Rükzan Sağır Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın
HABERİ PAYLAŞ

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

8 Mart Kadınlar Günü’nde Kahramanmaraş’taydım. Yola THY’nin kadın pilotuyla çıkmak çok anlamlıydı! Beyoğlu Belediyesi’nin kurduğu yaşam ve koordinasyon merkezinin kadınlar için düzenlediği etkinliklere katıldım. Öğlen, civardaki çadır kentlerde kalan kadınlar ve çocukları için İstanbul’dan gelen 10 kişilik kuaför ekibi hizmet verdi. Saç kesimi, kaş-bıyık alımı, cilt maskesi gibi bakımlar yapıldı, duş imkanı sağlandı. Bu hizmetin kalıcı olarak bu tesiste devam edeceğini öğrenince çok sevindim.

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

Bir aydır hijyen ve bakım ihtiyaçlarından mahrum kalan anneler, kendilerinden çok kız çocuklarının saçlarının kesilmesini, örülmesini istiyordu. Çünkü annelere en büyük hediye çocuklarının mutlu olması... Başkan Haydar Ali Yıldız, Kahramanmaraş Valiliği’nin belirlediği üzere Dulkadiroğlu Belediyesi’ne destek amacıyla bölgede çalışıyor. Burası her üç öğünde 15 bin kişilik yemek çıkaran, günde 10 bin ekmek çıkarma kapasitesine sahip fırını olan, civar köylere yemek ve ihtiyaç dağıtan, sosyal markette giyim ve hijyen gibi ihtiyaçları karşılayan bir tesis.

Haberin Devamı

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

 

BİR GECEDE FIRIN KURULDU

Beni en çok buradaki fırın şaşırttı. “Tesiste var mıydı böyle bir fırın?” dedim. Öyleyse bayağı şanslı sayılırlardı. O fırının hikayesini Başkan Yıldız şöyle anlattı: “Depremin ilk günlerinde buraya kamyonlarca ekmek geliyordu, ama çoğu soğuktu. Ekmek dediğin sıcak yenmeli. Çoluk çocuk o ekmekleri mecburen yiyordu. Hemen fırın yapılmasını istedim. Ekibim itiraz etti. Sordukları ustalar en az 5-6 günde yapılabileceğini söylemiş. Ekmek üretimi için gereken asgari hava şartlarını sağlamak zordu. Yine de ertesi sabaha sıcak ekmek çıkmasını istediğimi söyledim. Tadilat tüm gece sürdü. Sabah (10 Şubat’ta, yani depremin dördüncü gününde) fırının açılışını yapmak için çağırdılar beni. Hemen sıcak ekmekleri alıp dağıtmak için yola çıktık. Ekmeği uzattığım bir çocuk ‘Uf! Çok sıcak’ diyerek irkildi. Sonra da ısınmak için ekmeği alıp yüzüne tuttu. O ekmekle bir çocuğun sadece yüzünü değil kalbini de bir nebze ısıtabildiysem ne mutlu.”

Haberin Devamı

YAVUZ BİNGÖL’DEN KÜLTÜR SANAT MERHEMİ

Kahramanmaraş’ta sanatçı Yavuz Bingöl ile karşılaştım. Kendisi 20 gündür deprem bölgesinde.

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

“Ramazan sonuna kadar da burada olacağız. ‘Sanat Hayattır Derneği’ olarak iki kültür sanat çadırı kurduk. Bu çadırlarda çocuklara tiyatro, çizgi film, sinema filmi gösteriliyor. Onların hayata dönüşleri, travmayı atlatabilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Sanatın burada önemli bir güç olduğuna inanıyorum. Özellikle müzik çok önemli bir araç. Özellikle yakınlarını kaybetmiş olanlar tanıdık bir yüz gördükleri zaman inanılmaz tepkiler veriyorlar. Sarılıyorlar, dertleşiyorlar, ağlıyorlar. Kahramanmaraş, İskenderun, Adıyaman üçgeninde gidip geliyoruz. Ramazan’da da kurduğumuz çadırlarda Ramazan etkinlikleri yapacağız” dedi.

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

KAHRAMANMARAŞ’TA SON DURUM

  • Merkez ve civarında içinde yerleşim olan herhangi bir konuta denk gelmedim.
  • Yıkılmayan binalar olması, istenince kaçacak kadar ayakta kalabilecek binalar yapmanın mümkün olduğunun kanıtıydı!
  • Eski Maraş denilen bölgede taş üstünde taş kalmamıştı... Fransız topunun asılı kaldığı ama depremde yıkılan Ulu Camii’yi o halde görmek içimi acıttı.
  • Kahramanmaraş merkezde esnafın bazısı dükkanlarını açmaya başlamıştı.
  • Artık enkaz başlarında sadece iş makineleri ve inşaat uzmanları var.

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

  • Her yerde çadır görmek mümkün. Aslında AFAD çadırlar için düzenli alanlar belirliyor. Ancak insanlar yağmadan korkup evlerinin yakınlarından ayrılmak istemeyince ortaya düzensiz bir çadırlaşma çıkıyor. Bir başka depremzede ise otizmli oğluna yeni bir yere gitmenin iyi gelmeyeceğinden endişelendiği için çadırı evinin yakınına kurduğunu söyledi.
  • Çadırlarda kalan herkesin evi yıkılmış değil. Hatta önemli bir oranda evi az hasarlı olanlar var. Ancak sokağındaki evler yıkılan insanların tekrar o az hasarlı evlere girmesi zor.
  • İki bloğun ilk 10 saniyede yıkıldığı lüks bir sitenin önünden geçtim. Üç yıllık sitede daireler 2.5 milyona satılıyormuş. Bazılarının üzerinde halen kiralık ve satılık ilanları duruyordu... Site sakinlerinin çoğu, eşyalarını vinç tutarak kurtarmaya çalışmış. Bazısı camekanı bile söküp götürmüş... Bu kadar yeni bir site olunca çoğu sakinin tüm yatırımını, birikimini bu evlere harcamış olduğunu tahmin etmek zor değil.

Bir daha hiçbir çocuk yüzünü fırından çıkmış ekmekle ısıtmak zorunda kalmasın

  • Çadır kentlerde kalan depremzedeler haberleri Facebook’tan ve WhatsApp gruplarından takip edebildiklerini söylüyor.
  • Çadırların çoğunun içinde palet yoktu. Yani insanların yerden bağlantısını kesecek yükseltiler. Taşın toprağın üzerinde el yordamıyla sağlanan yükseltiler yeterli olmuyor.
  • Belediye tesisinde akşam dağıtılan yemekte keçi eti görünce şaşırdım. Bu keçileri köylüler kendilerine gelen yardımlara teşekkür amacıyla hediye ediyormuş...
  • Akşam yemeği sırasında bir Kahramanmaraşlı daha teşekkür ziyaretine geldi. O da tepsiler dolusu yerel tatlı getirmişti... İnsanımız bambaşka gerçekten..
Sıradaki haber yükleniyor...
holder