Verda Özer Ona baktığında ne görüyorsun?
HABERİ PAYLAŞ

Ona baktığında ne görüyorsun?

Baktığımız şeyi gerçekten görüyor muyuz?

Mesela bir bitki gördüğünüzde sadece o bitkinin gövdesini-yapraklarını görüyorsunuz, değil mi? Peki, yoğun bakımda yatan bir kanser hastasının damarından içeriye akan ilaçta o bitkinin olduğunu bilseniz… O bitkinin kanser hücrelerini öldürdüğünü, tümörü tedavi ettiğini öğrenseniz… Asıl o zaman o bitkiyi görmüş olmaz mısınız?

Ya da cildinize sürdüğünüz kremin içinde o bitkinin olduğunu, yani sizi hem gençleştirdiğini, güzelleştirdiğini, hem cilt problemlerinizi tedavi ettiğini duysanız… Kokusunun da ruhunuza iyi geldiğini, enerjinizi yükselttiğini, sizi sakinleştirdiğini öğrenseniz… Asıl o zaman o bitkiyle tanışmış olmaz mısınız? Sadece yaprak ve gövdeden oluşmadığını, içinde sonsuz şifa ve güzellik barındırdığını anlayıp, işte o zaman onu görmüş sayılmaz mısınız?

Haberin Devamı

Peki onu gerçekten gördüğünüzde, sırf güzel görünüyor ya da kokuyor diye toprağından koparıp evinize götürür müydünüz? Yoksa size ve tüm insanlığa sağladığı katkıları artık bildiğiniz için onu yerinde yurdunda mı bırakırdınız?

Ona baktığında ne görüyorsun

KUM ZAMBAĞI VE MAVİ YILDIZ

Tam da bu sayısız faydaları nedeniyle nesli tükenmek üzere olan bitkiler devletler ve uluslararası örgütler tarafından koruma altına alınıyorlar. Zira doğada tükenme tehlikesi altında bulunan bitkilerin sayısı son 6 yılda yüzde 123 artarak 3 bin 325’e ulaşmış. İşte dünya üzerinden yok olmak üzere olan böyle 2 bitkiye, ‘Mavi Yıldız’ ve ‘Kum Zambağı’na; Kibar Holding’in grup şirketlerinden olan Assan Alüminyum el atmış. Her ikisini de Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Bölümü ile birlikte laboratuvar ortamında çoğaltıp doğaya aktarmışlar.

 

Sadece deniz kenarındaki kumsallarda görülen Kum Zambağı’nı koparmanın veya zarar vermenin cezası (Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüklerine göre) bugün 109 bin TL. Nesli tükenmek üzere olan bu bitki, 2016’da Uluslararası Doğa Koruma Birliği tarafından koruma altına alınmış. Hem kanser tedavisinde hem de kozmetik sektöründe çok yaygın kullanılıyor. Zaten Latince adı ‘her şeyi güçlü, her derde deva’ anlamına geliyor.

Haberin Devamı

Dünyada sadece Türkiye’nin kuzeybatısında ve Yunanistan'ın kuzeydoğusunda bulunan ‘Mavi Yıldız’ da Bern Sözleşmesine göre ‘mutlaka korunması gereken’ kategorisinde. Kanser ve kalp hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılıyor. Yani bu iki bitki tükenirse dünya üzerinde birçok kanser hastası tedavisiz kalma riskiyle karşı karşıya. Dolayısıyla sadece Türkiye’de (ve kısmen Yunanistan’da) görülen bu bitkilere sahip çıkmamız, insanlığa borcumuz.

ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNDEN ÖNEMLİ HAMLE

Assan Alüminyum, hayata geçirdiği ‘Biyoçeşitliliği Koruma Projesi’ dışında geri dönüşüm ve yenilenebilir enerji konusunda da harekete geçmiş. Her yıl tükettikleri elektrik kadar ‘temiz enerji’ üretiyorlar. Bunun için uluslararası sertifikalı bir hidro-elektrik tesisi kurmuşlar. Ayrıca atıkların/hurdaların geri dönüşümü için bir entegre tesis inşa etmişler. Bunda da global alüminyum sektörü AS’den (Aluminium Stewardship Initiative) ‘Sürdürülebilirlik Performans Standardı Sertifikası’ almış olan Türkiye’deki ilk ve tek kurumlar.

Haberin Devamı

“2050’de karbon nötr olmayı ‘Geleceği Tüketmeden Üretiyoruz’ diyerek hedefliyoruz. 2021 itibariyle elektrik tüketimi kaynaklı emisyonları nötrledik. Geçen yıl önceki yıla göre sera gazı yoğunluğunu yüzde 39, su yoğunluğunu ise yüzde 47 oranında düşürdük. Atık Su Geri Kazanım Tesisimizle de yılda 500 bin metreküp suyu geri kazandırıyoruz. Geri dönüştürülerek yeniden kullanılan hammadde miktarımız da son 6 yılda yüzde 50 arttı. Geri kazanılan atık miktarı yüzde 99’a yükseldi” diyerek çevreye katkılarını özetliyor Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör.

2. EN BÜYÜK CO2 SALAN SEKTÖR

Assan’ın tüm bunları yapıyor olması ise çok ama çok önemli. Neden mi? Çünkü Türkiye’nin yassı alüminyum ihracatının tam yüzde 60’ını yapıyor. Yani çok büyük bir üretim merkezi. Alüminyum ise dünyada en çok karbondioksit üreten demir-çelik sektörüne ait. Dolayısıyla kurum bunun farkındalığı ve sorumluluğuyla hareket ediyor. Verdiği zararı sıfırlayıp, üstüne fayda sağlamaya çalışıyor.

SANATTAN DOĞAYA

Bu arada nasıl bir tevafuk ki; Assan Alüminyum kum zambaklarını çoğaltırken, Zorlu PSM’in prodüksiyonları arasında ‘Kum Zambakları’ adlı bir tiyatro oyunu olduğunu öğrenmiş ve oyunun ana destekçisi olmuş. Eser; doğayı ve hayvanların yaşamını yok eden insanlığın kendisiyle ve birbiriyle olan çatışmasını sahneliyor. Seyirciler; birbirini yok etmeye çalışan Duygu ve Fikret’in hayatının farklı evrelerine tanıklık ederken, aslında insanlığın doğayla ilişkini seyrediyor.

*

Yazıyı bitirirken: Bitkilerin bize nefesleriyle nefes verdiklerini, bizi iyileştirdiklerini, şifalandırdıklarını, yani hayatımızı onlara borçlu olduğumuzu; onların bize değil, bizim onlara ihtiyacımız olduğunu bir gün anlayıp saygı göstermemiz dileğiyle…

Sıradaki haber yükleniyor...
holder