Oral Çalışlar Hrant, uzlaşmayı ve birliği simgeliyordu
HABERİ PAYLAŞ

Hrant, uzlaşmayı ve birliği simgeliyordu

“Hrant’ı unutulmaz yapan neydi?” sorusunu her sorduğumda farklı bir özelliğini hatırlıyorum. O dindar muhafazakarla da anlaşıyordu, en radikal solcuyu bile etkileyebiliyordu. Bu nedenle onun ölümü bütün Türkiye’yi acıya boğdu. Sağcısı solcusu, dindarı dinsizi, Türkü Kürdü, Ermenisi Yahudisi onda kendinden bir şey buluyordu. Televizyona çıkıyor, Ermenilerin hakkını savunurken, Türklerin duyarlılığına da vurgu yapabiliyordu. Onu dinleyenler heyecanlanıyor, önyargıları sarsılıyor, kafalarda yeni soru işaretleri ortaya çıkıyordu.

Haberin Devamı

Bu özelliği nedeniyle bir kesim de onu tehlikeli buluyordu. Kutuplaşmadan beslenenler onun “Gelin kardeş olalım” çağrısının toplumda iz bırakmasından rahatsız oluyordu. Ölümünden 6 ay kadar önce Antalya’ya Akdeniz Üniversitesi’nin davetiyle gitmiştik. Gitmekte önce biraz tereddüt ettik. Çünkü o sırada Hrant, Ermenileri eleştirdiği bir yazıdan haksız bir şekilde “Türklüğe hakaret” ettiği iddiasıyla ceza almıştı. Onun davasını konuşmak ve ifade özgürlüğünü tartışmak amacıyla yapılan çağrıyı kabul ettik. Ancak benim bazı endişelerim vardı.

Antalya’daki tanıdıklarıma toplantıya gelmeleri ve dikkatli olmaları çağrısında bulundum. Gerçekten de tahmin ettiğimiz gibi, o dönemin ünlü avukatlarından, mahkemelerde Orhan Pamuk ve Hrant Dink’e yönelik tertiplerle tanınan Kemal Kerinçsiz ve ekibi oradaydı. Uzun hikaye. Karşı konuşmacılara, salondaki tertip girişimlerine inat Hrant’ın konuşması sonrasında salondaki saldırgan hava yumuşadı, toplantı bittiğinde çoğunluk ayakta Hrant’ı alkışlıyordu.

Benzer çok örnek yaşadım. Alışılmadık bir kişilikti. Ermeniyim, Türklerin dostuyum, bu ülkenin yurttaşıyım, acılarımı unutmadım, ama iki halkın dostluğunu sağlamak için sonuna kadar gayret edeceğim diyordu. Hrant, aramızdan ayrılışının 16. yılında unutulmuyor ve yokluğu hissediliyor. Toplum onu arıyor. Onun birleştirici, uzlaştırıcı ve cesur dilini özlüyor. Şöyle bir ruh hali içindeyim: O olsaydı şimdi daha güçlü bir muhalefet yaratabilirdik. Geleceğe daha da umutla bakabilirdik.

Haberin Devamı

Müze: Sadberk Hanım Müzesi, "Arkadaşım İçin" başlıklı deri işlemeli mektup ve kıymetli evrak çantaları (17. yüzyıl-19 yüzyıl) sergisi. 31 Mayıs 2023’e kadar açık. “Ütopya’dan Sonra Kuşlar” 28 Şubat 2023’e kadar… Ayrıca M.Ö. 6000 yılından 20. yüzyıl başına kadar arkeolojik eserler ve Türk İslam eserleri sergileniyor. Osmanlı pazarı için Uzakdoğu’da ve Avrupa’da üretilmiş seramik, porselen ve mineli eserleri de görebilirsiniz. Daha ayrıntılı bilgiyi müzeyi gezerek elde edebilirsiniz. Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un eşi Sadberk Hanım'ın yıllar içinde biriktirdiği seçkin bir koleksiyona sahip olan müze, çarşamba günleri hariç her gün 10.00-17.00 saatleri arasında açık.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder