Giriş
Euro 2016’dan elendik diye karalar bağladık.
Demek ki, başarı beklentimiz vardı.
En azından çeyrek final, yarı final. 30 yıl evvel böyle beklentilerimiz olur muydu?
Şimdi elenmeyi kabul edememek bile, bence büyük aşama sayılır.
Futbol için derler ki...
Özellikle de uluslararası turnuvalarda söylenir bu:
- Futbol, rengarenk formalar giymiş birçok gencin, aynı top peşinde koşturup durduğu, sonunda Almanların kazandığı bir oyundur.
Bakalım yine öyle mi olacak. UEFA 2016, şimdilik, yukarıdaki tarife uygun gidiyor.
Yeri gelmişken...
Turgut Özal’ın ismini taşıyan tek stadımız yok. Bir tane varmış ama orada süperlig oynanmıyor.
Yeni açılacak şehir statlarından birine Özal’ın ismini verelim. Futbola çok emeği olmuştur.
Çim sahaları başlatan odur. Başlatmakla kalmamış, bakımını bile takip etmiştir. Kemal Ulusu Federasyonu’nun 3. Lig’i ihdas edişi, yine Özal dönemine rastlar.
Bana sorarsanız...
Olimpiyatlara talip olacağımıza, bir Avrupa Kupası’na veya bir Dünya Kupası’na asılalım.
Bunlar için ne lazım?
- İyi statlar ve iyi oteller. Bunlar bizde var. İklim desen, çok müsait.
Ülkelerle saat farkı, çok uygun. Tabii olimpiyatlara da sırt çevirmeyelim ama futbol organizasyonuna talip olmak, daha bir hakkımızmış gibi geliyor.
