Verda Özer Kurtuluş yediğin elmanın kabuğunda!
HABERİ PAYLAŞ

Kurtuluş yediğin elmanın kabuğunda!

Dünyanın sürebilmesi için tek bir yol var: Kendimize gelmemiz! 

Bakın Avrupa çok ciddi bir enerji krizinde. Almanya’da doğalgaz bulamadıkları için fabrikalar kapanıyor. Sanayi neredeyse durma aşamasına geldi. Birçok ülke kışın evlerin 19 derecenin üzerinde ısıtılmaması için tedbir alıyor. Avrupa’da vatandaşların bir kısmı iktidarı, bir kısmı Yeşiller Partisi’ni, bir kısmı ise Rusya’yı suçluyor. Kimi suçlarsa suçlasınlar, sonuçta herkes kızgın. Üşüdüğü için, üretemediği için, alamadığı, satamadığı için kızgın...

Haberin Devamı

Oysaki suçlayacak tek bir yer, tek bir kişi var, o da kendimiz! Çünkü çözümün, yediğimiz elmanın kabuğunda olduğunu fark etmeyen bizleriz. Tükettiğimiz şeyleri geri dönüştürmeden çöpe atarak, aslında geleceğini harcayan kendimiziz.

Kurtuluş yediğin elmanın kabuğunda

ATIK LASTİK HERŞEYDE

“Çöp” deyince aklımıza çöp kutusuna attıktan sonra sanki bir kara deliğe düşüp yok olan, yok olması gereken kirli bir şey geliyor. Oysaki çöp demek, kaynak demek! Çöp demek artık para demek. Enerji demek. Yemek demek, ısınmak demek. Çöpe bakışımızı acilen değiştirmemiz gerekiyor. Belki en çok da atıkların önemli bir kısmını oluşturan lastiklere. Bildiğiniz araç lastiklerinden bahsediyorum. Zira o kadar değerliler ki kullanıldıktan sonra da o kadar çok yerde yeniden kullanılabiliyorlar ki…

Mesela yürüdüğünüz yollarda ve parklarda zeminde, ayakkabıların tabanlarında; arabaların çamurluk gibi birçok parçasında; çelik teller başta olmak üzere çoğu çelik ürününde; kauçuk sanayisinde atık lastikler geri dönüştürüldükten sonra yeniden kullanılıyor. Dahası; geri dönüşüm sürecinde ortaya çıkan gaz, geri dönüşüm tesisindeki reaktörlerin ısıltılmasında harcanıyor. Bazı tesislerde geri dönüşüm sürecinde ortaya çıkan yağından, jeneratörlerde elektrik üretilip kamu hizmetine veriliyor. Yani o lastik yol-su-elektrik olarak bize geri dönüyor!

Kurtuluş yediğin elmanın kabuğunda

ENERJİ KRİZİNE ÇÖZÜM

“Ne yazık ki bu kadar çok faydası olan atık lastiklerin ülkemizde şu an sadece yüzde 60’ı toplanabiliyor. Oysa yasaya göre yüzde 80’i toplanmalı. Dahası; toplanan bu ömrü tükenmiş lastikler çoğunlukla geri dönüşüme gitmiyor, heba oluyor. En kötüsü ise bu atık lastikler sanayi kuruluşlarında yakılıyor ve yüksek kalorili yandığı için çevreye büyük zarar veriyor” diyor Mustafa Deryal.

Haberin Devamı

Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Başkanı ve aynı zamanda İlkim Enerji Yönetim Kurulu Başkanı olan Mustafa Deryal, geri dönüşüm tesislerinin ise bu lastikleri 650 dereceye kadar ısıttığını, sıvı hale getirdiğini, yani yakmadığını ve hepsini geri dönüştürerek farklı ürünler elde ettiklerini anlatıyor. Bir atık lastiğin tam 500 yıl doğada yok olmadığını ekleyerek...

166 bin şirketi temsil eden ATO adına konuştuğu için, sanayinin çektiği enerji sıkıntısını en iyi bilenlerin başında geliyor Mustafa Bey. Özellikle enerji-yoğun sektörlerde, enerji fiyatlarındaki artış ve hammadde sıkıntısı yüzünden artık üretimin durma aşamasına geldiğini dertlenerek anlatıyor. “Herkes ucuz hammadde arıyor. Sanayi bu şekilde süremez, Verda Hanım. Geri dönüşüm tesisleri de yeterli atık toplanmadığı için ve ithalat izinleri olmadığı için ciddi hammadde sıkıntısı çekiyor” diyor.

Haberin Devamı

Oysaki aranan o hammadde uzakta bir yerde değil, tam anlamıyla yediğimiz elmanın kabuğunda! Yani atıklarımızda.

YÖNETMELİK İŞLEMELİ

Bugün atık lastikleri toplama işlemi, Çevre Bakanlığı’nın yetkilendirdiği LASDER (Lastik Sanayicileri Derneği) tarafından yapılıyor. Dernek ihale açarak kişilere toplama lisansı veriyor. Türkiye’de her yıl ortaya çıkan tam 400 bin ton lastiğin -maalesef yasaya rağmen- şu an sadece yüzde 60’ı toplanıyor, dediğim gibi.

Belli ki yönetmeliğin daha iyi işlemesi için acilen bir şeyler yapmak gerekiyor.

Unutmayalım ki bu sadece bir çevre meselesi değil. Aynı zamanda ve çoğu kişi için daha çok ekonomi meselesi. 2019 Nisan ayında hanede elektrik ücreti 0.43 TL (kilowattsaati) iken, şimdi 2.31 TL. Sanayide de rakam 0.44’ten 4.09’a çıkmış. Atıkları toplamak ve geri dönüştürmek, bu enerji krizinin tek dermanı.

Bu gidişatla çok yakında ihracatta çekeceğimiz sıkıntıları ve rekabet gücümüzün ne kadar düşeceğini öngörmek de zor değil… Ankara’nın tam 1 yıl önce imzaladığı Paris İklim Anlaşması kapsamında verdiği taahhütleri hatırlatmakta da fayda var. Buna göre; 2023 itibarıyla sera gazı emisyonları yüzde 21 azaltılacak. Tamam da atık lastikleri geri dönüştürmeden bu nasıl olacak ?

ÇÖP = ELEKTRİK

Enerji Bakanlığı’nın resmi sayfasındaki rakamlara göre; Türkiye’de elektrik üretiminde yüzde 30 hidro-elektrik, yüzde 25 doğalgaz, yüzde 21 kömür, yüzde 11 rüzgar, yüzde 9 güneş, yüzde 2 jeotermal, yüzde 2.5 de diğer kaynaklar kullanılıyor. Ki bu diğer kaynaklar işte bizim atıklar. “Bu rakam rahatlıkla yüzde 30’lara çıkabilir. Yani çöplerimiz, doğalgazın yerini alabilir!” diyor Mustafa Deryal.

Yeter ki onu bunu suçlamayı bırakalım, atıklarımıza bizler, kendimiz sahip çıkalım.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder