Verda Özer Ormanlar yanarken biz ne yapıyoruz?
HABERİ PAYLAŞ

Ormanlar yanarken biz ne yapıyoruz?

Daha evvelki yaz yaşadığımız orman yangınlarının ve ardında bıraktığı cılız tepelerin travmasını üzerimizden atamamışken yeniden yangınlara maruz kalmak, hepimizin yüreğini yakıyor. Düşünün ki, 28 Temmuz 2021’de başlayıp 15 gün süren ‘mega’ orman yangınlarında Türkiye’de son 20 yılda yanan ağaç miktarından çok daha fazla orman alanı yok oldu.

Yani sadece 2 haftada! Bugünlerde aşırı yükselen sıcaklıklarda elbette hepimiz bunun tekrarından korkuyoruz. Daha kötü haber ise şu: Dünyada yaşanan iklim krizi yüzünden yangınların çok daha sıklaşması ve şiddetinin artması bekleniyor. En çok da maalesef Akdeniz bölgesinde. İşte tam da bu yüzden sormanın vakti: Peki artık hazır mıyız? Hazırlıklı mıyız?

Haberin Devamı

HIZLA ARTIYOR

Bu sorunun cevabını en doğru alabileceğim uzmanlardan biriyle görüşüyorum. TEMA Vakfı’nda Orman ve Kırsal Kalkınma Müdürü olan Dr. Ferhat Taze, Orman Yüksek Mühendisi ve 20 yıl önceki doktora tezini de ormancılık üzerine yazmış. “Hazırlıklı olup olmadığımızı görmek için önce yangınlarla ilgili istatiksel verilere bakmamız ve nerden geldik nereye gidiyoruz, görmemiz gerek” diyerek söze başlıyor.

Orman Genel Müdürlüğü’nün Yeşil Vatan sayfasından aldıkları resmi verilere göre, her yıl çıkan orman yangınlarının doğrusal olarak arttığını söylüyor. 2000-2010 yıllarında yılda ortalama yaklaşık 2000 orman yangını çıkarken, 2010’dan bugüne bu sayı yüzde 28 artmış, toplamda 2 bin 600’ü aşmış. Daha da geriden alırsak: 1988-2012 arasında yılda ortalama 11 bin hektar orman alanı yanarken, son 10 yılda bu rakam 23 bine ulaşmış.

Bu yazki Yeşil Vatan verilerine göre ise yangın sayısı ortalamanın altında gidiyor. Şu an aktif olan 21 yangın varken, 19’u kontrol altında görünüyor. “Ne var ki Orman Genel Müdürlüğü’nün sayfasında bu yangınların nerede olduğunu ve ne kadar süredir devam ettiğini göremiyoruz. Bu bilgilerin de Yeşil Vatan’a girilmesi çok faydalı olur” diyor Ferhat Taze.

Ormanlar yanarken biz ne yapıyoruz

İNSAN KAYNAKLI

Gelelim yangınların sebeplerine. “Yangın sayısındaki artışın asıl sebebi, artan nüfus. Nüfus arttıkça insanların ormana teması artıyor. Zaten yangınların nedeni yüzde 88-90 oranla insan kaynaklı” diyor Ferhat Bey. Anız yakılması başta olmak üzere, sigara izmariti atmak, piknikmangalın ardından bırakılan ateş, çöplükler, avcılık, hep insan ihmalinden kaynaklı nedenler.

Haberin Devamı

Yangınların sadece yüzde 12’si doğal sebeplerden (yıldırım düşmesi, aşırı sıcaklıklar gibi). “Bu yüzden farkındalık yaratmak yaşamsal önemde. Ormana ya da ormana yakın alana atılan bir izmaritin çevresindeki otları ve bitkileri yakacağı, iyi söndürülmemiş bir mangal ateşinin rüzgârın etkisiyle tekrar tutuşacağı, ormana atılan bir cam şişenin güneş ışınlarının mercek etkisiyle ateş oluşturacağı her yerde anlatılmalı.

Aynı şekilde anız yakılmasının da orman sınırına yakın alanlarda yapıldığında bir orman yangınına dönüşebildiği her şekilde duyurulmalı” diyor TEMA Vakfı Genel Müdürü Başak Yalvaç Özçağdaş. Ferhat Taze tam da bu yüzden özellikle çok yüksek sıcaklık artışı yaşanılan günlerde ormanlık alanlara girişin yasaklanmasının doğru olduğunu, bu önlemin çok daha sıkı bir şekilde alınması gerektiğini özellikle vurguluyor.

Haberin Devamı

Ormanlar yanarken biz ne yapıyoruz

GELİŞME VAR AMA YETMEZ

Peki, gelelim bundan sonrasına… İklim krizi nedeniyle artması beklenen yangınlara bu sefer hazır mıyız? “Resmi veriler, yangına müdahale süresinde çok daha hızlı olduğumuzu gösteriyor. Öncelikle ekipman konusunda 2021 yangınlarından beri ciddi yol kat etmişiz.

Geçen yıl yangına müdahale için 50 helikopterimiz varken, şimdi bu rakam 100’e çıkmış. Yine; uçak sayısı ve insansız hava uçaklarında (İHA) artış var. Helikopterlerin yangın söndürmek için su çektikleri su göletleri/ormanlardaki su havuzları da artmış” diyor Ferhat Taze.

Sonuçta da yangına müdahale süresi 11 dakikaya kadar inmiş. “Yine de şunu unutmamalıyız: Bir yangını kontrol altına alsanız bile, bir anda sabaha karşı esen kuru sert bir rüzgarla yeniden alev alabiliyor. Tam da bu yüzden yangını kontrol etmektense, önlemeye odaklanmalıyız” diyerek çok önemli bir vurgu yapıyor.

ÖNLEM ALMANIN YOLLARI

Peki yangını nasıl önleyebiliriz? Her şeyden önce; yangınlar yüzde 90 insan kaynaklı olduğu için, insanları bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak en önemlisi.

Bunun için de devlet kurumlarının çok daha yaygın kampanyalar yürütmesi gerekiyor. İkincisi; yangına müdahale eden ‘yangın işçilerinin’ statüleri değiştirilmeli. “Bugüne kadar dönemlik işçi oldukları için yangın söndürme motivasyonları düşük oluyordu ve bir sezon bu işi yapan bir işçiyi bir sonraki sezon işe alamıyordunuz. Bu yüzden daimi işçi statüsüne geçmeliler” diyor Dr. Ferhat Taze.

Bir diğer önemli konu da, yangın personelinin arttırılması. Özellikle orman muhafaza memurlarının rolü çok önemli. Tıpkı bir insanın hastalanmadan sağlığını korumasını sağlayan mekanizma gibiler. “Yangın söndürme işçisi, yangını söndürme odaklı. Oysa biz kanseri engellemeye, yani yangın çıkmadan ormanı korumaya odaklanmalıyız” diye açıklıyor Ferhat Bey.

“Orman Genel Müdürlüğü gerekli tepkiyi veriyor. Ama biz hep ‘bir musubet (tecrübe) bin nasihattan iyidir’ atasözüyle ilerliyoruz. Dileyelim ki daha fazla musubete gerek kalmadan gerekli dersleri çıkarırız” diyerek sözlerini bitiriyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder