Giriş
Bu üç adayın üçü de ikinci tura kendisinin kalacağını söylüyor. Sinan Oğan, yüzde 16 oya ulaştığını, Kılıçdaroğlu’nun da yüzde 40’a geldiğini söylüyor ve ikinci turun kendisiyle Kılıçdaroğlu arasında geçebileceğini düşünüyor. Muharrem İnce daha iddialı: “Bu kampanyayı yüzde 30’un üzerinde bir oyla tamamlayacağız. Seçim ikinci tura kalacak, ikinci turda yüzde 60’ın üzerinde bir oyla seçileceğiz” diyor. Fatih Erbakan görece ihtiyatlı, oy oranlarının yüzde 8 civarında olduğunu öne sürüyor. Bu üç adayın oy yüzdeleri konusundaki iddiaları eldeki verilere göre çok gerçekçi görünmese de seçim sonuçlarını etkileme ihtimali var.
İki kutup arasında
Bu üç adayın oyu, iki cumhurbaşkanı adayının başa baş bir yarış çıkarmasını bekleyenler açısından merak konusu. Örneğin Fatih Erbakan, Tayyip Erdoğan’ın seçmenlerinden, Muharrem İnce de Kılıçdaroğlu’nun seçmenlerinden oy alabilir. Sinan Oğan’ın hangi taraftan oy çalabileceği ise tartışma konusu. Toplumda değişim enerjisi birikiyor.
21 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidarın değişeceğine inananlar gergin bir bekleyiş içinde. Bir oyun bile ziyan olmasına tahammül edemeyecek geniş bir kitle oluşmuş durumda. İktidarı destekleyen çevrelerde de simetrik bir beklenti görülüyor. Muhafazakar seçmenin küçük partilere yönelmesi ihtimali bu çevreleri tedirgin ediyor. Muhafazakar tabanı nasıl saflarında tutabileceklerine ilişkin hesaplar yapıyorlar. Millet İttifakı’nda “bölmeyin” sloganı çok öne çıkacak gibi görünüyor.
Muharrem İnce’nin çok sayıda seçmeni peşinden sürükleyeceği yönündeki efsaneler, muhalefet içinde ciddi bir tepki oluşturuyor. Seçim meydanlarında -her ne kadar pek meydan mitingleri havası görülmüyor olsa da- oy böldüğü düşünülen parti ve adayların işi zor olabilir. İki kamp arasındaki kritik hesaplaşmanın içine, arasına giren küçük partiler ve onların cumhurbaşkanı adayları, kendilerine en yakın seçmenleri bile ikna etmekte güçlük çekebilir.
Toplumun ana gövdesi, iki büyük kamp arasındaki yarışa odaklanmış durumda. En iddialı iki aday dışındaki adayların şansı yok gibi. Oyun “ziyan” olması, karşı tarafa “yaraması” gibi gerekçeler üzerinden siyaset meydanlarında hararetli tartışmalar sürüyor. Kaybetmenin pahalıya patlayacağı açık. “Küçük” oylar, bir yönüyle kıymetli. Sonuca etkileri kestirilemese bile seçmen psikolojisini etkiliyorlar. Benim düşünceme göre, sonucu bu küçük partiler değil, kararlı ve çoğunluğu oluşturan güçlü değişim taraftarları belirleyecek.
