Sadık Gültekin’le Doğru Tercih Öğrenmenin öğretilmesi (2)
HABERİ PAYLAŞ

Öğrenmenin öğretilmesi (2)

Y kuşağı, problemlerini çözmek ya da bir şeyler öğrenmek için başkalarına güvenmek zorunda olmadığını düşünüyor. Eğitim seviyeleri ve sınırsız içeriğe maruz kalmaları nedeniyle, Y kuşağı daha açık fikirli ve idealist. Y kuşağı her şeyi sorgular, bu da onları normlara uymalarını bekleyen eski kuşaklarla çatışmaya yatkın hale getiriyor. Z kuşağı, Y kuşağının küçük kardeşleridir. Bu kuşak 1997 ile 2009 yılları arasında doğan grubu ifade eder. Kesinlikle teknolojisiz bir hayat bilmez.

Öğrenme, haber alma, alışveriş ve sosyal ağ oluşturma için dijital cihazları aracılığıyla her zaman internete bağlıdırlar. Sosyal ortamlarda olsalar bile içeriği birden çok ekran aracılığıyla sürekli olarak tüketirler. Çevrimiçi ve çevrimdışı dünyalar arasında neredeyse hiçbir sınır görmezler. Kişisel bilgileri paylaşma isteği, Z kuşağında eski nesillere göre nispeten daha yüksek olduğu için kişiselleşmiş markaları tercih ederler.

Haberin Devamı

Gösterişli görüntülerini yayınlamayı seven Y kuşağının aksine, Z kuşağı kendilerinin özgün ve samimi hallerini tasvir etmeyi sever. Çeşitlilik arayışı içinde, özgüveni çok yüksek bu dijital yerliler, geleceği şekillendirecek olan kişilerdir. Z kuşağı, sahip olmak yerine kullanıcı olmak eğiliminde. Araba sahibi olmak yerine Uber kullanmayı tercih eder. Bir müzik albümü satın almak yerine Spotify kullanır.

Bu nedenle şirketler de günümüzde, genç nesillerin sürekli değişen ihtiyaç ve isteklerine uyum sağlamaya çalışıyor. Günümüzde Baby Boomers ve X kuşağı, işletmelerdeki liderlik pozisyonlarına sahip olmaya devam ediyor. Ancak Y ve Z kuşakları artık en büyük işgücünü ve en büyük tüketici pazarını oluşturuyor. Bu nedenle pazarlamanın temelinde artık onlar bulunuyor.

***

Carnegie Mellon Üniversitesi’nden ekonomi uzmanı George Lowenstein “Beynin büyük kısmı bilinçli düşünmeden çok otomatik süreçlerin hakimiyeti altındadır. Beyinde gerçekleşen işlemlerin çoğu bilişsel değil duyuşsaldır” diyor. Lowenstein, aslında nöro pazarlama ile ilgili bir tespitte bulunuyor. Nöro pazarlama, beyinsel aktivitelerimizin satın alma kararlarımız üzerindeki etkilerini araştıran, markaların, renklerin, sloganların, ambalajların bize ilettiği mesajlara beynimizin verdiği tepkilerin araştırılması ve bu verilerin pazarlama faaliyetlerinde kullanılması esasına dayanıyor.

Haberin Devamı

***

Peki, nöro pazarlama beynin hangi bölgesine oynuyor, eğitimciler bunu neden bilmeli? İnsan, aldığı kararların çoğunu hiç düşünmeden, kendine göre bazı yöntemler ve kısa yollar kullanarak alıyor. İnsan beyninin sağ tarafı yaratıcılık, sol tarafı ise mantık konusunda uzmandır. İnsan beyni, yukarıdan aşağıya üç katmandan oluşur.

Bu katmanları bilim insanları, ‘yeni beyin’, ‘orta beyin’ ve ‘ilkel beyin’ olarak isimlendiriyor. Yeni beynimizle mantık yürütüyoruz. Orta beyin, bizim duygusal dünyamızı yönetiyor. İlkel beyinimiz ise tehlikelerden korunmak, kendimizi savunmak, üremek, yemek yemek gibi en ilkel ihtiyaçlarımızı yöneten beynimizdir. Bilim insanları, bilinçdışımızın gerçek patronunun ilkel beynimiz olduğunu söylüyor. Devam edecek...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder