısın?
Gizem Özdilli; Aslında yapacaktım ama benim kitabımın ismiyle şu an başkası yapıyor. Yani benim programımı başkası sunuyor.
Yazın gelmesiyle birlikte biz de şöhretler karmasının peşine düştük ve soluğu Bodrum’da aldık. Ne onlar bizden kaçabiliyor ne de biz onları bırakabiliyoruz.
Deniz, kum, güneş eşliğinde değil elbet ama bu kez havuz kenarında soruyorum sorularımı.
Temiz havanın da etkisiyle olacak ki, beni hiç uğraştırmıyorlar gerçekten. Anlaşılan Burada Laf Çok’ta yazın da kimse susmayacak. Gülümseyin ki haftanız güzel geçsin!
ASUMAN KRAUSE:
Hırslıyım ki buradayım!
Kendini süperkahraman gibi hissettiğin oluyor mu Fear Factor’de?
Burada Laf Çok’ta bu hafta aşkın peşine düştük. Kiminin şarkısında, kiminin evinde, kiminin yemeğinde, kiminin de müziğinde yakaladık. Gördük ki aşkın girmediği yer kalmıyormuş.
Şöhretler karmasıyla yaptığım eğlenceli sohbetin içinde kendi hayatınızla ilgili birçok noktaya rastlayacaksınız. Haftaya gülerek başlamayı unutmayın! İyi haftalar
YONCA LODİ
Sahnede yaptığın en büyük çılgınlık neydi?
Yonca Lodi: Şarkı söylerim sadece.
Sana hangi şarkılar yakışmaz?
Birbirinden renkli isimlerle laflamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Zamparasın ama taktiğe mi ihtiyacın var?
Öğrencisin ve sınav öncesi strese mi girdin? Yoksa müzikle ilgileniyor fakat hangi yoldan yürüyeceğini mi bilmiyorsun? İşte merak ettiğiniz, kafanızı kurcalayan her şey Burada Laf Çok köşesinde sizi bekliyor. Gülün, haftanız güzel geçsin!
NERMİN BEZMEN:
Dedenizin ayağı mı uğurluydu yoksa hamurunuzda yazmak var mıydı?
Nermin Bezmen: Çok küçük yaşta başlamıştı bende yazma. Tahsil hayatım boyunca hep tahtada olan bendim. Şiir okuyan, kompozisyon yazan, ödüller alan.. Ama bunu profesyonelce okurlarla paylaşacağımı hiç ama hiç düşünmezdim.
Ne zaman düşünmeye başladınız?
Gezi Parkı olayları dolayısıyla iki haftadır ekrandan laf çıkmıyor bana. Daha çok TV izleyicisi olarak sürdürüyorum yaşamımı. Gözler ekranda, kulaklar yorumlarda olunca; son zamanlarda bir ismin fazlasıyla telaffuz edildiğinin farkına vardım:
Bir Aşk Hikayesi adlı dizide Korkut’u oynayan ama kendisiyle ilk kez Hürrem’in gizli aşkı Leo olarak tanışmış olduğumuz oyuncu Seçkin Özdemir. Baktım kadın erkek herkes bayılıyor, ben de onunla lafladım... İyi haftalar!
Kızların sevgilisi misin yoksa kızlar mı senin sevgilin?
İyi düşün pis yerden sordum! İkisi de! Hangi taraftan baktığınıza bağlı. Fark ettin mi, hemen kaçtım bu sorudan:)
“Erkek güzeli”, “çok yakışıklı” gibi iltifatlar delikanlıyı bozar mı bir müddet sonra?
Karakter sağlamsa bozmaz, niye bozsun. Ama o rüzgara kapılırsan sıkıntı tabii.
CNN Türk’teki ‘Burada Laf Çok’a hafta içinde birbirinden renkli konuklar katıldı. Hiç sansürsüz hayatı konuştuk. Konuların altından girdik üstünden çıktık. Son kitabı ‘Kırk 7’ ile ortalığı kasıp kavuran satış rekorları kıran Ertuğrul Özkök biz beylerin ümitlerini artıran sözler söyledi...
Ertuğrul ÖZKÖK
Son zamanlarda bir cesaret mi geldi size?
Ertuğrul Özkök: Hayatım kendimi sansürlemekle geçti. Artık bunu istemiyorum. Buna siyaset de dahil... Orada bile patlama noktasındayım. İçki yasağıyla ilgili mesela içimden korkunç yazılar yazmak geliyor. Başbakan’a kaç kez seslendim: Birlikte programa katılalım diye. ‘İçki içmeyin kardeşim içki zararlıdır’ diyelim. Ama birisi bana gelip ‘Hayır içki içmeyeceksin’ derse o zaman içimden inadına içmek geliyor. Her insanın içinde inatlaşma duygusu vardır. Bir delinin artık çıkıp bu lafı söylemesi gerekiyor.
O deli siz misiniz?
Ertuğrul Özkök: İster deli deyin, ister çılgın deyin, ister anarşist deyin ama ruhen üniversitedeki yıllarıma döndüm...