Gaz yemek serbest içki içmek yasak

Cam kabininin içinde bir anne baba ve kucaklarında birkaç aylık bebek. Yer Dolmabahçe Sarayı’nın önü. Cam kabin, polislerin durduğu kabin! Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmaz. Polis, yolu kesen Beşiktaş taraftarlarına basmış gazı, Dolmabahçe Sarayı’nın önünde fotoğraf çektiren turistler, küçük bebeklerini korumak için çareyi polisin nöbet tuttuğu cam kabinin içine girmekte bulmuş! Aynı saatlerde anneleriyle KüçükÇiftlik Parkı’na Yiyecek Festivali’ne gitmekte olan ve oradaki çocuklar da yemiş gazı! Geçen gün de maç yaparken kavga eden küçük futbolculara gaz sıkıvermişlerdi. Polis arkadaşlar, benim yazın sivrisineklere sıktığım ilaçtan daha fazla gaz sıkar oldular sokaktaki ahaliye!

[[HAFTAYA]]

Ruhsat valilikten

Başbakanın “Milli içkimiz ayrandır, alkolle her türlü mücadele edeceğiz” açıklamasının ardından gaz yemek serbest ama içki yasağı konusunda adım adım ilerleniyor. 40 küsur bin işletmenin ruhsatını yenilememesinin üzerinden şimdi de içki ruhsatlarının belediyelerin elinden alınıp valiliklere verilmesi için çalışma yapılıyor. Böylece esnafın baskısına daha açık olan ya da kıyı bölgelerinde daha liberal görüşlü belediye başkanı seçen yerler de devlet otoritesine, vali babaya boyun eğecek. “Rakı, balık, Ayvalık” tekerlemesi, bundan böyle anılarda bir hoş seda olarak kalacak!

TSK görmüyor ama halk foto çektiriyor

Tunceli Dağları’nda ise bir başka garabet yaşanıyor. Aliboğazı Vadisi’nde kadın erkek kaleşleriyle çekilen PKK’lılar, dağlara gezmeye gelen gruplarla hatıra fotoğrafı çektiriyor, gezginlerin daha ileri gitmelerine ise PKK’lı Koçero kod adlı terörist, mayın olduğu gerekçesiyle izin vermiyor. Bu fotoğrafların yayınlanmasından sonra TSK yaptığı açıklamada, hiçbir teröristle karşılaşmadıklarını, fotoğraf çekmediklerini bildiriyor. Mehmetçik fotoğrafı gazetelere Van’dan annelere karanfil verirken yansıyor. Şehit cenazeleri kalkmıyor diye sevindiğimiz dönemde, sivil terör cenazeleri kalkıyor Reyhanlı’dan, hem de bir seferde en büyük sayıda sivil insanın öldürüldüğü bir olayda. Ama bütün bunlar iç ve dış politikada başarı olarak yansıyor.

İpi 4 şarabıyla Kavaklıdere göğüsledi

Ülkede alkole karşı savaş açıldığı bir dönemde yerli şarap üreticisinin emeğini ölçen uluslararası bir etkinlik sürüyordu: Dünyanın en ünlü 7 şarap üstadı (Master of Wine) beş gün boyunca günde 80 kadar şarap tadımı yaparak yılın en iyi Türk şaraplarını belirledi. 43 üretici firmanın 320 şarapla katıldığı değerlendirme, kırmızı, beyaz ve rose şaraplar ayrılarak yapıldı. Nasıl olsa şarap üstadlarını tanımıyorsunuz, onların yerine ben size üstatların beğendiği şarapların isimlerini vereceğim: “Üstün bir karakteri olan sıradışı şarap” sınıfına 17 Türk şarabı girmeyi hak etti. 92 puan alan Kavaklıdere Pendore Syrah 201 ve Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004 en tepeye yerleşti; 91 puanla Vinkara Doruk Boğazkere 2010, Suvla Sur 2010, Sevilen Magnesia KK 2011, Suvla Merlot 2010, Prodom Syrah-Kalecik Karası 2011 ve Melen Shiraz Reserve 2010 hemen arkasından geldi. Anadolu topraklarında şarap üreticiliğinin devamını diliyorum!

Duruşmalar ne alemde?

Balyoz’un habercisiydi kimse anlamak istemedi, TSK’nın gözbebeği SAT Komandolarını hedef alan Poyrazköy kazılarında tutuklananların içerde kaldığı süre 5 yılı buldu, yargılama 4 yıldır sürüyor. Bu süreçte kimisi eşinden ayrıldı, kimisi yeni evlendiği eşiyle hiç birlikte olamadı, kimisi çocuğunun büyüdüğünü göremedi, kimi ruh ve akıl sağlığını koruyabilmek için kendini yazmaya verdi. Duruşmaları bugün ve yarın Çağlayan Adliyesi’nde devam ediyor. Ergenekon’da ise sona gelindi. İzmir milletvekili, gazeteci, yazar Mustafa Balbay bugün Silivri’de son savunmasını yapacak. Doğu Perinçek’in savunması ise ertelendikçe erteleniyor, söylendiğine göre susma hakkını kullanmış kabul edilip savunma yaptırılmayacakmış. Yok artık demeyin, bu mahkemelerde her şey olabilir, oluyor da zaten!

Vahşet ve İslam düşmanlığı

Temiz savaş yoktur ama Suriye’de yaşanan kadar kirlisi oldu mu? Hükümet sadece Esad ve hükümet güçlerinin yaptığı bombalamaları görüyor. Özgür Suriye Ordusu adını kullanan bir takım çıldırmış milisler ise yaptıkları vahşetle tarihe geçiyor: Linç, parçalama, sorgusuz sualsiz öldürme ve en sonunda kurbanının cesedini deşip kalbini yeme! Görüntülere bakmaya tahammül edemedim, kalbini yerken bir de tekbir getiriyor manyak ki Allah cezasını versin! Suriye; Ortadoğu’da oynanan oyunun kurbanı olarak seçilmiş son ülkenin insanları, ölüyor, öldürüyor, vahşileşiyor ve bu dram bitmeyecek! Irak’ta, Mısır’da, Afganistan’da bitmediği gibi, sürecek. Sonra da insanlar İslama niye düşman diye sorarsınız kendinize...